319 42 28
                                    

Keyifi okumalar ♡

Yoongi

"Merhaba?" duyduğum ses ile refleks olarak başımı kaldırıp Ra-hae ile konuşan adama bakmıştım. İzin almadan Ra-hae'nin koltuğunun kenarına oturduğunda bakışlarımı Yeo-jin'e çevirdim. Tek kaşını kaldırmış dikkatle adamın hareketini izliyordu. "Sizinle tanışmak istedim." Ra-hae, saçını arkaya ittirerek adama bakmadan cevap verdi. "Ben sizinle tanışmak istemiyorum."

"Israr etsem?" Ra-hae, cevap verecekken araya Yeo-jin girmişti. "Etmesen daha iyi olur senin için." adam yavaşça Yeo-jin'e bakarak gülmüştü.

"Lütfen?" Ra-hae'nin yanından kalkarak Yeo-jin'in yanına oturduğunda kravatımı bollaştırarak hafifçe yerimde toparlandım. "Şansınızı zorlamayın." Yeo-ji, uyarırcasına konuştuğunda gülmüştüm. "Sizin için zorlamam gerekiyorsa zorlayacağım." olaya dahil olacağım sırada Yeo-jin çantasından çıkarttığı elektroşok cihazını omuz hizasına kaldırarak çalıştırmıştı. "Emin misin?" yanında oturan adam yutkunarak yavaşça Yeo-jin'in yanından kalkıp hızla yanımızdan ayrılmıştı.

"Harikasın, hayatım!" arkadaşı gülerek Yeo-jin'e tezahürat yaptığında Yeo-jin, hafifçe gülümseyerek elektroşok cihazını tekrar çantasına koymuştu. "Bu yüzden böyle yerlere gelmeyi tercih etmiyorum. Artık kalkalım mı, bebeğim?" arkadaşı kendisini onaylayınca yerinden kalkmıştı. Arkadaşı yerinden kalkacağı sırada telefonu çalmış ve ayağı kalkarken telefonunu cevaplamıştı. Kısa konuşmanın ardından Yeo-jin'ne dönerek bir kaç bir şey demiş ve sıkıca o'na sarılarak yanımızdan ayrılmıştı.

Yeo-jin, bar'ın çıkışına ilerlediğinde hızla peşine takıldım. Yanında beni fark ettiğinde sıkkınca bir nefes vermişti. "Rahat bırak beni, Yoongi." ellerimi ceblerime sokarak yanından yürümeye devam ettim. "Rahat bırakmazsam elektroşok cihazınla tehtid mi edeceksin?" gülerek Yeo-jin'e baktığımda olduğu yerde durup bir süre bana bakmıştı. "Mantıklı. Sonuçta kanıt yoksa ortada bir suçta yoktur, değil mi?" çantasından elektro şok cihazını çıkarttığında yutkunarak bir adım gerilemiştim.

Yavaşça üzerime gelirken konuşmaya devam etti.

"Ne o, korktun mu?" cihazın düğmesine basarak çalıştırdığında bir adım daha gerilemiştim. "Yapma, Yeo-jin." olduğu yerde durup birden kahkaha atmaya başladığında kaşlarım havalanmıştı. Uzun süreli kahkasını yorulduğunda kesmiş ve bana bakmıştı. "Suratının aldığı hali görmen lazımdı!" gülmesini sonlandırarak derin bir nefes verip kendine gelmeye çalıştı.

"Gülmek sana böyle yakışıyorken neden sürekli surat asıyorsun?" dudaklarını ıslatarak tekrar eski düz ifadesine dönmüştü. "Gülmek için bir nedene ihtiyacı olur insanın, Yoongi." iki adımda yanıma yaklaşarak sözlerine devam etmişti. "Sence sen yanımdayken gülmek için bir nedenim oluyor mudur?" yanımdan geçip gittiğinde yutkunarak derin bir nefes vermiş ve yürüyerek Yeo-jin'in yanına yetişmiştim.

"Demin şaka yaptım diye gerçekten yapamam sanma." başımı eğerek güldüm. "Seni eve bırakayım." başını yavaşça iki yana sallayarak kollarıyla kendisini sarmıştı. "Kendim giderim, teşekkürler." ısrar etsem de gelmeyeceği için boşuna dil dökmemiş ve sessizce yanında yürümeye devam etmiştim. Kısa yürüyüşün ardından birden durduğunda bende durup etrafa bakındım. Durağa gelmiştik. "Neden hala buradasın?" oturaklara oturup bacak bacak üstüne attım.

"Otobüse bindiğinde gideceğim." tepki vermeden önüne döndüğünde gülümsedim. Gelen ilk otobüse bindiğinde yerimden kalkarak giden otobüse baktım. Otobüs gözden kaybolduğunda geldiğim yolu geri dönerek arabama binip eve geçtim. "Ben geldim." içeri girip etrafa bakındım ama Soo-yun'u görememiştim.

合意 ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin