十 六

366 37 11
                                    

Keyifli okumalar ♡

"Bu beyaz yaratık aslında kötü biri değil gibi, Yeo-jin?" hayretle yanımda duran arakadaşıma bakıp dudaklarımı ıslattım. "Ne o, Yoongi'den mi hoşlanmaya başlıyorsun yoksa?" başını hızla iki yana sallayarak dudaklarını birbirine bastırdı. "Kendim için söylemiyorum." neyi ima ettiğini anlar anlamaz başımı sallayarak yanında ayrılmaya yeltendiğim sırada kolumu tutup yanına çekmişti.

"Kaçma hemen."

"Bardağımı bırakmaya gidiyordum." dibinde az kalan şampanya bardağımı hafifçe havaya kaldırarak gülümsedim. "Beyaz yaratık kötü biri olsa evi satın aldıktan sonra sana o güzelim ev vermeyebilirdi. Ayrıca sana karşı bakışları çok yumuşak ve güzel." elimi boynuma atarak ovuşturmaya başladım.

"Nerden çıktı şimdi bu, Ra-hae?" kaşıyla arkamda kalan yeri işaret ettiğinde anlamazca o yöne bakmıştım. Yoongi, Bay Kim ve bir kaç arkadaşıyla birlikte muhabbet ediyordu. Daha doğrusu arkadaşları muhabbet ediyor, Yoongi ise buraya bakıyordu. "Partinin başından beri sana bakıyor." yutkunarak dudaklarımı ıslatıp önüme döndüm.

"Yaptığı şey için üzülüyor sadece. O'na hala sinirli olsamda isteyerek yapmadığını biliyorum. Benim sebeplerim olduğu gibi o'nunda sebepleri vardı. Benim o'nu anlamam, o'nunda beni anlaması imkansız. Yoongi kendisine göre haklı, ben ise kendime göre haklıyım. Olay bu." gülümseyerek saçlarımı karıştırdığında haline gülmüştüm.

"Anlayışını yerim senin. Fakat bu dediğin gibi bir şey değil bence." konuşacağım sırada yanımıza Soo-yun gelmişti. Farkında olmadan beni büyük bir yükten kurtardığı için o'na minnettardım. "Merhaba, Yeo-jin." neşeyle konuşarak bana sarıldığında şaşırsamda sarılışına karşılık verdim.

Her seferinde böyle samimi davranması tuhafıma gidiyordu çünkü daha yeni tanışmıştık. "Merhaba, Soo-yun." kısaca Ra-hae ile Soo-yun'u tanıştırdım. "Beyaz yaratığın kardeşi mi?!" birden şaşkınca bağırdığında dehşetle o'na bakıp işaret parmağımı dudağıma bastırmıştım.

"Şu lakabı başkalarının yanında söylemesen olmaz mı?" sessizce kulağına doğru bağırarak geri çekilip gülümsedim. "Beyaz yaratık abim mi oluyor?" mahçupca kısa bir an başımı eğip kaldırarak Soo-yun'a baktım. Cevap vereceğim sırada başka biri olaya dahil olmuştu. "Hımhm, benim." refleks olarak yanımda duran Yoongi'ye bakmıştım.

"Üzgünüm, ben bir an şey." devamını getiremeyeceğini anladığında susmuştu. "Önemli değil, komikti." Soo-yun, bana dönerek yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ile bana baktı. "Çok güzel gözüyorsun, Yeo-jin. Bu arada nasılsın?" gülümsemesine karşılık verip yutkundum.

"Teşekkür ederim, sende çok hoş gözüküyorsun, Soo-yun. İyiyim, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim, teşekkür ederim." aklına bir şey gelmiş gibi bir anda Ra-hae'ye dönerek konuşmasına devam etti. "Ra-hae, elbiseme bir şey oldu, bana yardımcı olur musun?" Ra-hae, gülümseyerek başını salladı. Soo-yun, Ra-hae'nin bileğinden tutarak yürümeye başladığında yanlarına gitmeye yeltendim.

"Bende geleyim."

"Hayır!" Soo-yun hızla arkasını dönerek yüksek sesle bağırdığında-beklemediğim için-irkilerek bir adım gerilemiştim. "Yani biz ikimiz hallederiz." hızla yanımızdan ayrıldıklarında kaşlarımı çatarak anlamazca arkalarından bakakalmıştım. "Yeo-jin," Yoongi'ye bakarak devam etmesini bekledim. "Biraz konuşabilir miyiz?" kararsızca başımı salladım.

"Daha sessiz bir yere geçelim." yürümem için elini nazikçe önüme tuttuğunda bahçeye ilerlemiştim. Kimsenin olmadığı bir tarafa geçerek Yoongi'nin konuşmasını bekledim.

合意 ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin