-15-

4.5K 234 41
                                    

İyi okumalar çimlerim.💛💛💛

Medyada Arda var.

Arda hala nereye gittiğimizi söylemiyor. Söylemediği yetmezmiş gibi birde beni saatlerdir yürütüyor. Ayaklarım koptu kopacak o derece. 

"Ya Arda vallahi öleceğim birazdan. Gelmedik mi?" dedim sitemli bir sesle. "Ya Verda, alt tarafı iki adım attın. Tamam geldik işte." dedi, eliyle arkasını göstererek. Gösterdiği taraf baktığımda lunapark olduğunu gördüm. "Yaa bunun için mi geldik?" dedim gülerek. "Evet." dedi yandan bir bakış atarak. "Arda, seni yerim." diyerek boynuna sarıldım. Yalnız olduğumuz zaman gerçek Arda olduğunu söylemiştim. "Beğendin mi?" diye sordu kollarımın arasından çıkarken. "Çok." dedim. "O zaman başlayalım." dedi kollarımdan çekiştirerek . "Çarpışan arabalar." dedim bağırarak." En son geldiğimizde çok küçüktük. Yine Arda'yla gelmiştik. Ama o yazdan sonra tekrar kurulmamıştı. Bu yıl tekrar kuracaklarını söylüyorlardı ama doğruluğunu bilmiyordum. Öğrenmiş olduk.

Deliler gibi eğlendikten sonra hava tamamen kararmadan eve yürümeye başladık. "Eğlendin mi?" diye sordu Arda. "Eğlenmem mi, çok güzeldi. Çok teşekkür ederim." dedim ve üstüne ekledim. "Hep böyle olabilsek keşke." dedim. Söylediğim şeyle duraksadı. Onunla birlikte bende durdum. "Olalım o zaman." dedi. "Nasıl olalım Arda?" diye sordum. "Niye olmuyoruz ki?" diyerek soruma soruyla karşılık verdi döveyim mi şimdi ben bunu? "Yalnızken başka, arkadaş ortamında başka olduğun için olabilir mi?" diye sordum. "Ya ben bunu konuşmaktan sıkıldım. Ben her türlü aynıyım. Niye sürekli bunu söyleyip duruyorsun ki?" dedi. Sinirlendi. Çok sinirlendi hem de. Bana sökmez ama. "Aynı falan değilsin. Ben arkadaşımı istiyorum. Birlikte büyüdüğüm Arda'yı istiyorum." dedim sesimi biraz yükselterek. "Buradayım ben zaten. Bende büyüdüğüm Verda'yı istiyorum." dedi. "Bende buradayım." dedim. Nereye gidiyor bu tartışma? "Değilsin Verda. Değilsin. Sana ne zaman yakınlaşsam, eskisi gibi olmak için bir adım atsam, benden kaçıyorsun. Uzaklaşıyorsun." dedi. Haklı mıydı? Uzaklaşıyor muydum? 

Kısa bir sessizlik oldu. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sessizliği bozan taraf Arda oldu. "Özür dilerim. Bağırdım." dedi. Cevap vermek yerine sarılmayı tercih ettim. "Açılmasın aramız olur mu?" diye sordu. Kafa sallamakla yetindim. "Hadi artık gidelim." dedi Arda. Kolunu omzuma attı ve yürümeye devam ettik.

Yol boyunca hiç konuşmadık. Evin önüne geldiğimizde Arda'nın kolu hala omzumdaydı. O sırada binadan Emir çıktı. Ne kadar şanslı bir insanım. Önce Arda'nın koluna ardından gözlerime baktı ve hiçbir şey demeden gitti. Trip mi atıyor? Ben mi yanlış anlıyorum? Ben arkasından bakarken Arda konuştu. "Gir artık içeri, üşüme." dedi. "Görüşürüz, tekrardan teşekkür ederim." dedim. Kafa sallamakla yetinirken bende içeri girdim. 

Zile basıp ayakkabılarımı çıkarmaya başladım. Annem kapıyı açar açmaz "Çıkarma hiç, markete gideceksin." dedi. Niye kimse bana sormuyor? Markete gitmek ister misin? diye soran olmuyor bana. Delireceğim. "Ya anne ne alınacaksa abim gelirken alsın. Köleniz miyim ben sizin?" diye sordum anneme. "Küçük çocukla büyük çocuğun görevi ayrı. Nerede görülmüş büyük çocuğun ekmek almaya gittiği?" diyerek abim geldi içeriden. Canım abim, hiç kıyamaz bana görüyorsunuz değil mi? Abime yavru köpek bakışı atarak "Abim, bugün sen gitsen olmaz mı?" dedim. En şirin sesimle yapmıştım bunu. "Verda, yorma. İki ekmek al, gel." dedi. Vicdansız köpek. Ne olacak? Bir daha sana kahve yaparsam ne olayım? Sinirli bir şekilde annemin elinden parayı aldım demeyi isterdim ama almadım. Hızlı alıyım da terlik yiyeyim popişime değil mi? 

Sallana sallana markete yürümeye başladım. Aynı zamanda da düşünüyordum. Ne düşüneceğim? Neden bu kadar güzel olduğumu düşünüyorum? Şaka şaka. Elimi cebime atınca telefonumu fark ettim. Benim bir telefonum vardı. Unuttum ya lan. Telefonu açınca gelen bildirimleri görmeniz lazım. Nasıl bakacaksam hepsine? Emir yazmıştı. Bilinmeyen olan bana yazmış. Sevinmeyin hemen.

Emir: Sert çıkıştım.

Emir: Özür dilerim.

Emir: Hey! Orada mısın?

Bilinmeyen numara: Kalbimi kırmakta üstüne yok.

Bilinmeyen numara: Teşekkür ederim :)

Anında yazdı. Beni mi bekliyorsun sen ya? Yerim seni. Isırırım.

Emir: Özür dilerim, sinirliydim.

Bilinmeyen numara: Peki.

Biraz trip atmayı hak ettim bence. Resmen azarladı lan beni kıskandım diye. Ayrıca yakın arkadaş olabilirler. Ona bir şey demiyorum ama Tuana, arkadaş ayağı popiş ayağı yapıyor.

Emir: Peki konusunda anlaştık sanıyordum.

Bilinmeyen numara: Yanlış sanmışsın.

Emir: Sen sinirlisin.

Bilinmeyen numara: Tek senin sinirin yok.

Emir: Anlatmak ister misin?

(görüldü)

Emir: Tamam o zaman gidiyorum ben.

(görüldü)

Anlatmak ister misin, dedi. Yok bu çocuk vallahi salak. Deli olacağım. Sana sinirliyim, neyini anlatabilirim bunun. Vallahi daraldım...

Annemin dediklerini aldıktan sonra eve yürümeye başladım. Yolda tahmin edin kimi gördüm. Tabi ki Emir'i gördüm. Bu sefer ben seslendim ona. "Emir!" diye arkasından gittim. Bana döndüğünde suratı asıktı. Üzüldü mü yoksa. "Efendim?" dedi. "Eve mi?" diye sordum. "Hayır." dedi. Niye bu kadar soğuktu ki. "Ha anladım. Ben seni tutmayım o zaman. Sonra görüşürüz." dedim. Elini sallamakla yetinirken arkasından baktım. Kısa bir süre sonra Tuana geldi yanına. Sarıldılar. Yürümeye devam ettiler.

Gözlerimin dolduğunu hissediyorum. Şaşırdık mı? Hayır. Yakın arkadaşız demişti ama sonuçta ben ona sarılamıyorken başka bir kızın sarılması içime bir öküz olarak oturmuyor değil. Sadece arkalarından bakmak da camız oturtuyor içime. İçimde mübarek çiftlik.

Eve gidince abimle biraz boğuştuktan sonra odama çekildim. Biraz ders çalıştıktan sonra telefonumu alıp, yatağıma uzandım. Emir yazmıştı. Bana değil. Bilinmeyen olan bana. Umarım beni anlıyorsunuzdur. 

Emir: Seni bulacağım bilinmeyen.

Emir: En kısa zamanda seni bulacağım.

Arda'yı sevin be. Tatlış çocuk ama çok güvenmeyin dediğim gibi bokta çıkabilir.

Emir'i de sevin o da tatlı.

Ah ah Tuanalar'dan az çekmedim :(

Yorum ve vote atmayı unutmayın.

Sizleri seviyorum.

BUL BENİ/texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin