25.Bölüm 🖤

516 60 9
                                    

İyi okumalar 🖤

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

"Emin misin Uzay? Yani sana bir şey olmasından korkuyorum." dedi Gökhan tedirgin bir şekilde. Uzay, arabanın camından, karşıdaki karakola baktıktan sonra sevgilisine baktı.

"Bunu yapmalıyım. Belki o zaman Murat'ın mezarına gidip özür dileyebilirim ondan." dedi. Gökhan, sevgilisinin de bu olay hakkında suçlanmasından korkuyordu. Haklıydı da ama Uzay kararlı görünüyordu.

"Uzay, ya sana bir şey olursa?" dedi tedirgin bir şekilde. Uzay, sevgilisine gülümseyip cevap verdi.

"Olmayacak. Sarp'ın bana attığı mesajlar hâlâ duruyor. En az zararla atlatacağım bunu." dedi sevgilisinin yanağından öptü. "Hadi gidelim." dedi. Gökhan, arabadan inmeden önce Uzay'ın elini tuttu.

"Her ne olursa olsun yanındayım. Unutma." dedi. Uzay gülümsedi tekrar.

"Biliyorum. Hep yanımda oldun. Bunun için sana minnettarım." dedi ve indiler arabadan. Karakola doğru ilerlerken Gökhan tekrar konuştu.

"Annenlere haber vermeliydik." dedi Gökhan. Uzay cevap verdi yürürlerken.

"Reşit oldum. Annemlerin olması gerekmiyor ki. Haftaya tam olarak dolduracağım." dedi. Karakolun merdivenlerinin önünde durdular. Birbirlerine bakıp, merdivenlerden çıktılar. İçeride biraz bakındıktan sonra bir odanın kenardaki plakasında, emniyet müdürü yazdığını gördü Uzay. Tam odanın kapısına gidecekken, Gökhan, Uzay'ı durdurdu.

"Uzay, ailene haber vermeliyiz. Mantıklı düşün lütfen." dediğinde, Uzay bir süre durdu.

"Ailemin bunu bilmesini istemiyorum." dedi daha sonra. Gökhan, onu dışarı çıkardı.

"Bak, her şeyi anlatmak zorunda değilsin. Murat'tan arkadaşım diye bahsedersin. Kimse, eskiden sevgilin olduğunu bilmek zorunda değil." dedi. Uzay kısa bir süre düşündü.

"Galiba haklısın." dedi ve telefonunu çıkarıp, babasını aradı ve karakola çağırdı. "Telâşlandılar. Birazdan burada olurlar." dedi Uzay, telefonu cebine koyarken. Gökhan, sevgilisinin omuzlarından tutup yüzüne baktı.

"Doğru olanı yaptık. Her şey daha kolay olacak." dedi. Uzay gülümseyerek baktı sevgilisine.

"İyi ki yanımdasın. Her anlamda. Sen olmasan, kuruyup gidecektim. Beni yeniden hayata döndürdüğün için teşekkür ederim." dedi. Gökhan sarıldı sevdiğine kısaca ve boynuna minik bir öpücük kondurdu.

"Her zaman yanında olacağım. Söz veriyorum." dedi. Bir süre sonra, karakolun önünde, iki tane araba durdu. Uzay ve Gökhan gelenlere baktığında, Uzay'ın anne ve babasının yanında, başka biri daha olduğunu gördüler. Annesi Gül hanım, hemen oğlunun yanına koştu.

"Oğlum! Oğlum neden buradasınız?" dedi Uzay'a telaşla. Asım bey de yanlarına geldi. O biraz daha sakindi. Oğlunu sapasağlam görünce rahatlamıştı.

"Neler oluyor Uzay? Burada ne işin var senin?" dedi oğluna sakince. Uzay, önce Gökhan'a baktı. Sonra annesiyle babasına baktı.

"Sizinle bir şey konuşmam gerek." dedi ve etrafa bakındı. İleride bir kafe görünce, annesiyle babasına baktı. "Şurada konuşalım mı? Ayak üstü konuşulacak bir konu değil." dedi ve diğer adama baktı. Adam, üstündeki bakışları farkedince, Uzay'a doğru elini uzattı.

"Ben Avukat Hüseyin Korkmaz." dedi. Uzay da gülümseyerek karşılık verdi adama ve kafeye gittiler hep birlikte.

Kafeye gireli on dakika olmuştu ama Uzay henüz ağzını bile açmamıştı. Annesi sabırsızca konuştu.

"Hadi oğlum. Anlat artık." dedi. Uzay, irkilerek annesine baktı. Önünde duran suya bakarken dalmıştı.

"Şey... Direkt konuya gireceğim. Benim bir arkadaşım vardı hani. Hatırlarsınız, Murat." dedi ve annesiyle babasına baktı. Annesi başıyla onayladı.

"Evet hatırlıyorum o çocuğu. Geçenlerde ölen çocuk değil mi?" dedi. Uzay, yavaşça başını salladı.

"O benim çok yakın arkadaşımdı. Ben onun ölümünden sonra kendime gelemedim. Aslında olay şu; o benim gözlerimin önünde öldü ve ben hiçbir şey yapamadım." dedi gözleri dolarken. Uzay'ın, bacağında duran elin teması, onu sakin tutuyordu.

"Nasıl yani?" diye sordu Asım bey. Uzay, suyundan bir yudum alıp konuştu.

"Uyuşturucu kullanıyordu son zamanlarında. Yani isteğiyle başlamadığını biliyorum. Zorla olmuştu ve bırakamıyordu. Ben de, Murat bir süre okula gelmeyince evine gittim ve..." deyip sustu. Bu kez, avukat konuştu.

"Ve?" dedi devam etmesini ister gibi. Uzay, bir dakikadan az bir süre duraksadı ve devam etti.

"O... Onu uyuşturucu batağına çeken kişiyle konuşuyordu. Kavga ediyorlardı. Ben eve girdiğimde, Murat krizdeydi. Delirmiş gibiydi. Yüzü solgundu. Gözlerinin altı mosmor olmuştu. Sarp onu alıştırmıştı. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu." dedi, sesi sonlara doğru kısılırken.

"Bize nasıl anlatmazsın bunları oğlum?" dedi Gül hanım şaşkınlıkla. Uzay, gözünden bir damla yaş düşerken cevap verdi annesine.

"Çok istedim ama yapamadım anne. Gözümün önünde öldü. Bunu nasıl bir şey olmamış gibi anlatabilirdim. Korktum, şok oldum. Unutmaya çalıştım. Ama yapamadım." dedi. Gökhan, yanında ağlayan çocuğa sarılıp, acısını az da olsa dindirmek istiyordu. Ama yapamıyordu.

"Uzay'a kızmayın Gül hanım. Bazı kişiler bu tür olaylardan etkilenmezken, bazı kişiler Uzay gibi içine kapanabilir. Bu doğal bir tepkidir. Zaten şu an dışa vurması da iyi bir şey. Şok olmuş ve ne yapacağını bilememiş. Şu an konuşulması gereken konu, Uzay bu ölümün ardındaki kişinin cezasını çekmesini istiyor." dedi Gökhan. Uzay'ın daha fazla üzülmesini istemiyordu.

"Ölümünün ardında kimse yok ki. İntihar etmiş Murat." demesiyle, Uzay'ın bakışları annesini buldu. Daha sonra, Gökhan'la birleşti bakışları. Bir terslik vardı.

"Hayır." dedi Uzay. "İntihar etmedi Murat. O Sarp'ın yüzünden öldü. Çok fazla hap içti. O yüzden öldü." dedi sesi titreyerek.

"Annesi söyledi oğlum. Asmış kendini. Kadın bu olay yüzünden uzun süre psikolojik tedavi gördü. Daha sonra evi kapatıp, yurtdışına gitti eşiyle birlikte." dedi. Uzay, beyninden vurulmuşa döndü duyduklarıyla.

"Sarp yaptı. Ben yanından ayrıldıktan sonra eve döndü ve o yaptı. Allah kahretsin. Ayrılmamalıydım oradan. Hepsi benim yüzümden." diyerek ağlamaya başladı. Gökhan, elini sırtına koymuş sakinleştirmeye çalışıyordu. Annesi de kalkıp diğer yanına geçti.

"Senin suçun yok. Bilemezdin oğlum. Kendini suçlama." dedi annesi. Gökhan, daha fazla dayanamayarak, kolları arasına aldı sevgilisini. Uzay'da tereddüt bile etmeden kollarını sevdiği bedene sarıp başını omuzuna koyarak ağlamaya devam etti. Gökhan saçlarını okşarken, mırıldanıyordu rahatlatmak için.

"Geçti Uzay. Geçecek..."

Bir veya iki bölüm sonra final.

Ayrıca şimdiden söyleyeyim; hukukî prosedürleri çok bilmediğim için ayrıntılı olarak değinmeyeceğim. Sonraki bölümde zaman atlaması olur büyük ihtimal.

Yorumlarınızı bekliyorum

Öpüyorum hepinizi 💋

SENİ DERT ETMELER (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin