29

2.8K 68 18
                                    

Can adamlara sözünü geçiren biri olmalıydı ki sözünü dinleyip direkt eski yerlerine dönmüşlerdi. Can'la beraber kapının önüne geldik. Bir an tereddüt etsem de kendimi toparlayıp kapıyı açtım ama tabi ki böyle bir görüntüyle karşılaşmayı hiç beklemiyordum.
.
.
.
Kapının açılmasıyla bir çok göz bana dönmüştü. Ben ise sadece Ulaş'a ve karşısında elleri ayakları bağlı yüzünden kanlar akan kollarında çizikler olan adama bakıyordum. Ulaş' ın üzerinde ki beyaz gömlek kırmızı kanla kaplanmıştı ama sadece gömleği değildi kanla kaplanan. Yüzü, elleri de kanla kaplanmıştı. Sandalyede bağlı bir şekilde yarı baygın duran adamın bir çok yerinde yaralar vardı. İşkence etmişlerdi adama. Gözlerim Ulaşın gözleriyle buluştuğunda ona sorarcasına baktım.

"Güzelim senin burda ne işin var?" dedi sakinliğiini koruyarak.

Sakin konuşsa da içinde yanan ateşi tahmin edebiliyorum.

"Sen ne yaptın Ulaş?" dedim.

Şaşkınlığımdan ne diyeceğimi dahi bilmiyordum. Tek bildiğim burda biraz daha kalırsam gerçekten kusacaktım. Elimle ağzımı kapatıp kendimi girdiğim kapıdan geri dışarıya attım. Depodan çıkıp derin derin nefes almaya çalıştım. Gözümü her kapatmam da o görüntü geliyordu gözlerimin önüne. Ulaş benim peşimden hızla depodan çıkmış yanıma gelmişti.

"Güzelim burda olmamalıydın." dedi ve devam etti.

"Can!" dedi.

Can koşarak yanımıza geldi. Üzerimde ki şoku hala atlatamadığımdan susup kalıyordum.

"Sana dememdim mi ne olursa olsun haber verilecek bana diye!?" dedi.

"Ona kızma ben istedim." dedim zorlukla.

"Ne olursa olsun! Patronu benim benim sözümü dinleyecek!"dedi.

"Sen patronuysan ben yengesiyim. Senden çok beni dinlemeli tabiki de." dedim.

"Gece bu aynı şey değil." dedi.

"Aynı. Ben istedim yanına gelmeyi ben istedim." dedim.

"Haber vermeliydi!" dedi.

"Ben istedim haber veririsen ben seni süründürürüm dedim."

"Benim neler yapabileceğimi biliyorken senin tehdidine mi kanmış!?" dedi.

"Öyle mi? Birincisi sen ne yapabilirsin ki en fazla içeride ki adam gibi işkence eder öldürürsün. İkinci benim tehdidim tabi ki daha etkili olmalı." dedim.

"Ayrıca sen neden adama işkence edip öldürüyorsun!? Sana ne yaptı bu kadar senin kinlenemene neden oldu?" dedim.

"Şerefsizin teki işte boşver." dedi.

Ama tabi ki onu dinlemeyecektim.

"Söyle!" dedim ısrarla.

"Adi herif küçücük çocuklara zorla hap veriyormuş. Kızlara ise hapı verdikten sonra kendi için kullanıyormus piç kurusu! " dedi

Gerçekten bu kadar kötü kalpli insanları anlayamıyordum. Vicdanları hiç mi sızlamıyodu. Bir gram bile merhamet kalmamış mıydı içlerinde?

" Ne? "dedim sadece.

Ne denebilirdiki bunun üzerine. Allah bilir kaç küçük çocuğu zehirledi bu şerefsiz! Kim bilir kaç tanesini kullandı adi herif! Ve kim bilir kaç annenin yavrusunu aldı bu pislik! Herşey bu kadar basit miydi? Bir hap, bir zehir, bir ilaç... Bazılarına göre derdini kederini alır bazılarına göre kafa dağıtmak ortama uymak amaçlı. Aksine bilmiyorlar ki onların kafa dağıtmak veya dert unutmak amaçlı olmadığını. Her derdin bir dermanı elbette ki vardır ama bunlarla değil. Her girdiğin ortama uyum sağlamak zorunda da değilsin.

Aşk OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin