511 63 63
                                    

Biliyorum biliyorum.. Bölümü atmam baya uzun sürdü ama bu sıralar bu platforma pek uğrayasım yok. Hem işlerim var hemde biraz uzaklaştım sanırım buradan. Umarım kitabı unutmamışsındır.

Motive olup yeni bölüm atmamı istiyorsan bol yorum yapman gerekiyor hehe

Keyifli okumalar muahh 💖

"Böyle bir yere gelmemiz şart mıydı, yavrum?" Gi-hun, anneme bakarken gülümseyerek yanağından makas aldı. "Şarttı tabii. Hadi masamıza geçelim." danışmanın yönlendirmesiyle rezerve ettiğimiz masaya geldik. Masaya oturarak etrafa bakındım. Restoranın sade ve ferah bir ortamı vardı. Çok lüks olmasada iyi bir yerdi. Önüme döneceğim sırada gözüme takılan beden ile sıkkınca nefes verdim. Darlama konusunda Yoongi'den daha iyisini tanımıyordum gerçekten.

Hemen yan masamıza oturarak kısa bir an bana baktığında yavaşça önüme döndüm. "Bu adam niye burada?" Gi-hun, kulağıma eğilerek fısıltıyla konuştuğunda o'na doğru döndüm. "Bilmem, karnı açtır muhtemelen." kaşlarını çatarak yalandan siniriyle bana baktığında gülerek yanaklarını sıkmaya başladım. Ellerimi tutarak zor da olsa kendinden uzaklaştırıp önüme dönmüştü. Yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verdikten sonra muhabbet etmeye başladık.

Gi-hun, ellerini bacaklarına yaslayıp gülümseyerek masada oturan aile üyelerimize bakmıştı. "Böyle ailecek bir arada olmayı özlemişim." annem kollarını masaya yaslayıp gülümseyerek bir süre Gi-hun'a baktı. "Biz de özledik bebeğim. Yakında her gün ailecek olacağız. Az kaldı." başımı bir kez sallayarak siparişleri getiren garsona teşekkür etmiştim. Ardından Gi-hun'a dönüp gülümseyerek saçlarını karıştırdım. "Büyük adam olmak için bazı şeyleri feda etmek gerekir."

Gi-hun, kısa bir an başını eğerek gülümsedi. Hepimiz yemeklerimizi yemeye başladığımızda masada derin bir sessizlik oluşmuştu. Kısa süren sessizliği bozan babam bozdu. "Anne o masa süsü, yenmiyor." bakışlarımı anneanneme odakladığımda masadaki kaktüsü ağzına götürdüğünü görmüştüm. Gülerek elindeki küçük saksıyı alarak yanağını sıktım. "Masada bir sürü yemek olmasına rağmen neden gidip en olmayacak şeyi yiyorsun, hayatım?" önündeki peçeteyi alarak yakasına yerleştirdim.

Tabağında duran eti parçalara böldükten sonra çubukları eline verdim. "Yardıma ihtiyacın olursa bana söylemen yeterli." beni umursamadan yemeğini yemeye başladığında gülerek önüme döndüm. Muhabbet ede ede yemeklerimizi yedikten sonra tatlı faslına geçmiştik. Ara sıra istemsizce Yoongi'ye bakıyordum, bu sırada bir kaç kez göz göze gelmiştik. Ailemle vakit geçirmek çok iyi gelsede Yoongi'nin bizimle aynı ortamda olmanın verdiği bir gergenliği vardı üzerimde.

Masadakilerden müsade isteyerek tuvaletlerin olduğu koridora ilerledim. Kadınlar tuvaletinin kapısında oluşan kalabalığı görür görmez kaşlarımı havalandırarak adımlarımı hızlandırdım. Sanırım içeride kavga çıkmıştı. Kapıya gelir gelmez içeride kavga eden kızlara baktım. Baya baya saç baş birbirlerine girmişlerdi. "Ne için kavga ediyorlar?" duyduğum ses ile omuz üzerimden içeri bakmaya çalışan Yoongi'ye baktım. Yüzlerimiz oldukça yakın olduğu için bir adım gerileyerek Yoongi'ye bakmaya devam ettim.

"En azından bu akşamlık beni rahat bırakamaz mıydın?" bakışlarını bana odaklayarak ellerini ceplerine soktu. "Sözleşmeyi imzalasaydın rahat bırakabilirdim." sakin kalmak adına derin bir nefes alıp verdikten sonra kalabalığı yarıp kadınlar tuvaletine girdim. Hala saç başa kavgalı olan kadınların yanına giderek tek hamlede birbirlerinden ayırmıştım. Şuan sinirli olduğum için kuvvetim oldukça uyanıktı. "Ortak alanı işgal ediyorsunuz." cevap beklemeden kabinlerden birine girip işimi hallettim. Dışarı çıktığımda kalabalık çoktan dağılmıştı. Lavaboya yakınlaşarak ellerimi yıkadıktan sonra kadınlar tuvaletinden çıktım.

合意 ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin