13.Bölüm 🖤

690 69 27
                                    

İyi okumalar 🖤

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Gökhan
Bu aralar neden bilmiyorum ama hep Uzay vardı aklımda. Belki de psikolojik durumundan dolayı onu düşünüp duruyordum sürekli. Evet evet, ondan olmalıydı. O benim hastamdı ve ben bu yüzden onu düşünüyordum.

Yine kendime engel olamayıp onu aradığımda, yine sesi kötü geliyordu. Benim yanımdan ayrılırken sakinleşmişti. Şimdi ne olmuştu ki birden bire?

Yerini öğrenip, klinikten çıkıp arabama bindim ve sahile doğru sürdüm. Sahilin girişinin orada bir otobüs durağı vardı orada bekliyordu beni. Tam önünde durdum. Arabaya bindi ve kemerini taktı. Bu süre zarfında onu izledim. Kemerini taktıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. Gözleri hafif kızarıktı.

"İyi misin Uzay?" diye sordum. Başıyla onayladı.

"Şimdi daha iyiyim." dedi ve cevabi kalbimi hızlandırdı. Yüzümde istemsizce bir gülümseme belirdi. Bir şey demeden direksiyona döndüm ve arabayı çalıştırdım. Yola çıkınca konuştum tekrar.

"Ne yapmak istersin?" diye sordum. Saniyelik olarak ona baktığımda, bana bakıyordu. Başını koltuğa dayamış, başını bana doğru çevirmişti. Utandığımı hissediyordum ve yanaklarım yanıyordu.

"Bilmem. Sessiz sakin bir yer çok iyi olurdu." dedi. Başımla onayladım ve düşünmeye başladım neresi olabilir diye? Düşünürken aklıma Furkan'ın evi geldi. Ormanın içinde ve güzel bir evdi. Baha'yla beraber babamın yanına gittikleri için evde değillerdi. Giderken anahtarı bana bırakmış, onların olmadığı sürede, arada bir evle ilgilenmemi istemişti. Ama bu fikire Uzay ne derdi bilmiyordum açıkçası. Fikrini almalıydım.

"Şeyy..." dedim çekinerek. Bir yandan da arabayı kullanıyordum. "Benim kardeşimin bir evi var orman içinde, sessiz sakin bir yer. İstersen oraya gidelim. Hem kafanı dinlemiş olursun hem de değişiklik olur. Ne dersin?" diye sordum. İçten içe kabul etmesini istiyordum. Umarım kabul ederdi.

"Uzak mı?" diye sordu. Sanırım olumlu bakıyordu.

"Bir saat sürer varmamız." dedim. Başıyla onayladı ağır ağır.

"Ne kadar kalacağız orada?" diye sordu bu kez. Aslında haftasonunu birlikte geçirmeyi çok istiyordum. Ona söylesem ne derdi acaba?

"Sen ne kadar istersen o kadar kalabilirsin." dedim. Tepkisini ölçmeye çalışıyordum.

"Yalnız mı kalacağım?" diye sordu. Beni yanlış anlamaması için o kadar uğraşıyordum ki, gerilmiştim iyice. Kendimi kasıyordum çünkü.

"Sana eşlik edebilirim istersen." dedim ve kısa bir anlık yüzüne baktım. Hafiften gülümsedi.

"Çok iyi olur. Belki huzurlu bir uyku uyuyabilirim aylar sonra." dedi. Kalbim hızından bir şey kaybetmemiş, sanki mümkünmüş gibi daha hızlanmıştı.

"Ev ormanın içinde. Doğayla iç içe olacağız. Sessiz sakin, tam istediğin gibi bir ortam." dedim. Bir an yüzüne baktım. Yüzünde tebessüm vardı.

"Bana iyi hissettiriyorsun. Teşekkür ederim bunun için. Çok uzun süredir tanışmıyoruz ama seni tanıdığım için mutluyum." dedi. Yüzümde ister istemez bir gülümseme belirdi. Dedikleri çok güzeldi. Ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitmişti.

"Ben sana teşekkür ederim. Ben de uzun süredir bu kadar mutlu hissetmemiştim." deyiverdim. Madem kartları açık oynuyorduk, blöf yapmaya gerek yoktu artık.

Derin bir iç çektikten sonra, omuzumda bir şey hissettim. Sağ omuzuma bir bakış atınca, Uzay'ın başını omuzuma koyduğunu gördüm. Heyecanla deli gibi atan ve hızından hiçbir şey kaybetmeyen kalbim hiç yardımcı olmuyordu bana. Sessiz bir şekilde, derin bir nefes alıp verdim. Bunu birkaç kez denedim ve işe yaramasını umdum. Pek işe yaramadı ama olsundu.

Arada çaktırmadan, başımı hafif sağa doğru eğip Uzay'ın saçlarının kokusunu çektim içime yol boyu. Bu durum zaten benim ne kadar çok kapıldığımı gösteriyordu.

Uzay mıncırırım yanaklarını 😍

Gökhan da çok beyefendi değil mi ya 😍

Yorumlarınızı bekliyorum

Sizleri seviyorum 💙

SENİ DERT ETMELER (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin