38.Bölüm

2.8K 202 74
                                    

"Evleneceksin!"

Abim ağır adımlarla gidip kapıyı açtı.Gelen gülüşme sesleri ile gelenlerin Sinanlar olduğu apaçık belliydi.

Ben bunları düşünürken içeriye gülümseyerek Berke girdi.Hemen koltuktan ayağa fırlayıp boynuna sarıldım.Onu görmek nedensizce duygularımı daha da depreştirmişti.Biraz daha kendimi tutamazsam salya sümük ağlayabilirdim.

Yavaşça geri çekildiğimde,"İyisin, iyisin."dedi omzuma hafifçe vurarak.Ardından gözleri Emir'e ulaşınca hemen göz kırpıp,gülümsedi.

O arada içeriye gergin dolu gözlerle Sinan girdi.Öfkeli olduğunu anlamak güç değildi ama belli etmemeye çalışarak sahte bir tebessüm etti.

Hızlıca adımlarla yanıma gelip,sıkıca sarıldı.Karşılık verip ardından geri çekildiğimde,"Hoşgeldiniz."
diyiverdim.

"Hoşbulduk."
"Hoşbulduk prenses."

Hepimiz koltuklara geçtiğimizde Emir ve Berke yan yana tam karşılarına da abim ve Sinan oturmuş ters onlara bakıyorlardı.Berke'nin Emir'e bu denli yakın olması ortalığı daha da alevlendirecekti bu kesin.

Daha fazla dayanamayıp,"Siz neden geldiniz?"diyiverdim.

Berke gülerek,"İstiyorsan geri gidelim?"dedi.

"O anlamda değil.Yani bizim dönmemiz lazımdı."

Abim,"Gece abim hadi odana çık dinlen."dedi beni başından savmak istercesine.

Bu işin içinde bişey vardı artık bundan emindim.Cevap vermeden yukardaki odalardan birine girdim.Hemen hastane kokan kıyafetleri çıkarıp yerine poşetten özensizce çıkardığım bir eşofman takımını giydim.Hemen ardından da yatağa girdim.

Hareket etmeden öylece tavanı izliyordum.

Oysa o boş sandığımız tavanlar kimi zaman neler anlatır bize... Hatalarımızı,yanlışlarımızı kafamıza ardı ardına sertçe vurur

(AYAZLAR)
*Yazarın anlatımıyla*
H

ava çoktan kararmıştı.Cihan bahçede ki salıncağa uzanan Ayaz'ın yanına geçti.

"Ne bu gürültülü müzik?"dedi Cihan'ı fark eden Ayaz.

"İlerdeki evde parti tarzı bişey var sanırım.Neyse ben çıkıyorum,onu haber edicektim sana.""diyiverdi ve ardından da çıktı.

Karşı evden gelen müzik değişmişti.Şarkının sözleri;
"Seni severdim, hüznün koynunda
Seni severdim, hem uyanık, hem uykumda
Seni severdim, ve sana rağmen
Yine severdim, dar ağacı ip boynumda..."diye başlamıştı.

Ayaz yavaşça uzandığı salıncaktan doğruldu.Bütün dikkatini müziğe vermişti.

"Sen aşkı anlamaz bilmez, gül yansa ağlamaz sakin
Ben akmayan göz yaşında, seni severdim
Sen hisli korkak savaşçı, aşkı kime satmış hain
Ben her savaş meydanında, seni severdim."diye tekrarlıyordu nakaratlar.

Hızlıca masadaki dibinde çok az kalmış içki şişesinden,bardağına doldurup tek hamlede tepesine dikti.

Sanki sadece müziği değilde beynindeki sesleride susturmak istercesine ellerini başına götürmüştü.

Bu şarkıyı da her duyduğumda aklıma sen geleceksin Gece Sever."demişti ona aylar önce fakat nerden bilsin onu sadece bir şarkının sözlerinde değil de hiç aklından çıkaramayacağını...

Daha fazla dayanamayıp hızla ayağa kalktı.Aldığı alkolün etkisiyle olsa gerek hafifçe afalladı.

İçeriye girdiğinde duvarlardan destek alarak yürüyordu artık.

Başını kaldırıp etrafa iyice baktığında hiç bişey eskisi gibi değildi.

Ne koltuğun sağ köşesine oturmuş etrafa neşe veren bir Emir vardı,ne ortamı hep yumuşatmaya çalışan bir Cihan,ne de kollarını önünde bağlamış sessizce kıkırdayarak sadece onları dinleyen bir Gece...

Koltuklar boştu,duvarlar sessiz.Ve Ayaz Açar kalabak başladığı bu yolda artık herkesini tek tek kaybetmişti.

Elinin tersiyle kan çanağına dönmüş gözlerini sertçe sildi.Başının dönmesine bile aldırış etmeden hemen odasına çıktı.

Ve artık dengeler çok farklıydı.İşin aslında tek bir taraf vardı ama herkes bir taraftaydı...

Ve eklerim ki bazı geceler vardır insan gecenin karanlığından çok ruhunun ağırlından hayıflanırdı...

(Gece'nin anlatımıyla)
Yavaşça gözlerimi araladığımda çoktan hava aydınlanmıştı.Aşağıdan gelen hareketli tıkırtılar ev halkının uyandığının habercisiydi.İsteksizce uzandığım yataktan kalktım.

Banyoda işlerimi halledip üstümdeki eşofmanlarla aşağıya indim.

Sanki bütün gece hiç uyumamışlar gibi hepsi gece bıraktığım yerlerinde oturuyordu.Ağır adımlarla geçip Emir ve Berke'nin ortasına oturdum.

Hepsi her zaman olduğu kadar sessizdi.

İnanın samiyetsiz bir günaydın bile yoktu.

Abim çalan telefonu ile hemen bahçeye çıkmıştı.Sinan ise gözleri üstümde bir şekilde gülümsüyordu.

İçerideki mutfaktan gelen,"Kahvaltı hazır!"sesiyle sessizlik dağılmıştı ve hepimiz mutfağa doğru geçmiştik.

Abiminde gelmesi ile herkes kahvaltısını yapıyordu.Tabi Emir ve ben haricinde herkes.

Emir'de zaten daha fazla duramayıp hızla masadan kalktı.Onunla birlikte bende tabi.

"Emir?"dedim sakince."Neyin var?"

Derin bir nefes alıp,"Kapana sıkışmış gibiyiz.Bir tarafta sonraki hamlesi belli olmayan Ayaz var bir yanda her an bir bokluk yapabilecek abin.Ve hiç bişey yapamamak ağırıma gidiyor!"dedi öfkeyle.

Yavaşça elimi omzuma koyup,"Elbet geçer."diyiverdim.

Sinirle karışık gülümseyerek,"Ya özür benim seni sakinleştirmem gerekirken ben ne yapıyorum burda."

"Saçmalama lütfen."dedim.

Tam o arada,"Gece."dedi abim kalın sesiyle.

Hemen hızlı adımlarımla içeriye yöneldiğimde Emir'de arkamdaydı.

"Efendim abi?"diyiverdim merakla.

"Geç abim otur şöyle."dedi eliyle koltuğu işaret ederek.

Merağım gittikçe artıyordu.Koltuğa geçip oturduğumda,"Bak Gece sana ilk gün söyleyecektim ama hastasın diye seslenemedim..."

"Eee abi?"diyiverdim.

"Evleninceksin!"dedi tekdüze sesle.

...

SUÇLU AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin