"Selam."dedi Ulaş.
Gözlerinde yanan ateşi kesinlikle görebiliyordum. Ne işi vardı burda? Kendisi o gün kendi elleriyle beni itmişti şimdi de burda benim yanıma gelecek benimle konuşacak cesareti nerden alıyordu?
.
.
."Senin burda ne işin var?"dedim sinirli bir sesle.
"Burası bir bar ve herkese açık diye biliyorum."dedi sinir bozucu bir tavırla.
"O zaman görsen bile yön değiştir ne diye gelip utanmadan selam verme cürretinde bulunuyorsun!"dedim
"Gece-"
Sözünü keserek araya girdim.
"İsmimi ağzına alma! O kadar laftan sonra yapamadığını söyledikten sonra pişmanmış gibi yapma!"dedim.
"Bir kere bile dinlemeyecek misin beni?"dedi.
Sesinden anladığım kadarıyla o da sinirlenmeye başlıyordu ama umrumda değildi.
"Hayır dinlemeyecegim."dedim ve yanından uzaklaşmak için bir adım atmıştım ama kolumdan tutulduğum için yerimde kalmıştım.
"Ne var ya ne!? Ne istiyorsun?"dedim
"Seni istiyorum."dedi.
Derin bir nefes aldım ve sakin kalmaya çalıştım ama olmuyordu sakin felan kalamıyordum.
"Ulaş sen ne dediğinin farkında mısın!? Ben seni terk etmedim sen beni terk ettin! Şimdi bide karşıma gelip utanmadan arsızca seni istiyorum diyorsun! Sen kendini ne sanıyorsun ya!? İstediğin zaman gel istediğin zaman git!"dedim.
"Böyle olmalıydı böyle olmak zorundaydı!"dedi.
"Neden böyle olmak zorundaydı ha neden!? Hiç bir şeye zorunda felan değildin sen sadece yapamadığın için korkup kaçan ve kaçarken de bahaneleri sığınan birisin! Şimdi defol git hemen!"dedim ve kolumu kurtarıp ardıma bile bakmadan çıkış kapısına gittim.
Her zaman olduğu gibi bahanelerin arkasına sığınıyordu. Dışarı çıktığım zaman içerde bunalmış gibi derin bir nefes aldım. Bir kaç dakika derin nefesler alıp beklemiştim. Derine gitmek istediğimi belirten mesaj attım. Çok geçmeden kapıda Derini görmüştüm. Hızla yanıma gelmişti.
"Ne oldu? Beni korkuttun bişey oldu sandım? Bı haber versen beraber de çıkabilirdik bu şekilde gitmen adilce değildi! "Dedi.
"Bitti mi?"dedim.
Buradan uzaklaşmak istiyordum.
"Ne oldu sana böyle? Hiç böyle davranmazdın?"dedi.
"Derin eve gitmek istiyorum olan bu gidelim artık."dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.
Peşimden Derinin geldiğini adım seslerden anlıyordum şuan susmasın tek nedeni sinirli olduğumu düsünmesiydi. Ama ben sadece sinirli değil bir çok duyguyu bir an da yaşıyordum. Karışık birşeyin içindeydim. Yola çıkarak bir taksi çevirmiş ve evin adresini verdikten sonra yolu izlemeye başlamıştım. Neydi bunun derdi şimdi? Neydi bu olanlar? Yaşadıklarım neydi benim? Düşüncelerim cevapsız kalan sorularımın arasında boğulurken ne zaman eve geldiğimizi bile farkında değildim. Taksiden inerek eve doğru yürüdüm. İçeriye girip odama yöneldim ve odama çıkıp üzerimde ki kıyafetlerimi çıkarıp yerine siyah bir t-shirt ve siyah bir pantolon giydim. Üzerime fazla kalın olmayan bir ceket aldım ve tekrar aşağıya indim. Derin koltuğa oturmuş muhtemelen benden bir açıklama bekliyordu ama ona bu açıklamayı yapacak güçte değildim. Bunun yerine ona seslendim ve cevabını beklemeden attım tekrar kendimi dışarıya.
"Derin ben biraz hava alicam sen beni bekleme uyu olur mu?"dedim.
Yolda yürürken kulaklığımı takmış son ses müzikle yürüyordum. Biraz yürüdükten sonra sahile gelmiştim. Deniz kokusu burnuma dolmuştu. Koşar adımlarla denize doğru gittim ve izlemeye başladım. Sevdiğim her ne varsa alınmıştı benden. Bu canımı çok yakıyordu işte. Anlatamadığım tarif edemediğim bir acı vardı ruhumda. Ben artık yaşamak dahi istemiyorken neden hala burada nefes alıyordum ki!? İşte bu sorunun en büyük cevabı kardeşimdi galiba. O beni ayakta tutuyordu. Ben gitsem kimse ağlamaz üzülmezdi belki ama o yıkılırdı. Kardeş demişken bir an aklıma hastanede gelen çocuk gelmişti. Doğru muydu dedikleri? Benim annem yaşıyor muydu? Benim kardeşim mi vardı? Bu zamana kadar neden gelmemişti peki? Benim annem yaşıyor olsaydı gelirdi. Bırakmazdı kızını bu şekilde. Hele ki babamın yaptıklarını bilerek bu kadar acı çekmeme sebep olmazdı. Bir süre en azından düşünmek istemiyordum. Kafamın içi o kadar doluydu ki ne düşüneceğim şaşmıştım. Sadece denizi izlemeye karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun
RomanceBir genç kız düşünün; babası tarafından sevilmeyen, şiddet gören. Bir adam düşünün; kaplaranlık bir adam. Can dostu hariç kimseye acımayan. Gece & Ulaş