Bölüm 9

4.6K 194 5
                                    


Nazarin'in yüzü ateş gibi yanıyordu. Kahve fincanına tekrar uzandı, parmaklarının arasına aldı. Ama ellerinin titremesi genç adamın bir hayli dikkatini çekmişti.

-Sanırım böyle biri var ha ne dersin çavuşum?

Sarp merakla genç kıza bakıyordu. Aynı anda genç kızın kahve boğazına takıldı. Ağzındaki almış olduğu kahveyi dışarı püskürttü. Sarp'ta nasibini almıştı. Etraflarındaki masalarda oturanlar başlarını çevirip garip –garip baktılar. Sarpın yüzü kahve noktacıkları ile dolmuştu.

-Ben cevabımı aldım asker.

İkisi de birden peçeteye uzanmıştı.

-Çok özür dilerim efendim.

Elleri aynı anda peçetenin üzerinde birleşti.

-İzin verin ben yapayım.

Ve birden ne kadar yanlış laf ettiğini fark etti. Geri çekilmek için geç kalmıştı. Sarp, tekrar sandalyesine yaslandı. Elini peçeteden çekti. Kollarını masaya dayadı.

-Haydi, o zaman bir an önce temizle.

Sesi yumuşacıktı. İç gıcıklayıcıydı. O an karşısındaki kadınla sanki sevişiyordu. Peçetenin ucu hala Nazarin'in elindeydi. Nazarin'in yüzü içinde bulunduğu durumdan karmakarışık olmuştu. Utançla yerinden kalktı. Sarp iyice geri yaslandı. Etraftaki masalarda uğuldamalar yerini gülüşmelere bırakmıştı. Nazarin kızaran suratıyla Sarp'ın sandalyesine yaklaştı. Sarp başını kaldırıp tepesindeki kadını dikkatlice inceledi. Dudakları gülecek gibi kıvrılmıştı.

-Haydi, boynum tutulmadan bir an önce yap.

Nazarin adamın yüzündeki gülümsemeye bakmamaya özen göstererek ağır –ağır sevdiği ve beklide dünyada her şeyden çok değer verdiği erkeğin yüzüne doğru eğildi. Tek eli ile adamın çenesinin altından kaldırdı. Rüyalarındaki adama ilk kez bu kadar yakındı. Bakışlarını kaçırmadı. Sarp'ın yanaklarını hafifçe sildi. Oradan alnındaki kahve izlerini temizledi. Acaba ona olan duygularını anlamış mıydı? Eğer öyleyse bir daha onunla çalışması çok zor olacaktı. Elini anlından her zaman bakmaya doyamadığı dudaklarına indirdi. Hafifçe peçetenin ucu ile dudaklarının etrafını sildi. Genç kadının tek eli hala adamın çenesinin altındaydı. Sakalları hafif uzamış ve avucuna batıyordu. Güç de olsa genç adamın yüzündeki lekeleri çıkarmıştı. Boynundaki bir iki lekeyi de sildi. Etraflarındaki hareketler silinmişti. Sarp'ın üzerindeki atlete baktı. Kirlenmişti. Üzgün gözleri ile genç adama baktı.

-Çok özür dilerim efendim. Yarın bana getirirseniz temizlerim.

Ellerini çekmek istedi aynı anda Sarp iki elini çekmeye fırsat bulamadan yakaladı. Nazarin başının üzerinde ayakta, Sarp'ta oturduğu yerden birbirlerine bakıyorlardı. Sarp Çenesindeki eli çevirdi. Nazarin'den gözlerini ayırmadan genç kızının avucunun içini öptü. Ne olduysa işte o anda oldu. Nazarın ellerini hızla Sarp'ın kollarından kurtardı. Sandalyedeki çantasını kaptığı gibi dışarı fırladı. Sarp da aynı anda hareket etmişti ama yanına garson gelince durdu.

-Nazarin dur beni bekle.

Sarp'ın verdiği emri dinlemedi. Masanın üzerine bir tomar para fırlattı. Ve süratle çıkışa yöneldi. Sarp, kapının önünde bir an oyalandı. Aslında buna oyalanmak denemezdi ya, etrafına baktı. Her hangi bir araç otoparktan çıkmamıştı. Demek buradaydı. Kısa süre sonra Nazarini gördü. Yokuş aşağıya doğru koşuyordu. Arabasına atladı. Onu yakalaması çok kolay olmuştu. Neydi onu korkutan? Genç kız yanındaki arabaya aldırmadan koşmasını sürdürüyordu. Sarp açık camdan yanındaki koşan kıza bağırdı.

-Aptallık etmede haydi arabaya bin.

Nazarin duymadı. Hızını arttırdı. Sarp yolun iyice daralan kısmında arabanın burnunu kırdı. Geçişini engelledi. Aslında bir an genç kızın yandaki boş alana baktığını gördü sanki oraya dalacak gibi bakmıştı.

-Haydi, Asker bir şu lanet arabaya! Hemen.

Tekrar resmi sesi duyan genç kız bir anlık tereddütten sonra arabanın kapısını açıp sessizce içeri girdi. Genç adama ters bir bakış fırlattı. Sarp o an biraz rahatlamıştı.

-Özür dilerim Asker. Niyetim aslında bu değildi. Bir an boş bulundum.

Her ikisi de yol boyunca konuşmadı. Sarp evin önüne gelmişti. Nezaketen Sarp'ın yüzüne bakmadan

-İyi geceler efendim.

Sarp derin bir oh çekti. Kolundan tuttu.

-Kusura bakma ama bundan böyle seni daha yakından tanımak istiyorum.

Nazarın sinirle döndü.

-Hangi hakla efendim. Üssüm olabilirsiniz ama bu size!

-Şimdilik iyi geceler güzelim. Bu görev bittiğinde seninle daha fazla zaman geçirmeye başlayacağız.

-Bu bir emir mi?

Nazarin yüzündeki kızgınlıkla yanında oturan adama baktı. Karanlıktan genç adamın pek yüzünü seçemiyordu.

-Hayır, güzelim sadece Vaat.

-Olmaz efendim."

-Nazarin. Şu işimiz bitsin. Bende izindeyim ve bu süreyi seninle geçirmeye karar verdim.

Ters bir bakış atıp arabadan çıktı. Kendi kendisine söylendi.

-Salak kafa-salak kafa, işte yıllardır hayalini kurduğu şeyler oldu. Ama hayır. Verdiği yeminler. Onun asla âşık olmamasını gerektiriyordu. Hele ki silah arkadaşına, Hele ki amirine. Duyguları ölene kadar kendisinde saklıydı.

SON TANGO +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin