Sonunda eve dönmüştük. Hastanede en son ona sarılmıştım. Sarıldıktan sonra bir süre konuşmuş sonra ise ilaçlara yenik düşüp uyumuştum. Sabah ise doktor gelip son testleri yapmış ve taburcu etmişti. Salonda bulunan koltuğa kendimi bıraktım. Ulaşta yanıma geldi ve oturdu.
"O kız...kimdi?"dedim.
Bu soru dün de aklımdaydı ama dün bilerek sormanıştım. İlk önce şaşırdı sonra ise kaşları çatıldı. Gözlerine bakıyordum tam gözlerinin içine bakıyordum.
" Geçnişte kalan birisi... Sonra anlatırım zaten yoruldun uyu biraz. "dedi.
Beni geçiştirmeye mi çalışıyordu? Bu kızın kim olduğunu ögrenecektim.
" Beni geçiştiriyorsun. "dedim bıkmış bir sesle.
" Hayır, gereksiz biri olduğundan anlatmaya gerek duymuyorum sadece. "dedi.
" Bırak da buna ben karar vereyim Ulaş. "dedim.
Ağzını açmış bişey söykeyecekken telefon çaldı. Elini ceketin iç cebinde bulunan telefonuna uzattı ve ordan çıkarıp ekrana baktı. Her kim arıyorsa yüzü bir anda gerilmişti.
" Söyle. "dedi.
Bu adam yontulmamış odundu gerçekten. Karşıda ki her ne dediyse yüzü biraz daha gerilmişti ve yanaklarında ki çökmelerden dişlerini sıktığı belli oluyordu.
" Tamam bekleyin. Ben geliyorum 15 dakikaya otdayım. "dedi ve telefonu kapattı.
Elini yanağıma koydu. Az önceki halinden eser yoktu. Sevgi dolu gözleri ile bakıyor her an düşüp kırılacak bir şey gibi nazik davranıyordu.
" Söz veriyorum tüm sorularını akşam cevaplayacağım. Şuan işim var bitanem. "dedi.
İşleri bir türlü bitmek bilmez gibi bide tam konuya girecekken bir yerlerden çıkması sinir bozucuydy. El mecbur buna da tamam diyecektik.
" Akşam cevaplayacaksın demi? "dedim.
Emin olmak istiyordum.
" Söz veriyorum akşam cevaplayacağım. "dedi.
Dudaklarını alnımda hissettiğimde gözlerimi kapattım . Ona bişey olmasından korkuyordum. Dudakları benden uzaklaşınca gözlerimi açtım. Yan tarafında duran telefonu eline alıp dış kapıya hızla yürüdü. Ne olmuştu da bu kadar sinirlenmişti acaba? Yine kim, niye kızdırmıştı onu?
Bunları boşverip mutfağa adımladım. Karnım acıkmıştı. Saat daha 14.07'di. Şimdilik kendime biraz çorba yapacaktım. Hem canım istemişti hem de iyi gelirdi. Çorba için gerekli malzemeleri tezgaha koyduğum sırada içeriye bir kadın girdi. 30 yaşlarında bir kadındı.
"Aman efendim durun. Siz ne istiyorsanız söyleyin ben yaparım." dedi.
"Yok ablacım. Ben yaparım. Hem ben yaparım beraber içeriz olmaz mı?" dedim.
Tek başıma yemek yemeyi hiç sevmezdim. Buna mecbur bırakılmış olsamda alışamamıştım.
"Olmaz efendim. Ben yapıp size getiririm. Hem bu benim işim." dedi.
"Adınız neydi acaba?" dedim.
"Esma efendim." dedi.
"Esma abla bana efendim yerine ismimle hitap edebilrisin." dedim.
"Olur mu öyle şey efendim?" dedi.
"Benden büyüksün ablam sen istediğin şekilde seslen ama efendim olsun hanım olsun yok yani tamam mı?" dedim.
"Peki yavrum." dedi.
Çorbayı yaparken Esma abla da benimle beraberdi.
"Esma abla sana bişey soracaktım sorabilir miyim?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun
Lãng mạnBir genç kız düşünün; babası tarafından sevilmeyen, şiddet gören. Bir adam düşünün; kaplaranlık bir adam. Can dostu hariç kimseye acımayan. Gece & Ulaş