"Bu fotoğraf nasıl, Yeo-jin?" Jungkook'un gösterdiği resime bakarak başımı salladım. "Oldukça etkileyici. Sen mi çektin?" Jungkook, kocaman gülerken başını salladı. "Evet, farklı bir şeyler deniyorum." gülümsedim. Jungkook, fazlasıyla başarılı bir adamdı ve elinden her iş geliyordu, keşfedilmeyi bekleyen bir mücevher gibi. "Denediğin her şeyde bir numara olmayı başarıyorsun." elimi Jungkook'un başına yaslayarak saçlarını karıştırdığım sırada yanımıza gelen Yoongi, elimi tutarak Jungkook'dan uzaklaştırdı. "Ne yapıyorsunuz?" Yoongi'ye bakarak kaşlarımı havalandırdım.
"Kameraları temizliyoruz?" anlamazca Yoongi'ye baktığımda Jungkook, konuşmaya başladı. "Bir haftadır her gün buradasın hyung? Sanırım aranızdaki buzlar eridi?" Yoongi, gülümseyerek Jungkook'da ki bakışlarını bana çevirirken sorusunu cevapladı. "Evet. Aramızda ki buzlar ateşimize dayanamadığı için eridi." hayretle o'na bakarken yavaşça başımı salladım. "Pekâlâ. Ben sizi yanlız bırakayım en iyisi." Jungkook, yanımdan kalkarak bizi yanlız bıraktığında Yoongi, elinde duran elimden destek alarak ayağı kalkmamı sağladı. O'na uyarak ayağı kalktım.
Sıkıca bana sarıldığında stüdyoda olan insanlara baktım, bize bakıyorlardı. "Herkes bize bakıyor, Yoongi." Yoongi, ellerimi tutarak boynuna götürürken bana cevap verdi. "Baksın, ne olacak?" başımı geriye yaslayarak yüzüne bakmaya çalıştım. "Utanıyorum, Yoongi. Gerçekten bize bakıyorlar, hatta fısıldaşmaya başladılar." Yoongi, geri çekilerek gülümsedi. "Utanıyor musun?" bakışlarımı kaçırarak alt dudağımı ısırduğımda tekrar konuştu. "Bazen gerçekten beni deli ediyorsun." bakışlarımı o'na odaklayarak gülümsedim.
"Kolun ağırmıyor artık değil mi?" Yoongi, koluna bakarken sorumu cevapladı. "Hayır, harika hissediyorum. Kolum tamamen iyileşti." gülümseyerek başımı salladım. "Hyung?" duyduğum ses ile yanımıza gelen Bay Kim'e baktı. "Oo, görüyorum ki sonunda savaşmıyor, sevişiyorsunuz?" aniden duyduğum şey ile şaşkınca Bay Kim'e baktım. Böyle bir şey söylemesini beklemiyordum. "Yeo-jin'i alıyorum. Sonra Görüşürüz, Taehyung." Yoongi, elimi tutarak parmaklarını iç içe geçirdi. Bay Kim'in cevabını beklemeden yürümeye başladığında Bay Kim'e bakarak saygıyla baş selamı verdim.
"Ne yapıyorsun, Yoongi? Daha işim bitmedi."
"Biliyorum, bu yüzden Taehyung'a haber verdim." derin bir nefes alıp verdim. "Ama cevap vermesini beklemedin?" asansöre bindiğimizde üzerime gelerek beni köşeye sıkıştırdı. "Önemi yok. Her halükârda izin verecekti." kaşlarımı havalandırarak hayret edercesine o'na baktım. "Neden? Öyle bir zorunluluğu mu var?" Yoongi, eğilerek iyice yüzlerimizi yakınlaştırdığında yutkundum. "Benim yanımda çalışmaya ne dersin?" başımı olumsuzca iki yana salladım. Yoongi'nin şirketinde ne gibi bir pozisyonda çalışacaktım ki?"Neden istemiyorsun?" dudaklarımı ıslattıktan sonra sorusunu cevapladım. "Ben fotoğraf sanatçıyım, Yoongi. Senin şirketinde hangi pozisyonda çalışacağım?" omuz silkti. "Elbet bir pozisyon bulurum. Mesela.. sekreterim olabilirsin?" gülerken kısa bir an başımı eğdim. "Mini bir etekli takım, kırmızı ruj, sıkı bir topuz ve kemik gözlük." Yoongi, bir kez başını sağladığında tekrar konuştum. "Tam porno film sekreteri." Yoongi, sesli bir şekilde gülerken geri çekilip elimden tutarak asansörden indi.
Şirketten çıkarak arabaya ilerlerken konuşmaya başladı. "Açıkcası düşününce şirkette sevişme fikri oldukça çekici geldi." şaşkınca Yoongi'ye baktım. "Belki de düşüncenin içinde sen olduğun içindir?" arabaya geldiğimizde durup bana baktı. "Senden uzak kalmak gün geçtikçe zorlaşıyor. En azından bana taşınsan olmaz mı?" gözlerimi büyüterek Yoongi'ye baktım. "Ailemi bırakamam Yoong-" sözümü keserek araya girdi. "Evlenelim. Böylece ikimiz bir aile oluruz ve beni bırakamazsın." gülerken kısa bir an başımı eğdim. "Evlilik için biraz erken, Yoongi."
Yoongi, derin bir nefes verirken kısa bir an başını sola doğru çevirdi. "Beni de düşünemez misin?" alt dudağımı ısırarak mahçupca o'na baktım. "Yoongi.." buruk ses tonuyla konuştuğumda bana bakarak yutkundu. "Pekâlâ. Sustum." kapımı açarak binmemi beklerken bana tavır yaptığını anlamıştım. Arabaya bindiğimde kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna yerleşti. Arabayı çalıştırarak sürmeye başladığında konuşmaya başladım. "Tavır mı yapıyorsun bana?" Yoongi, sadece başını olumsuzca iki yana salladı.
"Yapıyorsun." Yoongi, cevap vermemişti. Bu konu hakkında ne yapabilirdim, bilmiyorum. O'nu kırmak istemiyordum ama o'na tanışamaz ya da yanında çalışamazdım. Yola baktığımda bizim eve gittiğimizi görmüştüm. "Beni eve bırakman için mi işten erken çıktım?" Yoongi, hemen cevap vermişti. "Aileni bırakamıyorsun ya, o yüzden eve götürüyorum seni." derin bir nefes alıp verirken Yoongi'ye bakıyordum. "Yoongi, lütfen.." Yoongi, bir şey söylemediğinde üstelememiştim. Eve geldiğimizde arabadan inerek Yoongi'ye baktım.
"Anneannemi görmeye gelmeyecek misin?" başını olumsuzca iki yana sallarken yüzüme bakmıyordu. Arabaya binerek Yoongi'ye yakınlaşıp bana dönmesini sağlayarak dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum. "Bana tavır yapamazsın." geri çekilir çekimez mızmızca söylendim. Yoongi, bakışlarını kaçırarak bana zıt yöne döndüğünde yüzümü astım. "Beni üzüyorsun ama!" Yoongi, bana dönerek konuşmaya başaldı. "Sende beni üzüyorsun." derin bir nefes verdim. "Elimden bir şey gelse emin ol yapardım, Yoongi. Ben de sürekli yanında olmak istiyorum ama bu şuanlık pek olası değil."
Yoongi, yutkunarak bir süre yüzüme baktı. "Pekâla. Gi-hun, geldiğinde yanında kalmayı düşüneceğim ama şuan olmaz. Gerçekten." Yoongi, alt dudağını ısırarak yavaşça başını salladı. "Pekâlâ." hala tavırlı olduğunu gördüğümde derin bir nefes aldım. En iyisi üstelememkti. Biraz kafa dinlemesini sağlasam daha iyidi sanırım. Arabadan inmeye yeltendiğimde Yoongi, bileğimden tutarak kendisine çekmişti. Bunu beklemediğim için afallamış ve dengemi kaybetmiştim.
"Gidiyor musun hemen?"
"Gitmeyeyim mi?" Yoongi, hemen cevap vermişti. "Hemen gidiyorsun, neden biraz üstelemiyorsun?" nazlı bebek gibiydi. "Evin önünde mi üsteleyeyim?" başını olumsuzca iki yana salladı. "Kemerini tak." koltuğa oturarak kemerimi takıp kapımı kapattım. Evin önünde ayrılarak Yoongi'nin evine geçmiştik. Eve girer girmez Yoongi, odasına çıktı. Ördek yavrusu gibi peşine takılarak odasına çıktım. Odada yürürken sürekli arkasından gidiyordum.Aniden olduğu yerde durup arkasını döndü. "Neden yavru kedi gibi peşimde dolaşıyorsun?" gülümseyerek o'na yakınlaşıp başımı hafifçe arkaya yasladım. "Çünkü-" diyecek bir şey bulamayarak susup gözlerinin içine bakmaya devam ettim. "Çünkü?" derin bir nefes alırken elimi yanağına yerleştirerek baş parmağımla pürüzsüz teni okşadım. "Beni kolay kolay yumuşatamazsın." gülümseyerek bakışlarımı gözlerine çıkarttım. "Emin ol kolay bir yolunu bulurum. Sadece nazını çekmek istiyorum. Tavır yapınca küçük mızmız çocuklara benziyorsun."
Yoongi, yanımdan ayrılarak üzerini çıkartmaya başladı. "Yoongi.." cilve ve üzgün karışımı ses tonumla konuştuğumda Yoongi, arakasını döndü. "Beni kışkırtmamanı öneririm." omuz silkerek yanına ilerledim. "O hâlde bana tavır yapma. Elimden bir şey gelse yapacağımı biliyorsun." Yoongi, birşey söylemeden önüne döndüğünde o'nun soyunmasını ve giyinmesini izlemiştim. İşi bittiğinde yanımda geçerek aşağı indi, peşine takılarak aşağı indim. Mutfağa girdiğimizde yardımcıların masayı hazırladığınu görmüştüm. "Yemek hazır, Bay Min."
Yoongi, başını sallayarak masaya ilerleyip bir sandalye çekerek bana bakmıştı. Tavır yaparken bile nazik olmayı nasıl başarıyordu bilmiyorum ama bu huyunu fazla sevmiştim. Yanına giderek sandalyeye oturdum, o da hemen yanıma oturmuştu. Yemek yemeye başladığımızda dikkatle Yoongi'ye bakıyordum. "Beni izleyeceğine yemeğini ye." dirseğimi masaya, yanağımı ise elime yaslayıp gülümseyerek Yoongi'yi incelemeye devam ettim.
Yoongi, elindeki tavuğu dudaklarıma bastırdığında lokmayı kabul etmiştim. Elini geri çekeceği sırada tutarak parmaklarını emdim. Sos gerçekten lezzetliydi. "Beni kışkırtıyorsun." anca bu şekilde tavırına son verecekti sanırım. "Imm~ Sos çok lezzetli." Yoongi, alt dudağını ısırarak bir süre yüzüne baktıktan sonra önüne dönerek yemeğini yemeye devam etti. "Yemeğini ye, Yeo-jin."
♡
Öptüm seni şap şuppp 😘😋💋🔥👩❤️💋👩🍷🌈💅💖👅💕🌸💞💟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
合意 ° myg
FanficYoongi'nin ilk projesini tamamlaması için alması gereken tek ev kalmıştır fakat evi alması o kadar kolay olmaz çünkü karşısında evini satmak istemeyen inatçı bir kız vardır.