Yalana bak dedi içinden. Nazarin'e işaret yaptı.
-Hele Bacı sende gel bakalım hünerin neymiş?
Kahkaha attı.
-Burada oyun oynanmaz.
Etrafına baktı. İki elini neşe ile havaya kaldırdı. Gülmeleri için.
-Bacımın sakın ola ki fazla canını yakmayasınız.
Önünde selam verdi. İki bacağını açıp çömeldi. Gardını aldı.
-Haydi, kardaşlar düşman gibi saldırın.
Dedi Kürtçe. İyi olduğundan emindi. Komutan gururla sakalını sıvazladı.
-Serdar tıpkı. Kes! Yeter ikiniz de öncü kuvvetine girmeden önce yarın silahlar hakkındaki yeteneklerinize bakılacak. Serbestsiniz.
Topukları üzerinde dönüp karargâhına girdi. Gün içinde üste gezip görmediği tek bir nokta yoktu.
Sarp günün ilk ışıkları ile doğruldu. Yan taraftaki delikten içeri ışık geliyordu. Oraya iyice yaklaştı. Gece militan ona bir zarf vermişti. İçindekilere bakacaktı. Etrafta kimsenin olmadığından iyice emin olan Sarp yinede birkaç askeri görevlendirdi.
-Gözünüz dışarıda olsun.
Zarfı açtı. İçinden bebek resimleri çıktı. Minik bir erkek. Nazarin'in kucağındaydı.
Resmi çevirdi. Not gayet açıktı. İçi umutla doldu.
-Oğlunun adını Ata koydum. Şu anda seni bekliyor. Son tango için hazır mısın? Fikret ve ben içerdeyiz. Sabahtan itibaren beş gün sonra özgürsünüz. Hazırlanın. Kuvvetlenin. Bir tek er kalmayacak şekilde organize olun. Unutma evlenme sözünü unutmadım.
Gözlerindeki yaşları sildi. Buraya korkusuzca gelmişti. Acaba Fikret ten başka kaç kişi içeri sızmıştı. O geceye kadar hazır olacaklardı. Ya başına bir şey gelirse... Çok küçüktü oğlu. Ama daha zamanı vardı. Erken doğum yapmıştı ve kahretsin yanlarında olamamıştı.
Fikret'le bir an yalnız kaldılar.
-İçeri silah sokmak lazım.
-Evet, bu gün.
Dedi genç adam. İçeri girdi. İç ceplerini gösterdi.
-Zindana gizlice sok.
-Nasıl?
Adamın gözleri iki kat açılmıştı.
-Bilemem. Orası senin maharetine kalmış.
-Kızım bizi de öldürteceksin.
-Aşkıma selamımı söyle.
-Ya ne demezsin. Delisin sen. Bu son seninle daha çalışmam.
-Keyfin bilir.
Sürekli didişmeden duramazlardı zaten.
-Hayde!
Yanından uzaklaştı. Kumandanın hoşuna gittiğini daha ilk başında anlamıştı ve tabiî ki bu durumu kendi durumları için kullanacaklardı. Ertesi gün atış talim yerindeydiler. Burada da kusursuz bulunmuştu. Komutan ağır ağır yanına geldi.
-Şevin bacı...
Sanki bakışları da dudakları gibi bacım demek istemiyordu.
-Buyurun efendim.
-İyisin iyi.
Ağzından tükürükler çıkıyordu o anda. Omzuna dostça vurdu.
-Eğitimlere katılıyorsun. Bizim çocuklara Serdar'dan öğrendiklerini öğret.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON TANGO +18
Storie d'amore-Gidelim çavuşum. Ensesindeki tüyleri havaya kalktı. Sarp genç kızı koşarcasına kapıya sürüklemişti. -Artık gideyim. Nazarin'i hızla arabaya itti. Sarp'ın kollarından kurtulmak için saldırıya geçti. -Hey ne oluyor? -Sus. Nazarin'i kolundan büktü. D...