9

12.5K 288 45
                                    

" Sorunlarım vardı. Şuan bilmemen daha doğru bu yüzden hiç sorma. 2 yıl beklediysem emin ol bir nedenim vardı. Bu konuda sadece şunu söyleyebilirim. SENİ ÇOK SEVİYORUM! Senden asla vazgeçmem sevgilim." dedi.
.
.
.

Karşısında şaşkın bir şekilde ona bakıyordum. Ne yapacağım belliydi aslında. Buradan, bu evden kaçıp gidecektim.

" Bana sevgilim deme! "dedim.

Yüzü ifadesiz bir şekilde bakmaya devam etti. Bu adamı anlayamıyordum ve anlamakta istemiyordum. Zaten gidecektim boş yere bunlarla uğraşmamalıydım. Benim dışarda ki adamlar hakkında bişeyler öğrenmem gerekti. Dışarda ki adamların olmadığı veya belli bir zamanlar var mıydı? Bunları öğrenmek için ona soramazdım bunun için biraz bekleyip ilk açıklarında kaçıcaktım.

"Peki, şimdilik senin dediğin olsun güzelim. Bunlar senin için yeni ama alışacaksın. Şimdi yemeğini ye hadi." dedi.

Önüme döndüm ve ilk defa onun dediğini yaptım. Aslında kaçmadan önce onu görürsem biraz huyuna gidip burdan daha hızlı kurtulabilirdim. Telefonda konuşurken akşam bir yere gideceğini söylemişti ve benim de bu akşam burdan gitmem gerekti. Yemekler yendikten sonra o ayağa kalkmıştı.

"Benim işim var şimdi geç gelebilirim. Beni bekleme uykun geldiğinde yat. Sakın kaçmaya çalışma kaçamazsın ama ben yine de uyarıyorum." dedi.

Sinir ya! Sakın ha kaçmaymış! Ben de burda seni bekleyeceğim demi!? Çok beklersin! Tabi ki yine içimden söylemiştim. Sadece başımı aşağı yukarı sallamıştım. Biraz daha bakmış sonra ise kapıya doğru gitmişti. Kapıdan çıkınca rahat bir nefes aldım. Bu sırada mutfaktan 35-40 yaşlarında bir kadın gelmiş masayı topluyordu. Yardım etmek için ayağa kalktım. Bazı tabakları iç içe koydum.

"Aman kızım ne yapıyorsun? Bırak sen ben toplarım." dedi.

"Yardım ediyorum hem elime yapışmaz ya." dedim bende.

"Siz durun ben toplarım lütfen bu benim işim." dedi

"Adınız neydi acaba?" dedim.

"Selma kızım." dedi.

"Bende Gece. Şimdi Selma ha-" derken tekrar sesini duydum.

"Abla demen yeter kızım veya teyze sen bilrisin." dedi.

"Selma abla bende yardım etmek istiyorum dediğim gibi elime yapışmaz hem işim yok." dedim.

Her ne kadar istemese de beni onayladı ve elindekilerle mutfağa girdi. Bende elimdekileri mutfağa götürdüm. Masayı toplayıp salona geri döndüm. Bu evden kolay çıkamayacaktım bunu bende tahmin ediyordum ama çıkmalıydım. Yukarıda ki odalara onun yüzünden bakmamıştım. O odaları da gezip bişeyler var mı yok mu öğrenmeliyim.

***

Yukarıda ki odaları da gezmiştim. Bir oda hariç tüm odalara bakmıştım ama yine de işime yarayacak bişey bulamamıştım. Yukarıda ki odaların birine girmiş düşünüyordum. Bu oda tamamen sade bir yatak odasıydı. Duvarları krem renginde boyanmıştı. Odanın köşesinde beyaz tek kişilik bir yatak vardı ve onun yanında ise masa vardı. Yatağın karşısında ise büyük olmayan bir gardırop vardı. Oda ilk uyandığım odadan biraz daha küçüktü. Bunları boşverip aklımda plan yapmaya başlamıştım. Yukarda ki odalardan kaçamazdım. Odalarda pencere vardı ama atlasam öldürmese de kolum veya bacağım kırılabilirdi. Bu yüzden yukarıda ki odaları eledim. Aklımda bir fikir vardı aslında ama ne kadar işe yarardı bilmiyordum. Yine de düzgün bir plandı. Selma ablanın bir kaç saat sonra gideceğini biliyordum. Biraz dinlenip planımı uygulamaya başlayacaktım. O zamana kadar bu odada durup dinlenmeliydim çünlü enerjim bana lazım olucaktı.

***

Selma abla gitmiş ben ise planıma başlamıştım. Dışarıda ki adamlar çok fazlaydı bu yüzden onlar gitmeden bende çıkamazdım. Şuan hava kararmıştı ve Ulaş dediği gibi gerçekten gelmemişti. Ulaşın olmaması işime geliyordu çünkü o olsaydı kaçmam zor olurdu. Planım adamları uyutmaktı. Belki klasikti ama en sessiz yöntem buydu hem uyanmaları zaman alıcak ve ben onlar uyanana kadar çoktan uzaklaşmış olacaktım. Çayı bardaklara koydum ve onları da tepsilerde dizdim. 2 tepsi çay vardı şuan önümde çünkü dışarıda 50 ye yakın adam vardı. Çayların içine mutfakta bulduğum uyku ilacını koymuştum. 2 tepsiyi aynı anda götüremezdim bu yüzden birini elime aldım ve kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığımda 2 adam hemen önümü kesmişti.

"Dışarıya çıkamazsınız!" dedi.

"Dışarıya çıkmıycaktım. Hava soğuk size çay getirdim." dedim.

Adamların yüzünde bir anlık şaşkınlık olsa da hemen kendilerini toplamıştı.

"Teşekkür ederiz ama gerek yok." dedi sağ tarafımda olan adam.

"Lütfen için o kadar yaptım hem içiniz ısınır." dedim.

İlk önce birbirlerine baktılar sonra ise sol tarafımda ki adam elimdeki tepsiyi aldı.

"Siz bu tepsidekileri dağıtın ben de diğer tepsiyi getireyim." dedim.

Tepsiyi alan adam benim söylediklerimi onaylamış ve dağıtmaya başlamıştı. Bende içeriye geçtim ve 2. tepsiyi aldım. Tekrar kapıya götürdüm bu sefer sağ tarımda olan adam almış çay almayanlara dağıtmaya başlamıştı. Daha fazla durmadan içeriye geçmiştim. 10-15 dakika sonra uyumaları gerekiyordu. Biraz beklemem gerekti bu yüzden salona gittim ve tekli koltuğa oturdum.

***

10 dakika geçmişti bu yüzden ayaklandım ve salonda ki pencereden bakmıştım. Bu taraftakinler uyumuştu ama hepsini uyuduğunu görmem gerekti. Bu yüzden yukarıya çıktım ve arka tarafı gösteren bir odaya girdim. Arka tarafta aynı şekilde herkes uyuyordu. Hızlı olmalıydım bu yüzden koşarak aşağıya indim ve kapıyı açtım. Herkes uyuyordu. Dikkat ederek dışarıya çıktım ve etrafıma bakındım. Etrafta ağaçlar vardı ve sessizdi. Ağaçların ortasında bir yol vardı sadece ama direk ordan gidemezdim. Ulaş o yoldan gelir ve beni bulursa bu sefer ne olurdu bilmiyordum. Ağaçların arkasından yolu takip edecektim şimdilik en iyisi buydu. Ağaçların arasına girdim ve yolu kaybetmemeye çalışarak yürümeye başladım.

***

Kaç saat oldu bilmiyordum ama yolu kaybetmiştim. Evden çıktığımdan bu zamana kadar en az 2 saat geçmiş olmalıydı. Ulaş belki eve dönmüş ve yokluğumu farketmiş her yerde beni arıyordu. Bu düşünce beni korkuturken biraz daha hızlandım ama artık gücüm kalmamıştı. Adımlarımı hızlı atmak istesem de olmuyordu. Bu yerde yapayalnızdım ve üşümeye de başlamıştım. Bir ağacın yanına oturdum. Biraz dinlenmem lazımdı çok yorgundum. Uykum vardı, acıkmıştım, susamıştım, üşüyordum, başım da ağrıyordu ve korkuyordum. Ağacın gövdesine sırtımı yaslamıştım. Gözlerimi artık açık tutmakta zorlanıyordum. Gözlerimi bir süreliğine kapatmıştım. Uyumak istemesemde elimde değildi. Çok az dinlensem bir şey olmazdı bence. Bu düşünceyle gözlerim daha da kapandı ve uykum ağır bastı. Uykuya direnmedim ve kendimi karanlığa bıraktım.

***

Etrafımdan gelen seslerle birlikte uyanmıştım. İlk başta nerde olduğumu anlamasam da sonradan hatırladım. Başım çok fazla ağrıyordu bu yüden elim direk başıma gitmişti. Etrafıma bakıp gelen sesleri anlamaya çalışıyordum. Bağırma sesleri geliyordu sanki. Gökyüzüne baktığımda hala gece oldugunu anlamıştım. Ulaş yokluğumu farketmişti galiba. Ağaca tutunarak ayağa kalktım ve ilerlemeeye başladım. Sesleri o kadar yakın değildi bu yüzden koşmuyordum. Şimdi koşarsam muhtemelen sesimden anlarlardı ve bulurlardı beni. Hızlı adımlarla yürürken arkamı da kontrol ediyordum. Önümde ki taşı görmemiş ve takılıp düşmüştüm. Düşerken ağzımdan büyük bir çığlık kaçmıştı. Ben sadece düşmeyi beklerken şuan yerde resmen yuvarlanıyordum ve canım yanıyordu. En son ise başıma aldığım darbeyle daha fazla bağırmıştım. Canım çok acıyordu. Her yanım ağrıyordu ama tek bir hareket dahi edememiştim. İlk önce gözlerim kapandı sonra ise onun sesini duydum.

"GECE!!" dedi.

Bilincim kapanırken son duyduğum ses bu olmuştu.

Bölüm sonu ~

Bölüm nasıldı?

Sizce ilerleyen bölümlerde ne olacak?

Uyku ilacı planı sizce nasıl?

Aşk OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin