"Bende seni arayacaktım, işinin erken bitmesine çok sevindim." kenarıda ki çantamı alarak şirketten çıktım.
"O zaman kafede görüşürüz, bebeğim."
"Tamam hayatım, görüşürüz." telefonu kapatarak durağa ilerledim. Gelen otobüse binerek her zaman gittiğimiz kafeye geçmiştim. Cam kenarı bir masaya oturarak Ra-hae'yi beklemeye başladım."Geldim!" duyduğum ses ile ayağı kalkarak sıkıca bana sarılan arkadaşıma karşılık verdim. "Sipariş verdin mi hayatım?" başımı olumsuzca sallayarak elimi kaldırıp garsonu çağırdım. "Hayır seni bekledim." gülümseyerek telefonunu kenarı bırakıp gelen garsona siparişini vermişti. Ben de siparişimi verdikten sonra garson yanımızdan ayrılmıştı. "Neler yaptın bugün?" omuz silkerek arkama yaslanmış ve bacak bacak üstüne atmıştım.
"Monoton iş hayatı, aynı şeyler. Sen neler yaptın?" derin bir nefes verip kollarını masaya yasladı. "Bende babama yardıma şirkete gittim bugün. Değişik bir şey yok, her zaman ki şeyler." anladığımı belirtmek adına başımı sallamıştım. "Bu arada geçen gün doğum günü kutlamasında Yoongi ile ne konuştunuz? Biz geri döndüğümüzde yerinizde yoktunuz sonra da bahçeden beraber döndünüzü gördüm." dirseklerimi masaya sabitleyip çenemi birleştirdiğim ellerime yasladım.
"Benden özür diledi ve arkadaş olmak istediğini söyledi." neşeyle gülerek iyice masaya yaslanmıştı. Kısaca olan biteni anlattım. "Özrünü kabul etmediğim için peşimde dolaşmaya devam ediyordu. Bundan sonra karşılaşmayız büyük ihtimal." hafifçe koluma vurup kaşlarını çatmıştı.
"Saçmalama, baya baya seninle ilgileniyor işte. Tamam özrü dilemesi kendi kötü hissettiği için olabilir ama arkadaş olmanızı istemesi kesinlikle o yüzden değil." elimi umursamazca havaya sallayarak arkama yaslanmıştım. Siparişlerimizi getiren garsona teşekkür ederek Ra-hae'ye çevirmiştim başımı.
"Tamam, arkadaş olmak istiyorsa bile gayet normal bu." başını hızla iki yana sallayarak kahvesinden bir yudum aldı. "Onu bunu bilmem. Beyaz yaratık senden hoşlanıyor, demedi deme." konunun daha fazla uzamaması için susmuştum.
"Lafının üstüne gelen insana iyi insan deniyordu değil mi?" anlamazca Ra-hae'ye baktığımda kaşıyla bir yeri işaret etmişti. Başımı işaret ettiği yöne çevirdiğim sırada Yoongi'yi görmüştüm. Yanımızda ki masaya oturacakken bir an gözü bana takılmıştı, önüne döneceği sırada şaşkınca tekrar bana baktı.
"Beni takip etmeye devam mı ediyorsun, Yoongi?" gülerek başını olumsuzca iki yana salladı. "Ne tesadüf." Yoongi'ye gülerek bana baktığında dudaklarımı birbirine bastırarak başımı sallamıştım.
"Hayır, sadece tesadüf. Arkadaşımla kahve içmeye gelmiştik, madem karşılaştık beraber oturalım?" soru sorarcasına bize baktığımda Ra-hae dahil olmuştı. "Olur, mükemmel olur. Buyrun lütfen." Yoongi gülümseyerek yanıma, Namjoon'da Ra-hae'nin yanına oturmuştu. Ra-hae, yanına oturan bedene hayranlıkla bakmaya başladığında haline gülmüştüm.
"Merhaba, ben Ra-hae." Namjoon, gülümseyerek baş selamı verip kendini tanıtmıştı. "Merhaba, ben de Kim Namjoon, memnun oldum." Ra-hae'nin gülüşü genişlemişti. "Ne kadar güzel bir Namjoon." duyduğum şey ile kısa bir boğulma tehlikesi geçirmiştim.
Ra-hae, yerinde yavaşça kaymaya başladığında kendine gelerek başını hızla iki yana sallamıştı. "Yani ismin çok güzelmiş. Sana Namjoon diye seslensem sorun olur mu?" Namjoon, başını iki yana sallayarak gülmüştü. "Bay Kim'in kutlamasında tuhaf bir şekilde tanışmıştınız, bu da normal tanışmanız oldu sanırım." Ra-hae, şaşkınca bana bakarak dudağını ısırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
合意 ° myg
FanficYoongi'nin ilk projesini tamamlaması için alması gereken tek ev kalmıştır fakat evi alması o kadar kolay olmaz çünkü karşısında evini satmak istemeyen inatçı bir kız vardır.