十九

192 28 9
                                    

"Bu üzerimde ki gömleğin Soo-yun'a ait olduğuna emin misin?" bana iki beden büyük gelen gömleğe bakarken Yoongi'ye hitaben konuşmuştum. "Muhtemelen o gömlek benim, sanırım yardımcı yanlışlıkla Soo-yun'un dolabına koymuş." anladığımı belirtmek adına başımı sallayarak yerimden kalkıp Yoongi'nin yanına ilerledim. "Yardım edeyim." kahvaltıyı hazırlamasına yardımcı olmuştum.

Kısa sürede kahvaltı beraber hazırlamıştık. Kahvaltı masasına yerleşerek kahvaltıya başladık. Şuan ki ortam çok garipti. "Hafta sonu işin yoksa beraber vakit geçirelim mi?" dudaklarımı ıslatarak bir süre düşünmüştüm. "Öğleden sonra boşum." gülümseyerek başını sallayıp kahvaltıya devam etmişti. Kahvaltı bitene kadar konuşmamıştık.

Kahvaltımızı bitirir bitirmez beraber masayı toparlayarak evden çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde Yoongi, arabayı çalıştırarak asistanını aramıştı. Yolda arızalanan arabasını ve kutlamada kalan arabamı alıp yerine koymasını söylemişti. Kısa yolculuğun ardından eve gelmiştik. Arabadan indiğimde Yoongi'nin de benimle birlikte indiğini görmüştüm.

"Bayan Seok'u görmeye geliyordum, sorun olmaz değil mi?" gülümseyerek başımı iki yana salladım. Eve girdiğimde anneanneme seslenmiştim. "Hırsız mısın?" duyduğum şey ile gülerek mutfağa ilerledim. "Hırsız olsam ne yapacaksın?" omuz silkerek yemeğine devam etmişti.

"Hiç." yanına giderek yanağına minik bir öpücük kondurdum. "Bak kim geldi." başını kaldırıp merakla ilk önce bana sonra Yoongi'ye bakmıştı. Gözleri Yoongi ile buluştuğunda sevinçle ayağı kalkıp karşısında ki bedene sarıldı.

"Peki, ben gidiyorum." yanlarından ayrılıp odama çıkarak telefonumu şarja taktıktan sonra hemen duşa girmiştim. Yoongi'nin evinde duş almamış, üzerimi değiştirerek makyajımı silmiştim sadece. Duş aldıktan sonra üzerimi giyerek saçlarımı şekillendirdim. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra salona inmiştim.

Anneannemi ve Yoongi'yi salonda göremeyince mutfağa geçtim. Hala masada oturuyorlardı. İki tane kahve yaparak yanlarına geçtim. Elimde ki kupayı Yoongi'ye uzattığımda gülümseyerek elimde ki kahveyi almış ve teşekkür etmişti. "Hani bana kahve?" anneanneme bakarak gülümsedim.

"Kahve sende çarpıntı yapıyor, yani yasak." omuz silkerek elimde ki kahveye uzandığında elimi kendime çekerek başımı olumsuzca iki yana salladım. "Maalesef veremem, bebeğim. Bir şeyler içmek istiyorsan sana portakal suyu sıkabilirim?" başını olumsuzca iki yana sallayarak kaşlarını çattı. "İstemiyorum." mızmızca söylenerek kollarını göğsünde birleştirmişti. "Yoongi'de kahve içmeni istemiyormuş." kaşlarını havalandırarak Yoongi'ye baktığında, Yoongi başını sallayarak gülümsedi.

"Peki, portakal suyu istiyorum o zaman." başımı emir almışcasına bir kez eğip kaldırarak yerimden kalktım. Anneannem, Yoongi ile konuşmaya devam ederken ben portakalları sıkmaya başlamıştım. Sıktığım portakal suyunu bir bardağa doldururp anneanneme götürdüm.

"Afiyet olsun, bebeğim." gülümseyerek teşekkür etmiş ve portakal suyundan bir yudum almıştı. Haline gülerek kolumda ki saati kontrol ettim. "Hayatım benim gitmem gerekiyor, kendine iyi bak." Yoongi'de ayağı kalktığında gideceğini anlamıştım. "Sende mi gidiyorsun?" anneannem hızla ayağı kalkıp Yoongi'ye bakmıştı.

"Ben çantamı almaya gidiyorum, sizde o arada vedalaşın." gülerek yanlarından ayrılıp odama çıkarak telefonumu ve çantamı almıştım. Son kez aynada kendime bakarak aşağı inmiştim. "Gel bakalım, sana belgesel açayım." belgesel izlemeyi seviyordu.
Anneannemin koltuğa oturmasına yardımcı olarak televizyonu açtım. O ise son kez arkasıda kalan Yoongi'ye dönerek göz kırpmıştı.

"Kimseye kapıyı açma ve kendine dikkat et." saçlarına minik bir öpücük kondurarak yanından ayrılmıştım. Yoongi, kapıyı açtığında teşekkür ederek evden çıktım, Yoongi'ye veda etmeye yeltendiğimde benden önce davranak konuşmaya başladı. "Seni işe bırakayım."

合意 ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin