Keyifli okumalar ♡
"Gelir gelmez iş görüşmesine mi gittin?" başımı sallayarak gülümsemiştim. "Tatildeyken boş durmayıp bir kaç ilana baktım. Gelir gelmez de hemen görüşmeye gittim ve işe alındım." işsiz dolaşmayı pek sevmezdim, sevmek gibi bir lüksümde yoktu zaten. "Beyaz yaratığı tanımayan bir şirket ha?" başımı olumsuzca sallayarak dudağımı ısırdım. "Fotoğrafçılığı şuanlık bir kenarı bıraktım. Garsonluk yapacağım." kollarını masaya yaslayarak ellerimi tutmuştu.
"Asla pes etmiyorsun, Yeo-jin. İdolümsün." gülümseyerek arkadaşıma bakmıştım. "Peki, işini kutlamak için bu akşam içmeye gidiyoruz!" başımı olumsuzca iki yana sallayarak arkama yaslanmış ve bacak bacak üstüne atmıştım.
"Öyle yerleri sevmediğimi biliyorsun. O'nun yerine dışarıda yemek yiyebiliriz." mızmızca omuz silkerek suratını asmıştı. "Ya uzun zamandır bar'a gitmiyorum, lütfen~" yerinden kalkıp yanıma gelmiş ve kolumu tutarak beni sarsmaya başlamıştı. Önüme gelen saçları parmaklarım arasından geçirerek arkaya ittirip arkadaşımın durmasını bekledim.
"Tamam diyene kadar durmayacağım." sıkkınca nefes verip başımı salladım. "Tamam." geri çekilerek önüne gelen saçları arkaya ittirip arkasına yaslandı. "Kalkalım mı artık?" başını sallayarak hesabı istemişti. "Eve mi gidiyorsun, hayatım?" başımı olumsuzca sallayarak ayağı kalktım. "Hayır, annemin yanına gideceğim bebeğim. İstersen sende gel." koluma girip yürümeye başlarken cevap vermişti.
"Çok isteri-" sözünü kesen çalan telefon zili olmuştu. Telefonunu açarak kısaca babasıyla konuştuktan sonra telefonu kapatıp bana bakmıştı. "Babam beni çağırıyor maalesef gitmem gerekiyor." sorun olmadığını belirtmek adına başımı iki yana salladım. "Önemli değil hayatım, görüşürüz." sıkıca bana sarıldığında sarılışına karşılık verdim.
"Görüşürüz!" geri çekilerek el sallayıp yanımdan ayrılmıştı. Ben de en yakın otobüs durağına ilerleyerek gelen otobüse bindim. Yoongi, dünden beri yanıma gelmemişti. Bu durumda sevinmem gerekiyordu fakat ben endişelenmeye başlamıştım. Böyle sessiz kalması normal değildi.
Sıkkınca bir nefes berip otobüsden inerek restorana geçmiştim. "Ben geldim." arkaya geçerek çantamı askılığa asarak kasaya geçmiştim. "Ben burayla ilgilenirim, Kang. Sen müşterilerle ilgilenebilirsin." Kang, gülümseyerek yanımdan ayrılıp müşterilerin yanına geçmişti. Önümde ki masayı kısaca düzenleyip gelen müşteriyle ilgilendim.
"Kolay gelsin."
"Sağolun, iyi günler." baş selamı verip gülümsedim. "Merhaba, Yeo-jin." içeri giren Bay Ru ile şaşkınca kaşlarım havalanmıştı.
"Merhaba, Bay Ru?" merakla kendisine baktığımda beni uğraştırmadan ne için geldiğini açıklamıştı. "Dükkanı başka birine devrettim, bunu haber vermek için geldim." rahatlığı karşında hayrete düşmüştüm.Sakin kalmak adına derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattım.
"Hep burayı merak etmiştim." duyduğum ses ile bakışlarımı içeri giren Yoongi'ye çevirdim. Etrafı incelemesi bittiğinde bakışları beni bulmuştu. Ellerini ceplerine sokarak gülmüştü. "Bu Bay Min, dükkanın yeni sahibi." Bay Ru, bana Yoongi'yi tanıttığında alayla gülmüştüm.
"Dükkanı satmadan önce bizimle konuşmanız gerekmiyor muydu?" omuz silkerek rahatça cevap vermişti. "İmzaladığımız sözleşme bitmek üzre, bu yüzden gerek duymadım." dudaklarımı ıslatarak elimi boynuma atıp ovuşturmaya başladım. Elimden bir kaza çıkmaması için kendi kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
"Peki, haber verdiğinize göre artık gidebilirsiniz." bakışlarımı Bay Ru'dan çekerek Yoongi'ye odakladım. "İki güne dükkanı boşaltırız." cevabını beklemeden yanından ayrılarak lavaboya geçtim. "Hala direniyorsun." arkamı dönerek Yoongi'ye baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
合意 ° myg
FanfictionYoongi'nin ilk projesini tamamlaması için alması gereken tek ev kalmıştır fakat evi alması o kadar kolay olmaz çünkü karşısında evini satmak istemeyen inatçı bir kız vardır.