Hoş geldiniz çimlerim, çiçeklerim.
Bayağı güzel bir bölüm oldu bence.
İyi okumalarrr<3
Yorum ve vote atmayı unutmayın.
Sizleri seviyorum.
Emir'in kolları arasındayım. Sevdiğim çocuğun, iki gözümün çiminin... Bu bilinmeyen numara olayına buraya kadar geleceğini hiç düşünmemiştim. Ama olmuştu. Nasıl oldu? Niye oldu? Nasıl becerdim, en ufak bir fikrim yok ama oldu. Emir, beni seviyor. İki gözümün çimi beni seviyor...
İstemeyerek de olsa Emir'in kolları arasından çıktım ve ondan biraz uzaklaşarak eski yerime oturdum. O da yanı şekilde eski yerine geçince sessizliği bozan taraf bu sefer ben oldum. Eğer biraz daha konuşmazsam çocuk geri zekalı olduğumu düşünecek.
"Nereden anladın bilinmeyenin ben olduğunu?" en baştan sormam gereken soruyu sorarak konuşmaya başladı.
Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Çok zekiyim ben, uğraştım, aradım buldum seni demeyi çok isterdim ama maalesef o kadar zeki değilim." dedi. Hafif bir şekilde kıkırdadım ve sordum. "Nasıl buldun o zaman?" bence mantıklı sorular.
"Size daha doğrusu sana kahvaltıya gelmiştim. Evde tektin. Babaannem bir şeyler göndermişti. Birlikte yemiştik. O gün sen mutfaktayken telefonun orta sehpanın üzerindeydi. Birkaç bildirim gelince ister istemez gözüm kaydı. Bildirimlerden birinde de "İki Gözümün Çimi" yazısını görünce anladım." dedi ve gözlerini, gözlerime dikti.
Konuşmasına fırsat vermeden ben konuştum. "Eve gider gitmez de bana hoşlandığın biri olduğunu söyledin. Yani benden hoşlandığını bana söylemiş oldun." dedim ve derin bir nefes aldım. O gün gerçekten kötüydü.
"Peki neden bilinmeyen işini kalkıştın? Direkt yanıma gelip söylemek yerine..." diye sordum.
"Bende aynı şeyi sana soracaktım. Beni kandırdığını düşündüğüm için ilk an böyle yapayım dedim ve yaptım. Keşke yapmasaydım ama geçti artık." dedi. Gözlerini artık gözlerimden çekmiyor, sadece bana bakıyordu. "Peki neden sen benimle konuşmak yerine böyle bir şey yaptın?" diye sordu. İşte zurnanın zırt dediği yerdeyiz.
Derin bir nefes aldım yeniden. Derin nefes ala ala da balona döndüm ya bugün, hadi hayırlısı. "Korktum. Reddedilmekten korktum. Beni sevmemenden korktum." dedim gözümdeki yaşı sildim. Sırası mı gerçekten Verda?
"Ağlama." dedi Emir fısıldayarak. Ona gülümseyerek tekrar devam ettim. "Kısaca beni tanımadan reddetmenden korktum." dedim ve ona doğru döndüm. İçimi ferahlatacak bir cevap bekliyorum ondan. Umarım istediğimi alırım.
"Sen kendinin farkında değilsin. Ne kadar güzel olduğunun... Naif olduğunun... Sen çok başkasın Verda. Eğer en baştan direkt yüzüme söyleseydin ben seni reddetmezdim. Ben seninle ilk konuştuğumuz gün senden etkilendim. Fizik sınavının olduğu gün." dedi ve hafif bir şekilde kıkırdadı.
"Sayeden yüksek aldım. Teşekkür ederim." dedim biraz daha ona kayarak.
"O gün teşekkürünü etmiştin diye hatırlıyorum." dedi ve beni kolları arasına çekti. Şu an kalbim yok arkadaşlar. Var ama hissedemeyeceğim kadar hızlı atıyor. Umarım Emir duymuyordur kalbimin sesini. Ya da duysundu. Bilsin.
Göğsüne daha rahat olacağım şekilde yerleşirken konuştum. "Aslında o gün benim kim olduğumu anlarsın diye düşünmüştüm ama sen anlamadın." dedim ve kıkırdadım.
"Sandığın kadar zeki değilim demiştim." dedi ve başımın üstüne küçük bir öpücük konurdu. Ben bugün kalpten gitmezsem bana daha hiçbir şey olmaz. Diyeyim şimdiden.
"Bir şeyler yiyelim mi artık? Kekinin tadını merak ediyorum." dedi ve beni hafifçe doğrulttu. Onu başımla onayladıktan sonra sepetten malzemeleri çıkarttım. Umarım şu an yaşadıklarım rüya değildir. Eğer rüyaysa bile çok güzel bir rüya. Bitmesin.
.
Emir'le uzun bir süre oturup sohbet etmiştik. Baştaki konuşmamız dışında hiç bu bilinmeyen meselesini açmadık. Aslında en iyisiydi. Çünkü biraz utanıyorum. En baştan yapmamam gereken bir şey yapmıştım ve o da benim yüzünden böyle bir oyunun içine girmişti. Konuşmamak ve konuyu kapatmak en iyisi. Emir beni eve bıraktıktan sonra kendisi evine geçmişti. Bu da lu an için en iyisiydi.
Sevgiliyiz şu an. Emir'le ciddi ciddi sevgiliyiz. Şu an yatağımda deliler gibi tepiniyorum. Emir'le sevgiliyiz. Biz Emir'le sevgiliyiz. Emir ve ben. Emir ve Verda... Çok iyi.
Deli gibi tepinmeye devam ederken telefonuma gelen bildirimle kalkıp masada duran telefonumu aldım. Emir yazmış. Normal numarama.
İki gözümün çimi: Özledim.
Ben gerçekten öleceğim bugün.
Verda: Daha yeni ayrıldık ya Emir. Ne özlemesi?
Çaktırmayın bende özledim.
İki gözümün çimi: Özledim işte kızım.
İki gözümün çimi: Görüntülü arayım mı?
Pişmiş kelle gibi sırıtıyorum şu an. Ama birazcık naz yapsam ne olur ki?i
Verda: Olmaz.
Aslında olur da işte zevk benimki de.
İki gözümün çimi: Ne demek olmaz ya. Arayım işte yüzünü göreyim.
Verda: Uyuyacağım.
Bahanene sıçayım Verda. Mesajı silmeme fırsat kalmadan gördü mesajı. OF.
İki gözümün çimi: He öyle diyorsun.
İki gözümün çimi: O zaman ben yine arayım. Seni uyurken görmüş olurum.
Yiyeceğim şimdi bu çocuğu.
Verda: Ya hayır çok çirkin oluyorum uyurken.
Nereden biliyorsun Verda? Bilmiyorum susun.
İki gözümün çimi: Yarı fena bir şekilde alırım intikamını haberin olsun.
Verda: Nasıl olacakmış o?
İki gözümün çimi: Yarın görürsün.
Korkmalı mıyım? Evet.
Verda: İyi geceler.
İki gözümün çimi: İyi geceler çiçeğim.
İki gözümün çimi: Seni seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUL BENİ/texting
Teen Fiction-Bu kadar zor mudur kazanmak? -Savaştığın ve istediğin sürece hayır.