Finale son 3 bölüm çimlerim.
İyi okumalaaaarr🌼
Yorum ve vote atmayı unutmayın🦋
.
İnsanın mutlu olduğu kişilerin yanında olmasından güzel bir şey yok bence dünya üzerinde. Ya da mutlu olduğu şeyleri yapmasından. Yanınızda sevdiğiniz varsa zaten mutlusunuzdur. Sevmek, sevilmek çok güzel ve tarif edilmesi çok zor bir duygu.
Şu an Emir'le el ele, adım gibi ezbere bildiğim yolda yürüyoruz. Bu sokağa girdiğimizden beri salak salak sırıtıyorum. Ona yazdığım ilk mesajdaki her şeyi tek tek yapıyoruz çünkü. Huzurevine birlikte gitmekten söz etmiştim ilk mesajımda.
Huzurevine gidiyoruz. Uzun zamandır boşladığım, gitmediğim huzurevine gidiyoruz. Bu huzurevine Emir ve ben, ayrı ayrı sürekli geliyoruz. Emir'i ilk okulda değil, burada gör<düm ben. Sevda Teyze'nin saçlarını örerken gördüm. Ondan sonra hiç gözümün önünden gitmedi zaten.
O gün Emir, beni fark etmedi. Ama ben onu ettim. Orada yaşayan yaşlılara karşı olan davranışları ve tutumuyla beni kendine hayran bırakmıştı. Daha sonra Sevda Teyze'den gizli gizli adını ve soyadını öğrenmiştim.
Birazcık da sosyal medyadan araştırınca bizim okulda olduğunu öğrenmiştim. Hala düşünüyorum. Emir'i onca zaman okulda nasıl görmem? Bir kere bile mi denk gelmedik? Bunları düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Sonuç olarak bugündeyiz öyle değil mi? Şu an benim elimi tutuyor ve beni seviyor. Umuyorum ki bu durum hayatımızın sonuna kadar aynı gider. Bunun sonuna kadar gitmesi için de elimden gelen her şeyi yapacağım.
Gelmeden önce, bir pastaneye girip Sevda Teyze ve diğerlerinin sevdiği kurabiyelerden ve tatlılardan almıştık. Her ne kadar ortak ödemede ısrar etsem de Emir izin vermemiş ve kendisi ödemişti. Kısa bir küslükten sonra, bir dahakine benim ödeyeceğimi söyleyip beni ikna etmişti. Gülüşünü görünce çok dayanamıyorum. Çaktırmayın lütfen.
İçeri girip, uzun yıllardır burada çalışan Selen Abla ile konuştuk. Burada hemşire olarak çalışıyor. Emin olabilirsiniz ki hepsiyle kendi anne, babası gibi ilgileniyor. Onunla kısa bir sohbet ettikten sonra ortak kullanılan, salon bölümüne geçtik.
Aldıklarımızı hep birlikte servis ettikten sonra, hepsiyle sohbet etmeye başladık. Ama ortalarda Sevda Teyze ve Selami Amca gözükmüyor. Halbuki en çok ikisini severim ben. Sevda Teyze, her geldiğimde yemek tarifleri verir ve tek başıma yaşamaya başladığımda bunları kullanmam gerektiği söyler. Her verdiği tarifi de denerim. Çok da güzel yaparım.
Selami Amca'yla bulmaca çözeriz. Haftada bir geldiğim için pazartesi gazetesinin bulmaca bölümünü ayırır çözmez. O hafta hangi gün gelirsem, birlikte çözeriz o bölümü. Ama bu sefer fazla uzamıştı ve geldiğimizden beri ne Sevda Teyze'yi, ne de Selami Amca'yı görebildik. Bu arada Selami Amca'nın sesi çok güzeldir. Arada sırada türkü söyler. Hem gelmişken onu da dinlemiş olurduk.
Ortak alanda uzun uzun sohbet ettikten sonra Emir yanıma geldi.
"Sevda Teyze nerede? Gördün mü sevgilim?" diye sordu. Her 'sevgilim' dediğinde, eriyip bitmem ne kadar doğru? Bence çok doğru. "Bilmiyorum ki, görmedim hiç." diye cevap verdim sorusuna.
"Ben bir Selen Abla'ya sorup geleyim. Olur mu?" dediğinde, onu başımla onayladım. Umarım önemli bir şey yoktur.
Ben diğerleriyle sohbet etmeye devam ederken, Emir ortak alana girdi. Masadan hazırladığımız tabaklardan birini alıp, yanıma geldi. "İkisi de bahçedelermiş. Gidelim mi?" diye kulağıma fısıldadı. Hiç cevap vermeden yerimden kalkıp bahçe kapısına yürümeye başladığımda, Emir' de arkamdan geldi.
Görmeyi hiç beklemediğimiz biz manzara var şu an bahçede. Sevda Teyze'nin başı, Selami Amca'nın omzunda. Selami Amca'nın sesinin güzel olduğunu söylemiştim. Her ne kadar yılların getirdiği yorgunluk olsa bile sesi hala çok güzel. Şu anda Sevda Teyze'ye şarkı söylüyor. Elbet Bir Gün Buluşacağız söylüyor. Yüzümdeki tebessümle Emir'e döndüğümde, onunda güldüğünü gördüm.
İkisine doğru ilerlemeye başladığımızda, Selami Amca şarkıyı bitirdi. Alkışlayarak önlerindeki ikili koltuğa oturduğumda, Emir'de elindeki tabağı sehpaya bırakarak yanıma oturdu. Konuşmaya başlayan Sevda Teyze oldu.
"Neredesiniz siz eşek sıpaları? Çok özledik sizi." dedi ve Emir'in bıraktığı tabağı önüne alıp, yemeye başladı. Onun bu hareketine biz gülerken, Selami Amca hafif sitemli bir şekilde Sevda Teyze'yi uyardı. "Aman Sevda Hanım. Şekeriniz var çok yemeyin lütfen." dedi. Kendisi tam bir İstanbul beyefendisidir. Yerim ya.
"Kusura bakmayın. Sınavlar falan derken zaman ayıramadık. Bu ay böyle oldu ama bir daha olmayacak." dedim ve Emir'i onaylaması için dürttüm. "Evet, sınavlar yüzünden böyle oldu. Bir de uğraşmam gereken bir güzellik vardı." dedi ve bana o muhteşem ötesi gülüşünü gönderdi.
"Verda, yoksa söyledin mi Emir oğluma, onu sevdiğini?" diye atıldı heyecanlı bir sesle. Başımı sallayarak onu onayladığımda, küçük bir kahkaha attı. "O zaman siz şimdi sevgili oldunuz." dedi sorar gibi. Yine başımla onayladığımda kısa bir süre bizi alkışladı.
"Demek Emir oğluma senin onu sevdiğini söylemem işe yaramış." dedi. Ne? Nasıl? Emir' döndüğümde, ellerini havaya kaldırdı.
"Nasıl söyledin Sevda Teyze?" diye sordum. Sakin kalmam gerekiyor. "Bundan iki ay önce olması gerekiyor. Emir oğlum geldi ziyarete. Bende ağzımdan kaçırıverdim. Ama bak iyi ki kaçırmışım. Ne güzel olmuşsunuz. Maşallah size." dedi ve suratımıza tükürdü. Emir'in bana gizli olarak yazmaya başlamasıyla hemen hemen aynı tarih oluyor.
Demek ki Emir kendi anlamadı. Pis yalancı. Omzuna sert bir şekilde vurduğumda bana doğru döndü. Sevda Teyze ve Selami Amca içeri geçtiklerinde, Emir'le konuşmaya başladım.
"Niye bana kendim anladım dedin? Neden söylemedin Sevda Teyze'nin söylediğini?" diye sordum. "Ben zaten anlamıştım sevgilim ama Sevda Teyze sağ olsun onaylamamı sağladı." dedi ve pis pis sırıttı. Göğsüne vurduğumda beni kendine çekti ve kollarını belime doladı.
"Sonuç olarak buldum seni. Öyle değil mi?" diye fısıldadı kulağıma doğru. Başımı salladığımda, şakağıma küçük bir öpücük kondurdu.
Yüzünü yavaş yavaş eğmeye başladığında ne yaptığını anlayıp, başımı kaldırdım ve yüzlerimizi biraz daha yakınlaştırdım. Emir, tam dudaklarını, dudaklarıma bastıracağı sırada bir ses geldi.
"Gençler gözlüğüm burada kalmış. Siz devam edin." dedi Sevda Teyze ve hızlı hızlı içeri tekrar geçti. Emir'i kendimden uzaklaştırdığımda kahkaha atıyordu.
"Ne gülüyorsun?" diye sordum ters bir şekilde. Rezil olmuştuk. "Kıpkırmızı oldun." dedi ve yanaklarımı sıktı.
"Belki şu an olmadı ama en kısa zamanda... Seni çok fena öpeceğim çiçek kızım." dedi.
Bizimkiler öpüşemiycekler galiba :(
Bugün tam 65k olduk. Sizlere ne kadar teşekkür etsem az. Yazmaya başladığım zaman bir anda bu kadar yükseleceğimi hiç düşünmemiştim.
OKUYAN, YORUM YAPAN, VOTE ATAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
ÇOK YAKINDA YENİ KURGUYA DA BAŞLAYACAĞIM :))
İYİ Kİ VARSINIZ ÇİMLERİM🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUL BENİ/texting
Roman pour Adolescents-Bu kadar zor mudur kazanmak? -Savaştığın ve istediğin sürece hayır.