三十

162 24 10
                                    

"Neden beni uyandırmadın?" yüzümü kurularken kısa bir an Yoongi'ye baktım. "Neden uyandırmam gerekiyordu? Baksana o kadar uykun varmış ki sabaha kadar deliksiz uyudun." banyodan çıkacağım sırada Yoongi, sıkıca bana sarılarak başını boyun girintime soktu. "Seninle birlikte uyumak istiyordum." sesi boğuk çıkmıştı. Ellerimi boynunda birleştirirken gülümseyerek konuştum. "Bende hemen yan koltukta uyuyordum. Beraber uyuduk sayılır." koltuklar gayet rahat olduğu için uyumakta zorluk çekmemiştim. Geri çekilerek gözlerimin içine bakmıştı.

"Sana sarılarak uyumak istiyordum." dudaklarımı bükerek omuz silktim. "Pekâlâ. Başka bir gün sarılarak uyuruz." suratını asarak bakışlarını kaçırdığında sağ elimle çenesinden kavrayarak bana bakmasını sağladım.

"Tavır yaptığında küçük bir çocuğa benziyorsun. İlk defa seni böyle görüyorum. Açıkcası çok şirin gözüküyorsun, ara sıra bana tavır yapman için uğraşmam gerek sanırım." uzanarak dudağıma kısa bir öpücük kondurduktan sonra geri çekilerek gülmüştü. "Duş almam gerekiyor." anladığımı belirtmek adına başımı sallayarak çıkmaya yeltenmiştim fakat konuşarak durmamı sağlamıştı.

"Yardım etmeyecek misin?" arkamı dönerek Yoongi'ye baktım. Doğru, kolu sakatken nasıl duş alacaktı? "Edeceğim." bir iki adımda yanına yaklaşarak dikkatle üzerindeki tişörtü çıkarttım.

Cılız gibi dursada aslında olmadığını şuan net bir şekilde anlamıştım. Bakışlarım çok fazla vücudunda gezmiş olacak ki Yoongi, konuşmuştu. "Çok mu ilgini çekti?" bakışlarımı gözlerine çıkarken güldüm. "Evet, böyle yapılı bir vücudun olduğunu bilmiyordum." Yoongi, dişlerini gösterek gülerken başını kısa bir an sola doğru çevirdi.

"İstersen dokunabilirsin. Daha iyi teyit etmek için yani." gülmüşüm genişledi. "İzin verdiğin için teşekkür ederim." tek elimi elimi gögsüne diğer elimi omuzuna koyarak yan dönmesini sağladım. "Pansumanını yenileyelim ilk önce." banyo dolabından ilk yardım çantasını çıkartırken Yoongi'nin sesini duydum.

"Konu ne ara pansumana geldi.. En son dokunacaktın?" gülerek bakışlarımı Yoongi'ye odakladım. "Çok mu ihtiyacın var dokunuşlarıma?" başını hevesle salladı. "Biraz daha beklemen gerekiyor." dikkatle pansumana başlarken konuştuğumda Yoongi'nin karşılık olarak memnuniyetsiz mırıltılar çıkarttığını duymuştum.

Pansumanı bittikten sonra altında ki eşofmanı çıkartarak içini doldurduğumuz küvete girdi. Koluna dikkat ederek duş almasına yardımcı olmuştum. Yeterince yardım ettikten sonra banyodan çıkarak kıyafetlerini ayarlayıp Yoongi'ye verdim. İç çamaşırını giyindikten sonra beni yanına çağırmıştı. Üzerini giymesine yardımcı oldum. Süren sessizliği guruldayan midem bozmuştu. Yoongi, gülümseyerek bana baktı.

"Kahvaltı hazırdır muhtemelen. Hadi aşağı inelim." elimi tutarak yürümeye başladı. Mutfağa indiğimizde yardımcılar işlerini yapıyordu. Masayı ise çoktan hazırlamışlardı. "Gel bakalım." Yoongi, masaya yerleştikten sonra bileğimden tutarak yanındaki sandalyeye oturmamı sağladı.

"Bugün de benimle kalır mısın? Dünü boşa harcamış gibi hissediyorum." yağ ve bal sürdüğüm kızarmış ekmeği Yoongi'nin dudaklarına doğru uzatarak ağzını açmasını bekledim, o sırada sorusuna cevap vermiştim.

"Çok isterim ama annemi de merak etmeden edemiyorum." Yoongi, ağzındaki lokmayı yutarak konuşmaya başladı.

"Rae-hae, annenin yanında kalacağını söylemişti, eminim bugünde o'na eşlik eder. Ayrıca kolum çok acıyor, sen gidersen daha çok acıyacak. Kolumun acımasını ister misin?" haline gülerken kısa bir an başımı eğdim. "Hiç değilse bugün bir iki saatliğine annemlerin yanına uğrayayım. İster istemez aklım o'nda kalıyor." Yoongi, hevesle başını sallarken sevinçle tebessüm etmişti.

合意 ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin