26.Bölüm 🖤

526 62 39
                                    

İyi okumalar 🖤

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Bir hafta sonra
"Hazır mısın güzelim?" diye sordu Gökhan sevgilisine. Uzay, başıyla onayladı ve arabaya doğru ilerlediler.

Emniyete gerekli şikayetler yapılmış, Uzay'ın olaylarda suçunun olmadığı anlaşılmıştı. Uzay'ın telefonu da araştırılınca, Sarp'ın onu tehdit ettiği kanıtlanmıştı ve Sarp, tutuklanmıştı. Dava dosyası açılmış, Murat'ın ailesiyle irtibata geçilmişti ve Murat'ın ailesi, oğullarının kanının yerde kalmaması için ellerinden geleni yapacaklardı.

Gökhan ve Uzay, arabaya bindikten sonra kemerlerini taktılar sessizlik içinde. Murat'ın mezarına gidecekti Uzay aylar sonra ilk kez. Bilinçsizce elleriyle oynarken, Gökhan anlayışla konuştu, ellerinin üstüne elini koyarak.

"Her şey bitti. Suçlu olanlar cezasını çekecek. Sen elinden geleni yaptın sevgilim." dedi. Uzay, dolu gözlerle baktı sevgilisinin yüzüne.

"Senin sayende. Sen olmasaydın asla başaramazdım. İyi ki varsın sevgilim." dedi. Gökhan, Uzay'ın yanağına minik bir öpücük bıraktıktan sonra, saçlarını okşadı ve arabayı çalıştırdı.

Çok da kısa sayılmayan bir yolculuktan sonra mezarlığa geldiler. Arabadan inip, mezarlığın girişinde durdular. Uzay, yolda gelirken aldığı çiçeklerle birlikte girişte duruyordu. Yanında da sevgilisi.

"Hatırlıyor musun nerede olduğunu?" diye sordu Gökhan. Uzay, mezarlığa bakarken cevapladı.

"İç taraflarda diye hatırlıyorum." dedi ve yürümeye başladı. Gökhan da peşinden gitti. Uzay, hatırladığı yere gelince yavaşladı ve mezar taşlarına bakmaya başladı. Sağına doğru bakınca bir mezar taşı dikkatini çekti. İşte bulmuştu. "İşte burada." dedi kısık bir sesle. Gökhan da oraya bakınca, Uzay'ın mezarın başına gittiğini ve kenarındaki mermere oturduğunu gördü. Çiçeği, mezarın üstüne bıraktı.

Yanına fazla yaklaşmadan izledi bir süre. Uzay, hiç konuşmadan oturdu bu süre zarfında. Gökhan'ın gözüne kenardaki mavi su bidonu çarptı. Onu alıp, mezarlığın içindeki çeşmeye doğru ilerledi.

Uzay, Murat'ın mezar taşına baktı ve gözleri buğulandı yine.

"Murat... Ben geldim. Daha önceden gelmediğim için üzgünüm. Aylardır kendimle savaş içindeydim. Belki biliyorsundur... Hem mezarına gelecek yüzüm yoktu. Hem de yarım kalmış bir işi tamamladım. Artık içim rahat. En azından, senin canına kıyanlar, dışarıda gezemeyecek. Sadece Sarp değil, ona bunu yaptıranlar da ceza alacak." dedi ve gözünden akan yaşları sildi. Ama yenileri düşmekte gecikmiyordu. "Murat, yanında olamadığım için özür dilerim. Seni o gün bırakıp gittiğim için de. Her şey için. Biliyorum, özürlerim bir işe yaramayacak, seni geri getirmeyecek ama ben yine de özür diliyorum senden." dedi ve bir hıçkırık koptu boğazından. "Ne olur affet beni. Ben affedemiyorum. Ama sen affet ne olur?" dedi ağlayarak. Elini, mezarın üstündeki topraklarda gezdirdi. Bu kadar zor olacağını düşünmemişti. Getirdiği çiçeği, mezar taşının dibine koydu.

Gökhan, Uzay'ın ağladığını görünce yanına geldi hızla. Elindeki su doldurduğu mavi bidonu kenara bıraktı.

"Uzay neyin var iyi misin?" dedi endişeli bir şekilde. Uzay, Gökhan'a sarıldı anında.

"Keşke o gün gitmeseydim. Kendimi affedemiyorum Gökhan." dedi ve yüzüne baktı. "Sarp'ın ona yaptığı o şeyden sonra kendimi affedemiyorum. O beni affeder ama değil mi?" dedi ağlarken. Gökhan da dayanamadı ve dolu gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Sevgilisi tam iyileşmişken, tekrar kötü oluyordu. Uzay'a sarılıp saçlarını okşarken konuştu titreyen sesiyle.

"Affedilecek bir şey yok Uzay. Bu olanlarda senin suçun yok. Bilemezdin. Böyle olacağını bilemezdin. Ne olur kendini suçlama artık." dedi. Uzay, Gökhan'a daha sıkı sarıldı ve ağlamaya devam etti Gökhan'ın omuzunda. Murat'a olan borcunu ödemiş, onunla geciken yüzleşmeyi gerçekleştirmişti. Artık mutlu olması gerekiyordu. Sadece biraz zamana ihtiyacı vardı.

Final is coming.

Diğer bölümde çok çok az yorum vardı, lütfen yorum yapar mısınız???

Çok ağladım mezar kısmını yazarken, lütfen yorum yapın gözyaşlarım için 🥺

Sizleri seviyorum 💜

SENİ DERT ETMELER (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin