26.Bölüm

3.9K 255 122
                                    

"Papatyalar ölünce daha fazla kokarmış diye sen hiçbir zaman olduğundan daha güzel kokma."

"Ayaz beklesene ya!"

Duraksayıp, arkasına döndü,"Giyersen o elbiseyi tabi yürüyemezsin!"

"Hiçte bile."diyerek yanına geldim.

Yürümeye devam ettiğimizde,"Artık söylesen tam olarak ne işimiz var ?"

"Peki.Önce günbatımını izlemeye sonra içmeye gidiyoruz?"

"Gündoğumu kısmına kadar anladım da ama ne içmesi Ayaz ya?"

"Hadi Gece hadi!"

Kısa bir yürüyüş sonrası daha doğrusu benim onun arkasından yetişmeye çalışmak koşturmam sonucu gelmiştik.

Bulunduğumuz yerde tek bir insan dahi yoktu.Çok sessiz ama bir o kadarda huzur vericiydi.Ayaz'ın çimlere geçmesi ile yanına oturdum.

"Burası senin için fazla sessiz ve sakin değil mi?Sen daha gürültülü ve hareketli yerleri severdin."diyiverdim.

"Sen o gürültüyü bir başına doldurduğun için sessizlik ve huzur arıyorum."dedi dalga geçerek.

"Beni niye getirdin o zaman madem kafa dinleyeceksin?"

Hiçbir cevap vermeden sadece gülümsedi.

Yavaşça çimenlere doğru uzanıp,gözlerimi kapattım.Hissetiğim kadarıyla oda yanıma uzanmıştı.

Tam o sırada Ayaz,"Bazen kaçmak,uzaklaşmak istediğin şeylerden gidemezsin.Çünkü o senindir ve sana aittir o bilmesede,sen bunu çok iyi bilirsin.Ondan uzaklaşmak istersin ama daha da yakınlaşırsın"dedi.

Söylediklerini idrak etmek de çok güçtü.Ama sürekli kulağımda"O senindir ve sana aittir"sözü dönüyordu tekrar tekrar.

Elbisimi düzelttiğim sırada fark etmiş olacak ki oda üstündeki montu çıkarıp,dizlerimin üstüne örttü ve tekrardan uzandı.

İkimizde tek bir kelime dahi etmeden sadece güneşin batışını izledik.

Çok değişik değil miydi aslında?Hava kararınca ay,güneşi mi öldürürdü yoksa aydınlanınca güneş mi ayı?Belki bildiğimizin tam tersi farklıydı dengeler.Belkide güneş,ayı var etmek için çabalarken ayda güneşi yaşatmaya çalışıyordu.

Zaman baya ilerlemişti ve güneş çoktan batmıştı artık.Fakat ikimizde hala aynı şekilde duruyorduk öylece.

Başımı çevirdiğimde Ayaz yan bir şekilde uzanmış bana doğru bakıyordu.En garibi ise ona baktığımı fark etmesine rağmen hala gözlerini üstümden çekmiyordu.

"Kalksak mı artık?"dedim fısıltıyla.

Kısa süre hiç bir cevap vermeden gülümsüyordu.Ardından tek kaşını havaya kaldırıp,"gidelim."dedi.

Yavaşça üstündeki ceketi alıp ayağa kalktım.Ardından elimdeki ceketi Ayaz'a doğru uzattım.

"Kalsın sende üstüne giy onu."demesi ile yavaş adımlarla yürümeye başladı.Hemen üstüme geçirip arkasından yürümeye başladım.

"Ayaz benim sana bişey demem gerek."diyip kollarımı önümde bağladım."Söyle "dedi tok sesiyle.

"Şey ben hayatımda hiç içmedim yani ondan ben gelmesem."

SUÇLU AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin