625 67 18
                                    

Keyifli okumalar ♡

"Şu adam kim tanıyor musun, abla? Geldiğinden beri sana bakıyor." Gi-hun'un baktığı yere baktığımda Yoongi'yi görmüştüm. "Yoongi. Yani bizim evi almaya çalışan adam." şaşkınca bana baktığında omuz silkmiştim. "Rahatsız mı ediyor seni?" gülümseyerek başımı iki yana salladım. "Sen beni merak etme, hallediyorum bir türlü." 'emin misin' dercesine yüzüme baktığında başımı salladım. "Pekâla, eğer canını sıkarsa hemen bana söyle olur mu?" sinirli hallerine karşın gülerek minik burnunu sıkmıştım. "Sen büyüdün de ablanı mı koruyorsun?" sırıtarak gururla dikeldiğinde gülerek dudaklarımı bir birine bastırdım.

"Çıkalım mı artık?" başını onayla salladığında beraber denizden çıkmıştık, sağ yanımda ki şezlongda uzanan Yoongi'yi umursamadan şezlonguma uzandım. Gerçekten zerre laftan anlamıyordu. "Kardeşin olduğunu bilmiyordum." gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. "Şimdide o'nu mu kandırmayı düşünüyorsun?"
"Anneanneni kandırmadım, Yeo-jin. Her şeyi düzgünce anlattım ve kendi rızasıyla sözleşmeyi imzaladı. Hasta olduğunu bilmiyordum." alayla güldüm. "Seni tanımasam inanacağım, Yoongi." kulaklarıma dolan su nedeniyle sesleri tuhaf duyuyordum. "Beni o kadar iyi tanıdığını mı düşünüyorsun?" gözlerimi açarak derin bir nefes verdim.

"Evet." yerimde doğrulup oturur pozisyona geçerek Yoongi'ye baktım. "Diyelim ki anneannemi kandırmadın. Peki ya beni?" anlamazca bana bakmaya başladığında tekrar konuştum. "Belli ki hemen unutmuşsun, hatırlatayım. Geçen gün işe alınma bahanesiyle bana iş sözleşmesi diye ev sözleşmesini imzalatacaktın. Bu kandırmaya girmiyor mu?" yutkunarak bakışlarını benden çekip denize odakladığında kısa bir an başımı eğerek güldüm. "Diyecek bir şey bulamadın mı?" başını tekrar bana çevirip gözlerimin içine bakmıştı. "Haklısın ama yapacak başka bir şey bırakmıyorsun. Çirkinleşmek istemiyorum ama zorluyorsun, Yeo-jin." dilimi yavaşça dişlerimde gezdirerek Tanrı'dan sabır diledim.

"Hedefin için elinden geleni yapıp, savaşıyorsun. Eşit şartlarda savaşsaydık bu çabanı taktir edebilirdim." kaşlarını havalandırarak bir süre bana baktı. "Eşit şartlarda değil miyiz?" alayla güldüm. "Sence öyle miyiz, Yoongi? Patronumun arkadaşı olduğun için beni tereyağından kıl çeker gibi işimden kovdurttun. Paran ve ünün var diye bütün şirketlere rüşvet vererek beni işe almamalarını sağladın. Benimse sana karşı yaptığım tek şey evimi sana satmamaya direnmek. Yapabileceğim bir şey yok çünkü eşit şartlarda değiliz." gülümseyerek başını sallamış ve dirseklerini dizlerine yaslayarak bana bakmaya devam etmişti.

"Eşit olmamız için ne yapmam gerekiyor?" omuz silkerek önüme gelen saçları arkaya ittirdim. "Yapamazsın." anlamazca kaşlarını çatarak bana baktı. "Neden?" sorusunu hemen cevapladım. "Çünkü ikimiz asla eşit olamayız, Yoongi." ne o benim gibi olabilirdi, ne de ben o'nun gibi olabilirdim. Yerimden kalkarak pareo'mu giymiş ve plaj çantamı toparlamıştım. "Ben gidiyorum. Siz de fazla yormayın kendinizi." annem yüzünde ki şapkayı çekerek bana bakıp gülümsemişti. "Tamam bebeğim." yanlarından ayrılarak odama geçmiş ve kısaca bir duş alıp yatağıma uzanmıştım.

Yoongi'nin söylediklerini tehtid olarak algılamıştım. Evi alana kadar üzerime gelmeye devam edecekti bunu az çok biliyordum ama ne kadar ileri giderdi tahmin edemiyordum artık. Karnımın guruldamasıyla dalgınlıktan çıkarak yerimden kalkıp mini buzdolabına bakmıştım. Tahmin ettiğim gibi bomboştu. Üzerimi giyerek kenarıda ki çantamı alıp odamdan çıkmıştım. Otelin çıkışına ilerlediğim sırada danışmada yarı çıplak duran Yoongi, dikkatimi çekmişti. Adımlarım yavaşlasada durmamış ve yola devam etmiştim. "Su borusumu patlamış?" kaşlarımı çatarak konuşmayı dinlemeye devam ettim. "Maalesef efendim. Otelimizde iki tarafın su boruları ayrı olduğu için bu kısımda ki odalarda hala su mevcut fakat bütün odalarımız dolu olduğu için maalesef yardımcı olamayacağım." olduğum yerde durup derin bir nefes aldım.

合意 ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin