17

7.2K 180 45
                                    

Ne yapacaktım ben!?
.
.
.

Şimdilik bunu boşverip bir iki adım daha attım. Düşünülecek zaman şimdi değildi o yüzden daha sonra düşünecektim. Merdivenin sonuna geldiğimde beni ilk fark eden Selin olmuştu. Bir anlık Ulaşa bakıp grri bana dönmüştü.

"Hoşgeldin canım." dedi Selin.

Selinin bana seslenmesiyle salondaki gözlerin tamamı bana çevrilmişti.
Ulaş beni gördüğünde çatık olan kaşları biraz daha çatılmıştı. Semih ise öylece bakmakla yetindi. Hiç bir tepki yoktu yüzünde. Seline hitaben gözlerine bakarak başımı selam verir gibi aşağı yukarı salladım. Selin yüzünde ki eksik olmayan gülümsemesi iler tekrar konuşmaya başladı.

"Hadi o zaman yemek masasına geçiyoruz. Zaten acıktım bende. Eminim ki sende acıkmışsındır demi Gece?" dedi.

Bu kızın enerjik hali çok güzeldi. Selinin enerjisi ve mutluluğu yanında ki herkese yansıyordu. En azından ben öyle düşünüyorum. Şahsen bana yansımıştı. Yüzüme samimi bir gülümseme yerleştirip Selinin yanına gittim.

" Bende acıktım gerçekten. "dedim.

Aslında Selinin yüzünde ki bana bakarken ki tedirginliğini görmüştün. Muhtemelen odada konuştuğumuz şeyden ve hayır dediği için benim ondan uzaklaşacağımı veya ona kızacağımı düşünmüştü. Söylediğim sözlerle tedirginliğini almıştım. Aslında bir yandan Selin burda oldukça alışma fikri güzel gelmişti. Kafamda ki düşüncelerden Ulaşın sesiyle kurtulmuştum.

"Geçelim bakalım." dedi.

Yemekten sonra Ulaşla konuşmam gerekiyordu. Yemek masasının yanına gidip oturduk. Başa her zaman ki gibi Ulaş oturmuştu ve beni de yanında ki sandalyeye oturtmuştu. Ulaşın sağında ben, solunda ise Semih vardı. Semihin yanın da ise Selin oturmuştu.
Önümde ki kahvaltılıklara baktığımda açlığımı çok daha fazla hissetmiştim. Önümde ki tabağı doldurmaya başlamıştım bile. İlk önce peynirle başlamış sonra ise zeytin, reçel, bal, yumurta kodum. Gözüm kimseyi görmüyordu resmen. Önüme koyduğum tüm kahvaltılıkları silip süpürmüştüm. Kafamı kaldırdığım da Ulaş'ın gözlerinin üzerimde olduğunu gördüm. Kafamı yavaşça 'ne var?' gibisinden salladım. Benim bu hareketime hafif bir tebessüm etti ve kafasını sağa sola salladı.

"Şey... Gece sen iyi misisn?" dedi Semih.

Normalde beni kandırdığı için kızgındım ama yine de terslemek yerine soğuk bir şekilde cevap verdim.

"İyiyim." dedim.

"Anlaşılan kızgınlığın geçmemiş." dedi ve önünde duran kahvaltılıklarla oynamaya başladı.

"Kendimi kandırılmış gibi hissettirdin. Sana gelip sarılacak değildim demi?" dedim.

"Böyle hissetme. Gece o benim arkadaşım, can dostum. Ondan bunu isteyen bendim." dedi Ulaş.

Aslında doğru söylüyordu. Ulaş böyle bişey istemese belki Semihin benden bile haberi olmazdı veya yanıma gelmezdi.

"Doğru! Semihin bir suçu yok suç sende derdim sende de yok. Suç bende asıl. O gün yardım etmes-" lafımı bitirmeme izin vermeden kesmişti sözümü.

"Gece kapat konuyu yeter!" dedi Ulaş sert sesiyle.

Gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Lanet olsun! Kimseye bakmadan sadece dizlerimin üzerinde duran ellerime diktim gözlerimi. Suçlu bir çocuk gibi parmaklarımla oynayıp duruyordum. Gözlerimde ki yaşların gitmesini bekledim ama olmuyordu.

"Size afiyet olsun." dedim ve ayağa kalkıp bana kaçmadan önce verilen odaya gittim.

Sesim titremişti ama bunu önemsemedim. İçeriye girip kapıyı kapattım ve yatağa oturdum. Beni deli ediyorlardı. Ulaş... Alışmamı bekliyordu ama sert davranıyordu.

Aşk OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin