二十五

186 30 13
                                    

"Bak sana en sevdiğin meyveli yoğurtlardan yaptım!" anneannem kaşlarını havalandırarak bana bakmıştı. "Sen mi yaptın?" başımı sallayarak yatağın kenarına oturdum. "Evet, dışarıdan aldıklarımızda koruyucu maddeler var ve organik değil. Bu yüzden kendim yapıyorum ve sende bu yoğurtları bayılarak yiyorsun." yoğurt dolu kaşığı anneannemin dudaklarına doğrulttuğumda ağzını açarak kabul etmişti.

"Imm~ tadı çok güzel." gülümseyerek anneanneme yoğurdu yedirmeye devam ettim. "Afiyet olsun, bebeğim." anneanneme yoğurdunu yedirdikten sonra yanından ayrılmıştım. Yoğun bakımdan çıkalı üç gün olmuştu, bu yüzden annem ve ben sürekli başında duruyorduk.

"Bir kaç şey almak için markete gidiyorum, anne. Anneannem yukarıda bulmaca çözüyor." daha doğrusu çözemiyordu. Annem mutfaktan çıkarken gülerek başını sallamıştı. Çantamı ve telefonumu alarak evden çıktım. Yakınlarda olan markete giderek evin ihtiyaçlarını almıştım. Kasaya gelince ücreti ödeyip poşetlerimi alarak marketten çıktım.

"Yeo-jin.." sesin geldiği yöne bakarak kaşlarımı havalandırdım. "Sonunda buldum seni." o'nu umursamadan yürümeye başladım fakat beni bırakmaya niyeti yoktu. Yanıma yetişip kolumdan tutarak durmamı sağlamıştı. "Ne istiyorsun, Yeong-ji?" gülümseyerek bir adım atıp yakınlaşmamızı sağladı.

"Seni özledim." derin bir nefes verirken kolumda duran elini ittirdim. "Biz yıllar önce ayrıldık, hatırlıyorsun değil mi?" başını sallayarak gülümsedi ama gülümsemesi akıl hastanesinden kaçan bir delinin gülümsemesini anımsatıyordu. "Tekrar birlikte olmak istiyorum. Oturup konuşalım mı?" başımı olumsuzca iki yana sallayarak yanından geçip yürümeye devam ettim.

Yeong-ji, koşarak önüme geçmiş ve ikinci kez durmamı sağlamıştı. "Konuşmamız gerekiyor." çantamdan eletroşok cihazını çıkartırken o'na hitaben konuştum. "İstemiyorum. İsrar edersen kızımla tanışmak zorunda kalacaksın." elektroşok cihazını çalıştırdığımda bir adım gerilemişti. "Rahat bırak beni." yanından geçerek yürümeye devam ettim.

Bir süre sonra omuzuma dokunan el ile hızla arkamı dönerek elektroşok cihazını Yeong-ji, sandığım bedenin beline bastırarak çalıştırdım. Yere düşen bedenin yüzünü gördüğümde gözlerim faltaşı misali açılmıştı. Hızla eğilerek elimi Yoongi'nin omuzlarına yerleştirdim.

"Yoongi, iyi misin?" elektirik verdin adama nasıl iyi olabilir, aptal? Sinirle alnıma vurarak derin bir nefes aldım. "Yoongi?" sanırım bayılmıştı. Telaşla ayağı kalkıp bir şeyler düşünmeye başladım. "Yeo-jin! Yoongi, nere-" Ra-hae'nin sesini duyar duymaz arkamı döndüm. "Ne oldu Yoongi'ye?!" yerde yatan bedeni fark eder etmez hızla çömelerek Yoongi'ye baktı. "Uzun hikaye. Hadi bana yardım et Yoongi'ye eve taşıyalım." sağ kolunun altına girip Ra-hae'ye baktım.

Şaşkınlığını üzerinden atar atmaz başını sallayarak sol koltuğu altına girmişti. Zorda olsa Yoongi'yi eve kadar taşımıştık. "Neler oluyor?" annemin şaşkın sesini duyduğumda Yoongi'ye koltuğa bırakarak karşı koltuğa oturdum. Bileğimde duran poşeti çıkartarak masanın üzerine koydum.

Ra-hae ve annem merakla bana baktığını fark ettiğimde başımdan geçen saçma anı anlatmıştım. "Ne yüzle geliyor o pezevenk senin yanına?!" uyarırcasına Ra-hae'ye baktığımda anneme bakarak dudaklarını bir birine bastırdı. "Ayrılalı 5-6 yıl oldu neredeyse, nereden çıktı bende anlamadım." bu sıralar başımdan dert eksik olmuyordu zaten. Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Bir süre sonra Yoongi, yavaşça uyanmaya başlamıştı.

Yerimden kalkarak yanına geçtim. Kendine geldiğinde bana bakarak konuşmaya başlamıştı. "O elektroşok makinesini üzerimde kullanacağını hiç düşünmemiştim. " mahçupca başımı eğerek tırnaklarımla oynamaya başladığımda Ra-hae, olayın aslını anlatmıştı. "Sen iyisin değil mi?" başımı sallarken bakışlarımı Yoongi'ye odakladım. "Bu soruyu benim sormam gerekiyordu." gülerek başını iki yana sallamıştı.

"Sen iyisen bende iyiyim." yutkunarak önüme döndüm. "Anneannem uyuyor mu, anne?" annem gülmemek için dudaklarını bir birine bastırırken başını salladı. Sanırım Yoongi ile aralarındaki buzları eritmişlerdi bu son bir haftada. Yoongi, en az benim kadar endişelenmişti anneannem konusunda.

Her gün hastaneye anneannem ve bizi ziyarete geliyordu. "Biz yemek yiyene kadar annem uyanır. Ra-hae, masayı hazırlamakta bana yardıcı olur musun?" Ra-hae, ayağı kalktığında bende kalktım. "Bende yardım edeyim." annem başını olumsuzca iki yana sallarken yanıma gelmişti. "Gerek yok fazlalık oluruz. Yardımcı olarak Ra-hae, yeter bana." Ra-hae, yanımdan geçerek annemin peşine takıldığında peşlerinden bakakaldım.

"Yeong-ji, denilen herif ne zamandır rahatsız ediyor seni?" eski yerime otururken Yoongi'ye baktım. "İlk defa rahatsız etti." bacak bacak üstüne atarken uzun siyah saçlarını karıştırdı. "Eğer bir daha rahatsız etmeye-" hafifçe Yoongi'ye dönerek sözünü kestim. "Rahatsız edeceğini düşünmüyorum, rahatsız edecek olursa kendim halledebilirim. Teşekkür ederim."

Yoongi, bana doğru dönerek kolunu koltuğun sırt yaslama yerine sabitledi. "Bu sefer ben halletmek istiyorum." derin bir nefes alarak arkama yaslandım. "Çok naziksin teşekkür ederim ama gerek yok, Yoongi." dudaklarını ıslatarak alt dudağını dişleri arasına almış ve bir süre öylece bana bakmıştı.

"Ra-hae, Yeong-ji'nin kim olduğunu biliyor değil mi?" sıkkınca nefes verip yerimden kalktığımda bileğimden tutarak eski yerime oturmamı sağladı. Kendisine çektiği için yakınlaşmamız kaçınılmaz olmuştu. Ciddi ifademi takınarak konuştum. "Sana karışmamanı söyledim." Yoongi, yarım ağız gülerek dilini üst dudağına yasladı. "Benimle emir kipi konuşulmasından hiç haz etmem ama konuşan sen olduğunda o bile hoşuma gidiyor." bir süre sessiz kalmıştım çünkü söyleyecek bir şey bulamamıştım.

"Masayı hazırlamışlardır. Mutfağa geçelim." yerimden kalkarak mutfağa geçtiğimde annemlerin kapıdan bizi dinlemeye çalıştıklarını görmüştüm. "Pes." masaya ilerlerken hayretle konuşmuştum. Herkes masaya yerleştiğinde yemeğe başlamıştık.

"Ra-hae, bana araba kullanmayı öğretebilir misin? Ehliyet almak istiyorum ama o'ndan önce biraz pratik yaparsam daha iyi olur diye düşünüyorum." başını olumsuzca iki yana sallarken ağzındaki lokmayı hızla yutatak sorumu cevaplamıştı. "Yoongi, benden daha iyi araba kullanıyor. Bence o'ndan ders al." kısa bir an ellerimi havaya kaldırarak kaşlarımı havalandırdım. "Tamam, istemedim say."

Yoongi, ellerimi birleştirerek dirseklerini masaya yasladı. "Seve seve öğretirim. Yarın iş çıkışı derslere başlayabiliriz." itiraz edeceğim sırada tekrar konuşmuştu. "İtiraz etme, lütfen." derin bir nefes verip yemeğime devam ettim. Yemeklerimiz biter bitmez masayı toparlamaya başladım. "Siz Yoongi ile burayı halledersiniz." Ra-hae, annemin koluna girerek mutfaktan çıkmıştı.

"Sen anneannemin yanına çık ben bulaşıkları hallederim." başını olumsuzca sallayarak masayı toparlamama yardımcı olmuştu. Bulaşıkları makinaya dizdikten sonra ellerimi yıkayarak kuruladım. Arkamı döndüğüm sırada Yoongi, üzerime eğilerek ellerini iki yanımdan tezgaha sabitlemişti.

"Sürekli itelemektense bir şans veremez misin bana?" bir süre düşünceyle Yoongi'nin yüzüne baktım. Yoongi'ye karşı ne hissettiğimi bilmiyordum. "Zamana ihtiyacım var, Yoongi." kaşlarını havalandırarak gülümsemişti. "Bir nevi bana şans verdiğin anlamına geliyor olabilir mi bu?" karasızca başımı sallayarak kolları arasından çıkmıştım. Salona geçtiğimde annemlerin burada olmadığını fark ettim.

Anneannemin yanındalardı muhtemelen. Yukarı anneannemin odasına çıktım. "Bu ojelerin rengi çok güzelmiş!" anneannem hayranca tırnaklarına bakarken Ra-hae'ye hitaben konuşmuştu. "Oje sürmesen olmaz mı, hayatım?" Ra-hae, kaşlarını havalandırarak bana baktı. "Neden, oje sürmekte mi sağlıksız?" başımı sallarken yatağın boş tarafına oturdum.

"Endokrin sistemine zarar vererek vücutta toksinlerin birikmesine neden oluyor. Vücutta bazı enfeksiyonların oluşmalarına sebep oluyor. İçeriğinde bulunan formaldehit, fitalat gibi maddeler sinir sistemine zarar veriyor. Vs vs. Bir kaç zararı daha vardı ama şuan hatırlamıyorum." Ra-hae, aydınlanmışcasına kaşlarını havalandırarak başını salladı. "Sen neden sürüyorsun peki?" benim yerime Yoongi konuşmuştu. "Çünkü bir tek kendiyle ilgilenmiyor herkes ile ilgilendiği gibi."

Öptüm seni şap şuppp 😋😘💋👩‍❤️‍💋‍👩💅👅🍷🔥🌸🌈💖💕💞💟

合意 ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin