24

3.7K 87 9
                                    

Başı yavaşça bana yaklaşıyordu. Gözlerim anlık dudaklarına kaymış hemen sonrasında tekrar gözlerine bakmıştım. Dudaklarımda hissettiğim kuruluk nedeniyle dudağımı ıslattım. Bunu yapmamla gözleri dudaklarıma kaydı. Yaptığım şeyin yanlış olduğunu yeni farketmiştim. Ulaş gitgide daha fazla yakınlaşıyordu. Dudaklarımız arasında çok az bir mesafe vardı. Nedense engel olamıyordum. Ne geriye çekilebiliyordum ne de ilerleyebiliyordum! Kalmıştım öylece yerimde.
.
.
.
Dudaklarımın üstünde hissettiğim baskıyla gözlerimi kapattım. Bir süre ikimizde öylece durduk. Sadece dudaklarımız birbirine değiyordu. Ulaş dudaklarını hareket ettirmeye başladığında ben de beceremesem de karşılık vermeye çalışıyordum. En son nefes alamayınca ayrıldım. Gözlerimi açtığımda onun gözlerinin hala kapalı olduğunu gördüm. Alınlarımız birbirine yaslıydı. Hızlıca nefes alıp veriyorduk. O da yavaşça gözlerini açtı. O gözlerde çok fazla duygu vardı.

"Seni seviyorum Gece'm. Ölümüne seviyorum. Herşeyimle seviyorum. Sana olan sevgim sonsuz. Bunu sakın unutma. Her ne olursa olsun seni çok sevdiğimi unutma."dedi.

"Unutmam ama sende unutma. İçimde ki sevgin gökyüzü gibi sonsuz. Nasıl ki bir çiçek susuz hayatta kalamazsa sende benim yanımda olmadığında ben ölüyorum. O yüzden beni bırakma. Bir gün böyle bişey olursa beni öldür ama beni bırkama." dedim.

"Böyle bişey olmayacak. Ben senden vazgeçmeyeceğim ." dedi.

Sadece gülümsemekle yetindim. Alınlarımız ayırdım ve söze başladım.

"Üstünü giyinsen iyi olur geç kalıyoruz." dedim.

"Tek ben değil senin de hazırlanman gerek sevgilim. Ama istersen yardım edebilirim." dedi.

Yanım da ki yastığı alıp hızla ona attım ama havada yakalamıştı.

"Pis sapık." dedim.

"Sevgiliye öyle denmez ama alınıyorum." dedi.

"Yaa! Dalga geçmesene!" dedim.

"Tamam tamam güzelim kızma. Ben gittim." dedi ve giyinme odasına girdi.

Yan tarafta duran telefonumu alıp Derini aradım. Telefon 3 kez çaldıktan sonra açılmıştı.

Çalıyor...
Çalıyor...
Çalıyor...

"Alo." dedi Derin.

Sesi uykulu geliyordu. Muhtemelen yeni uyanmıştı.

"Günaydın uykucu kalk artık." dedim.

"Ne uykucusu kızım sen ken-Aaaa inanamıyorum. Gece sensin. Nerdesin kızım sen!? Sana ben ulaşamayınca nasıl delirdim biliyor musun!? Sen niye eve gelmiyorsun hem? Bak ben özledim prenses özledi. Bekliyoruz seni ." dedi.

"Derin uykun açılır açılmaz taramalı tüfek gibi saydırışlarını anlamıyorum. Bi dur sakin ol. Zaten bugün ben gelecektim. Bak gelince her şeyi konusucaz söz veriyorum." dedim.

"Ne zaman geliyorsun ?"dedi.

" Kahvaltı yapmadık da-"demeye kalmadan kesmişti sözümü.

" Buraya gel ben sana kahvaltı hazırlarım da sen az önce - dık eki mi kullandın? "dedi.

" Evet kardeşim - dık eki kullandım. Sadece ben değilim misafirimiz de var. O zaman ben gelirken ekmek felan alıyorum. "dedim.

" Tamam ama hızlı ol. "dedi.

" Tamam canım merak etme. "dedim.

Giyinme odasından çıkan Ulaşla ona döndüm.

" Derin bizi kahvaltıya bekliyor. Fırından ekmek almamız yeterli. "dedim.

Aşk OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin