いち

2.3K 176 120
                                    

Merhaba! İki yıl önce yazdığım bu kurguyu taslakta görünce devam etmek istedim ve yayımlamaya karar verdim. Neredeyse unuttuğum bir kurguydu, umarım beğenerek okursun :)

Başladığın tarihi buraya yorum atarsan sevinirim :)

Keyifli okumalar muah💋

"Geldim!" hızlı adımlarla şiddetle çalan kapıya ilerleyip açtığımda bakışlarımı üç takım elbiseli adam karşıladı. "Buyrun?" meraklı bakışlarımı en önde duran takım elbiseli adama yönelttiğimde merakımı gidermek adına konuşmaya başladı.

"Evi üç gün içerisinde boşaltmanız gerekiyor." kaşlarımı çatarak dediklerini idrak etmeye çalıştım. "Neden?"

"Üç gün sonra yıkıma başlanacak." aniden dank eden şey ile çatık kaşlarım imkanı varmışcasına daha fazla çatıldı. "Sözleşmeyi imzalamadan bu apartmanı yıkamazsınız. Yani güle güle." kapıyı kapatacağım sırada uzun boylu adam elini kapıya yaslayarak kapatmamı engelledi. "Sözleşme imzalandı." elindeki kağıt parçasını bana doğru uzattığında elinden alarak okumaya başladım.

"1.691.977,31 won karşılığında mı?" alayla gülerek elimde ki kağıt parçasını bir kaç kez daha okumuştum. Ne kadar saçma bir anlaşmaydı. Altta ki imzaya göz attığın sırada gördüğüm şey ile elimi alnıma vurarak bir süre gözlerimi kapadım.

Anneanemin imzasıydı.

"Merak ediyorum da patronunuz olacak adam anneannemi kandırmaya utanmadı mı?" adamlar ifadesiz bakışlarıyla bana bakmaya devam ettiğinde sakin kalamamıştım. Portmanto'da asılı olan çantamı alıp kapımın önünde duran adamların arasından geçerek apartmandan çıktım.

Caddeye çıktığımda hemen bir taksiye binip Min Holding'e sürmesini istedim. Umarım bu bir kabustur ve bir an önce uyanabilirim. Eğer gerçekse, düşünemiyorum bile. Şoförün sesi ile kendime gelerek taksi ücretini ödeyip arabadan indim, kısa bir süre önümde ki büyük şirkete göz atmıştım. Bu adamın ısrarla peşimden düşmemesi beni deli ediyordu.

Derin bir nefes alıp başımı iki yana sallayarak şirkete girip Yoongi'nin odasına çıktım. "Randavunuz var mıydı?" sekreteri umursamadan odaya ilerlemeye devam ettiğinde kadın yerinden kalkarak beni durdurdu. "Şuan odasında toplantı yapıyor, kusura bakmayın ama giremezsiniz." sekreteri dinlemedem yanından geçerek odaya girdim. "İnsanları dolandıra dolandıra yükselmek nasıl bir his?" Yoongi, önünde ki adamlardan özür dileyerek yerinden kalkıp yanıma gelmişti.

"Kusura bakmayın Bay Min, durduramadım." sekreteri umursamadan odadan çıktığında peşinden gitmiştim, kısa yürüyüşün ardından boş bir odaya girmişti. "Odama dalıp neler saçmaladığını sanıyorsun?" tek kaşımı havalandırarak ciddi ifademle Yoongi'ye baktım.

"Saçmalamak mı?" elimde ki sözleşmeyi Yoongi'nin önüne uzatarak devam ettim. "Bu sözleşmeyi anneanemi kandırarak en sonunda imzalatmışsın, bu dolandırmak değil de nedir?" çatık kaşlarını serbest bırakarak bir süre yüzüme bakmıştı. "Ben kimseyi kandırmadım. Anneannen mantığını kullandı ve sözleşmeyi imzaladı." alayla gülerek sakin kalmak adına derin bir nefes aldım.

"Seni dava edeceğim." gülerek bir kez başını salladı. "Başarılar dilerim." yanımdan ayrılacağı sırada kolunu tutup gitmesini engelledim. "Gidemezsin." bakışlarını ilk önce kolunda ki elime sonra ise yüzüme çıkarttı. "Eğer biraz daha zorlasan ben seni dava edeceğim." birde üste çıkıyordu, Tanrım!

Gitmeye yeltendiği sırada kollarımı göğsümde birleştirerek kararlılıkla konuştum. "Bu sözleşmenin orjinalini yırtana kadar gitmeyeceğim." arkasını dönerek hayretle bana bakmıştı.

合意 ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin