14.Bölüm 🖤

662 67 32
                                    

İyi okumalar 🖤

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Uzay
"Tamam anne merak etme. Burası çok iyi ve güvenli bir yer." dedim telefonun diğer ucundaki anneme. Gökhan'ın kardeşinin evine gelmiştik. Arabadan iner inmez annemi aramıştım. Birkaç gün burada kalacaktık.

"Oğlum gerçekten iyisin değil mi?" diye sordu annem tekrar. Görmeyeceğini bile bile gülümsedim.

"İyiyim anne. Doğayla iç içe olacağım birkaç gün. İyi gelecek." dedim. En sonunda ikna olmuş bir şekilde cevap verdi.

"Pekii tamam. Ama kendine çok dikkat et. Öğünlerini aksatma, gece yatarken üstünü örtmeyi unutma, fazla ince de giyinme. Çabucak hasta oluyorsun. Sonra..." diye devam ederken sözünü kestim.

"Anne tamam hiçbirini unutmayacağım. Ama şimdi gitmeliyim. Arkadaşıma ayıp oluyor." dedim ve vedalaşarak kapattık telefonu. Yüzüme memnun bir gülümseme takınıp eve doğru yürümeye başladım. Gökhan da eve girmemiş, bahçede beni bekliyordu. Eve bir bakış attığımda, kardeşinin ne kadar zevk sahibi biri olduğunu düşündüm. Hayran bakışlarla evi süzerken, Gökhan konuştu bu kez.

"Eee nasıl buldun? Beğendin mi?" diye sordu. Beğenmemiştim. Çünkü bayılmıştım. Harika bir evdi bu. Hem ormanda, doğayla iç içe, hem de çok güzel bir görüntüye sahip bungalov bir ev.

"Bayıldım. Çok güzel bir şey bu." dedim gülümseyerek.

"Hadi girelim o zaman." dedi Gökhan ve birkaç adım ötedeki kapıyı açtı. İçeri girdi ve kapıyı açık bıraktı. Ben de içeri girdim.

Evin içi de dışı kadar güzeldi. Alt kat salondu. Bir de üst kat vardı. Orası da yatak odası olmalıydı.

"Ev biraz hava alsın diye kapıyı açık bıraktım. Üşümüyorsun değil mi?" diye sordu Gökhan bana. Olumsuz anlamda salladım başımı.

"Üşümüyorum. Hatta dışarıdaki alanda oturmayı düşünüyordum bende. Çok güzel bir yer burası." dedim.

"Tabii. Ben de yemek hazırlayacağım o hâlde." dedi. Dışarı çıkıp onu yalnız bırakmak içime sinmediğinden karar değişikliği yaptım aniden.

"Yardım edeyim o zaman bende." dedim. Üstündeki ince hırkayı salondaki koltuğun üstüne bırakıp cevapladı.

"Hayır olmaz. Yemekler benden." dedi gülümseyerek. Daha sonra mutfak lavabosunda ellerini yıkadı. Ben de tezgahın kenarında bulunan yüksek taburelerden birine oturdum. Gökhan ellerini kuruladıktan sonra gelirken aldığı şeyleri çıkarmaya başladı. Ben de eve bakıyordum oturduğum yerde. Dönen tabureyle, sol tarafa doğru döndüğümde, duvarda bir fotoğraf vardı. Güzel bir çerçevenin içindeydi. Biri Gökhan'a benzeyen iki genç vardı fotoğrafta.

Gökhan, hâlâ yemek işleriyle meşgulken, fotoğrafa bakarak konuştum.

"Onlar kim?" dedim ve Gökhan'a döndüm. "Kardeşin mi?" diye sordum. Gökhan, anında bana baktı ve daha sonra fotoğrafa bakıp gülümsedi.

"Soldaki öz kardeşim. Yanındaki de öz kardeşim gibi. Kardeşimin sevgilisi." dedi. Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Kardeşi eşcinseldi demek. Şanslıydı ki ruh eşini bulmuştu ve çok güzel görünüyorlardı.

"İsimleri ne?" diye sordum. Garip bir şekilde, onların hakkında bir şeyler öğrenmek, hatta onlarla tanışmak istiyordum.

"Kardeşimin adı Furkan. Sevgilisinin adı Baha." dedi bir yandan da yemek için malzemeleri yıkarken.

"Çok güzeller. Tanışmayı çok isterdim onlarla." dedim ve kollarımı tezgaha dayadım.

"Onlar şu an Amerikadalar. Babamın yanına gittiler. Furkan, sevgilisini babamla tanıştırmak istedi. Biraz da dünyayı gezeceklermiş." dedi gülümseyerek. İçimden, 'Ne kadar güzel.' diye geçiriyordum. İnsanın ruh eşini bulması ne kadar güzel...

"Anladım." diye mırıldandım. Gökhan, yemek yapmaya başlamıştı bile. Ben de onu izliyordum. Çok izlenesi bir hali vardı. Üstündeki kısa kollu penyenin izin verdiği kadarıyla, kollarındaki kaslar ve dövmeler çok güzel görünüyordu gözüme. Daha önce de kısa kollu penyeyle görmüştüm ama dövmelerini yeni görüyordum. Sanırım yeni yaptırmıştı.

Kolunda, gezegenlerin dövmeleri vardı. Dövmeleri görünce heyecanla hızlandı kalbim nedense. Kolunda, uzay dövmesi vardı...

Yorumlarınızı bekliyorum

Sizleri seviyorum 💙

SENİ DERT ETMELER (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin