15

8.4K 210 53
                                    

O sırada içeriye girdi ve göz göze geldik. Ama bu... Bu kişi Semihti!?
.
.
.

O bana ben ona bakıyordum. İkimizde gözlerimizi birbirinden ayırmıyorduk.

"S-Sen-" devamı gelmedi.

Oturduğum yerden ayağa kalktım ve bir iki adım ileriye gittim. Bu bir şaka mıydı? Yoksa oyun mu? Kafam çok karıştı. Bu ikisi birbirini nereden tanıyordu?

"Merhaba yenge." dedi.

"S-Sen ama ama sen-" devamını getiremiyordum.

Herşey oyun muydu? O gün yanıma gelmesi, yardım etmesi. Allah kahretsin! Resmen dibime kadar adam göndermişti ve ben bunun farkında değildim.

"Güzelim iyi misin?" dedi Ulaş.

İyi miydim? Ah! İyi felan değildim. Sanki aklım bana oyun oynuyordu.

"Sen nasıl ya!?" dedim.

Hala inanamıyordum ve bu yüzden konuşamıyordum. Yanında ki kız mahçup bir ifadeyle bakıyordu.

"Güzelim Semih benim adamlarımdan. Daha doğrusu öyleydi sonra arkadaşım oldu. Güvenebileceğim tek 2 kişi var. Yağız ve Semih." dedi.

"S-siz nasıl ya! Ben neyin içine düştüm böyle. Nasıl ya! Ben nasıl bir aptalım! Nasıl fark etmedim!?" dedim.

Gerçekten nasıl kanmıştım! Nasıl bişeyler olduğunu anlamamıştım. Ben nasıl bir belanın içindeyim?!

"Güzelim sakin ol. Kendine hakaret etme!" dedi.

Ulaş, Semih ve yanlarında ki Semihin sevgilisi olduğunu söyleyen kız bana endişeyle bakıyorlardı. Umrumda mıydı? Tabiki hayır.

"Allah belanızı versin!" dedim ve onları iterek ve koşarak üst katta olan herhangi bir odaya girdim.

Hastaneden sonra beni getirdikleri odaya gelmiştim. Banyoya girip kapıyı arkadan kilitledim. Nasıl bir oyun dönüyordu!? Nasıl bir belaydı!? Beni bu kadar çabuk nasıl kandırmışlardı!? Ama zaten 2 yıl geçmişti! Elbette ki kandırırlardı. Adam her şeyimi biliyordu. Babamdan kurtuldum derken şimdi bir belaya daha düşmüştüm. Burdan kurtulmam gerekti ama her kaçmaya çalıştığımda buluyordu beni. Her yerden sıkışmıştım.

Kaçsam ne olacaktı? Kurtuldum desem bu sefer Derin vardı. Derine zarar verebilirdi. Her türlü bitmişti işim. Buraya kadardı işte. Benim gücüm buraya kadardı. Olmuyordu... Kaçamıyordum. Artık delirmek üzereydim. Belki de delirmiştim. Odanın kapısı açılmıştı. Umursamadım. Kapı kilitliydi zaten isteselerde gelemezlerdi. Bir süre sonra banyonun kapısını çalmaya başladılar.

"Güzelim iyi misin? Lütfen ağlama !" dedi.

Ağladığımı ancak o zaman fark etmiştim. Benim hayatım bir hafta öncesine kadar çok güzeldi. Belki zorluklarımız oluyordu ama güzeldi. Şimdi bu durıma nasıl gelmiştim!?Gerçekten bu duruma nasıl gelmiştim ben? Şimdi de deli gibi gülmek istiyordum. Hem ağlayıp hem gülüyordum. Bana seslendiklerini duyuyordum ama onlara bir cevap vermiyordum. Yanımda ki dolaptan tutunup ayağa kalktım. Banyoda ki aynanın önünde durdum. Perişan haldeydim. Saçım dağılmış , gözlerim şişmiş ve göz altlarımda kırmızılık oluşmuştu. İçimde ki büyüyen öfkeye engel olmadım. Artık gülmüyordum ama istemsiz göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu.

Benim suçum neydi!? Hayat bu kadar zor şeyleri bana veriyordu. Babamın beni hiç bir zaman istememesi! Annemin ben küçükken terk etmesi! Babam sırf anneme benziyorum diye bana vurması! Ulaşın hayatıma girişi! Tehditleri! Bu eve zorla getirilişim! Derine yalan söylemem! Kaçmaya çalışırken hastanelik olmam! Hastanede bir çocuğun kardeşinim demesi! Annemin yaşıyor olma ihtimali! O adamların cansız bedenleri! Ben bu kadar şeyi neden yaşamıştım!? Artık dayanamıyordum. En sonunda sinirle bağırıp karşımda duran aynaya elimi yumruk yapıp vurdum.

Aşk OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin