Sealed - T.M.R

•3• Zihinfend ve zihinbend

Gecenin üçünde kalkmanın verdiği huzursuzlukla yatağımdan kalktım ve yanımda yatan aynı odada kaldığım kızlara baktım hepsi kaçıncı rüyasını görüyorlardır kim bilir....
Bir kaç ay önce asasız büyü yapmayı öğrenmiştim ki bu oldukça zor bir şeydir çoğu usta büyücü bile yapamaz -egom bu konuda oldukça fazlaydı- Büyük büyüler yapamıyor olsamda. imperio veya kedavra gibi, çoğu büyüyü yapabiliyordum.

Hızla Saçlarımı taradım ve cübbemi giydim.
Yatakta istersem saatlerce yatayım bir kere uyandıktan sonra asla uyuyamıyordum. Ders kitaplarımı sırt çantama koydum, yavaş adımlarla ortak salona indim ancak birileri vardı. Bu saatte? Gecenin üçünde?

Bunu daha merdivenlerin başındayken anladığım için sesimi duymaları imkansızdı. Ancak eğer içeride zeki olarak adlandırıdığım öğrencilerden herhangi biri varsa işte o zaman başım dertteydi. Riske atmak istemediğim için hiç bir şey yokmuş gibi aşağı inmekten başka çarem yoktu. Burda dikilirken yakalanırsam eğer gerizekalı olan kişilerden birine bile yakalandığımda durumu kurtaramazdım. Emin adımlarla aşağı indim, son basamağa vardığımda işler pek de beklediğim gibi gitmedi.
Yanılmıştım ve buna sinirlenmiştim.

Biri beni duvara yaslayıp boğazıma asasını dayamıştı. Tom Riddle buradaydı...

Şoka girdiğim için etrafı süzememiştim ancak bu binada benden şüphelenen tek o vardı. Halinden, şüpheci bakışlarından anlamıştım.

Karşımda Rabastan Lestrange vardı onun arkasında ise 'teki' üyelerinin hepsi...

bir toplantıyı mı basmıştım? İşte bu fazlasıyla hoşuma gitti...

Hadi ama ortak salonda toplantı yapacak kadar gerizekalı olamazlardı.
"Sakin ol, tamam en güçlü sensin şimdi bırak beni"
Göz devirerek konuştuğum ve sesimde alay olduğu için asayı daha çok bastırdı kanadığına emindim.

komikti, cidden bana Slytherin ortak salonunda büyü yapabileceğini mi sanıyordu? Başımda hissettiğim ağrıyla arka tarafı süzdüm cidden mi?

her kimsin bilmiyorum ama zihinbend yaptığını anlamadığımı mı sanıyorsun.

Tom Riddle'ın kaşları çatılınca onun yaptığını anlamıştım.
"Zihinbend yapmayı bıraksanız mı? Hayır sorduğunuz sorulara cevap verebilirimde... "

"Kes sesini."
Tom Riddle'ın sesiyle istemsizce irkildim, Bağır bağır kulağımı kopar istersen ya.
"Ne işin var burada?" Sert biçimde konuşan Rabastan'a tekrar döndüm.

Boğazımda ki asayı sanki daha da bastırabilirmiş gibi daha fazla bastırdı. Eminim kanıyordu.

Asayı elinden hızlıca çektim ani haraktetimle 2 saniye duraklamıştı bu süreden yararlanıp hızla uzaklaştım.
"Uyuyamadım ve kütüphaneye gidecektim başka sorun mu var?"

"Yasak saatteyiz ve ben bina başkanı olarak seni bildirmek zorunda kalıyorum"

"Peki bina başkanım profesör Slughorn'a kendinizin bu saatte ortak salonda ne halt yediğini anlatırken iyi şanslar dilerim!"

Kendi o kadar kurallara aykırı şey yaparken sorun yoktu ben yapınca mı oluyordu, göz devirme isteğimi zorla bastırdım. O ise sinirle bana bakışını sürdürü.

Sessizlikten faydalanarak Umursamazca omuz silktim ve ilerlemeye başladım. Sırf inadına o kütüphaneye gidecektim, ancak şu an uzatmanın manası yoktu asasını Rabastan'ın ellerine bıraktım ve odama gittim. Arkamdan Jane'in geldiğini görmesemde hissedebiliyordum.

Cidden beni hafife alıyor olmaları beni o kadar eğlendiriyordu ki...
Macerasız hayatıma macera geliyordu.

"Beni takip etmeyi kesin, gideceğim dediysem giderim."
Arkamda ki haraketlilik durdu ve geri gitti. Enayi vardı sanki karşılarında odama girdim derin bir nefes aldım. Şu an için tekrar aşağıya inmek iyi bir fikir değildi, kütüphaneye sabah gitsem çok daha iyi olacaktı.
Zihinbend yapmayı öğrenmem gerekiyordu bir an önce, zihinfend yapabiliyordum çünkü birinin zihnine girmek daha kolaydı bana göre.