Renesmee amour
Sabah erken denebilecek bir saatte kapımın çalmasıyla kalktım. Bu satte kimdi ki? Diğer kızların duymaması için sessizce adımlarımı kapıya yönelttim.
"Druela?"Tanrım başıma bir bela daha almıştım sanırım.
"Şşt sessiz ol, gel benimle"
Kapıdan içeriye göz ucuyla baktı sonra kolumdan tutup koridora çekiştirmeye başladı. Sakin bir koridora gelince etrafını kontrol etti sonra bana baktı.
"Neler oluyor Druela? Saat sabahın beşi?""Şeyy önemli bir konu ama nasıl demem gerek bilmiyorum..."
Konuş artık baş belası der gibi bakınca konuşmaya başladı.
"Tom..."
"Evet?"
"Senden hoşlanıyor."
"NE!"Tamam, şuan ne saçmalıyordu? Uyurgezer olma ihtimali var mı?
"Bak nasıl öğrendiğimi boşver ama senden hoşlanıyor, seni bu yüzden yanında istiyor."
"Pekala, şuan cidden saçmalamaya başladın Druela..."
Başını iki yana hayır manasında salladı.Gözlerine sinirle baktım ve kolumu elinden kurtardım.
"Saçmalıklarını dinlemeyeceğim Druela izninle."
"Bak Renesmee bana her konuda inanmayabilirsin ama bu konu da inanmak zorundasın, lütfen..."
Sona doğru fısıldadığı için kaşlarımı çatmama engel olamadım.
Ama arkama son kez bakıp odama ilerledim.Odama vardığımda kafam karışıktı üzerime rahat bir şeyler giydim ve defterimi alıp zindanlarda ki gizli yerime sessizce indim.
Masama oturdum ve yüzümü ellerimin arasına aldım.
Tek bildiğim şeyin ya birinin druela'yı kandırmış olması yada bana oyun oynadığı.
Marvolo'nun böyle bir oyuna neden girebilmiş olabileceğini düşündüm ama bir sebep yoktu.
Onun için ordusauna katmak için böyle oyunlar oynayacağı kadar değerli miydim?
Sanmıyorum.
Yüksek bir ihtimalle Druela'yı o veya bir başkası kandırmıştı.Riddle birine aşık olmazdı. Onun duyguları yoktu ama diyelim ki birini sevdi bu, bu kadar kısa sürede olabilecek bir şey değildi.
Ne hissettiğimi biliyordum, saf bir sinir Öfke ve negatif olan tüm duygular.Beni bu kadar hafife almış olamazdı!
Beni salak mı sanıyordu!Riddle gibi her şeyini güce adamış biri bir kız diğerlerinden farklı diye ondan hoşlanmazdı.
Ancak kafamı toplayıp ne yapacağıma karar vermem gerekiyordu, bunun içinde Riddle'ın davranışlarına bakmam lazımdı.Eğer cidden böyle bir oyunun içindeyse amacı belliydi beni yanına çekmek. Beni tam olarak tanımadığı için böyle bir davranış göstermişti bunu düşününce anlıyordum. Sonuç olarak kendini lord ilan eden biri aptal bir kızın hayatını araştıracak değildi.
Tılsımlı defterimi açtım ve en son yazdığım sayfaya baktım dudaklarımda şeytani bir gülümseme belirdi.
Tam olmasa da kafamda ne yapacağıma dair bir taslak oluşmuştu.Hızlıca üzerine gömlek ve kumaş bir pantalon geçirdim göleğimin bir kaç düğmesini açtım ve saçlarımı at kuyruğu yaptım. Genelde haftasonu olan kahvaltılara pijamalarımla katılırdım ancak bu sefer planım için böyle giyinmem daha sağlıklıydı.
Önce odamdan sonra ortak salondan çıktım ve adımlarımı büyük salona çevirdim. Artık sosyalfobimi yenmiş bir yerlere geç gitmekten çekinmiyordum, aslında zaten böyle bir fobim hiç olmamıştı kendim, kendi işimi zorlaştırıyordum.
İçeriye girdiğimde bana el sallayam druela'yı gördüm ve her zaman ki gibi yüzümden asla eksiltmediğim duygusuz ifademle yanına ilerledim.
"Bize katılsana Renes!"Neşeyle konuşması göz devirme isteği yaratmıştı çünkü bana göre çok pozitif bir insandı. Derin bir nefes aldım ve tam yanına oturdum. Tam karşıma baktığımda yüzünde sargı bezleri olan Alphard'ı gördüm yerinde huysuzca kıpırdanıyordu. İstemsizce yüzümde gülümseme belirdi benim varlığım onu artık ürkütüyordu.
Oyunun yöneticisi sen değilsin Riddle, benim.
Benim oyunumda beni kandıramazsın...Gözüm Riddle'ı arayınca onun da bana baktığını gördüm daha çok gülümsememe bakıyordu?
Güzel rol yapıyordu.
Bakışları gözlerime gittiğinde düşüncelerimi dağıttım.Neden bana öyle bakmıştı? Druela doğru mu söylemişti? Neler dönüyordu? Hani Riddle duygusuz bir canavardı?
Gözlerini gözlerimden çekince yüzünde gülümseme belirdi tam da istediğim gibi tuzağa düştüğüme inanmıştı. Ancak daha önce yaptığım gibi onu hafife almayacaktım, karşımda ki kişi ileri düzey zekaya sahipti eminim tuzağına bu kadar kolay düşmeme şaşırmıştı ki bu çok olağındı, içinde ki şüpheyi yavaş yavaş yok edecektim. Karnıma yediğim dirsekle yüzümü buruşturdum ve kendime geldim Druela'ydu fısıldayarak konuştum.
"Neden yaptın bunu"
Gözleri ile Riddle'ı işaret etti sanırım bakışmamızı görmüştü.
Göz devirmekle yetindim ve onu da tuzağa çektiklerini düşündüm ama hala ona tam olarak güvenmiyordum. Kimseye güvenmediğim gibi...
Üstümde ikinci bir göz hissettiğimde bana göz ucuyla bakan Alphard'ı gördüm."Bö!"
Alphard'ın üstüne hafif eğilip bağırdığımda korkudan sıçramıştı diğerleri kahkaha atarken ben sadece tebessüm ettim. Gruba Parkinson ve nott da katılmıştı sanırım çünkü ikiside burdaydı.
William nott neşeyle konuşmaya başladı.
"Nasıl bir kurtadamsa Alphard'ı baya korkutmuş sanırım ahahahah"Agh tabi onu bu hala getirenin bir insan olduğuna inanmaları oldukça zordu, kusursuz plan ımm mükemmel.
Riddle ise konuşulan konuya göz devirmekle yetinip Lestrange'i azarlamıştı."Korkmayı kes Alphard. Aptal gibi görünüyorsun."
Gibisi fazla o direkt aptalın teki.Ayağa kalkamamla birinin kolumdan tutup geri yerime oturtması bir oldu
Druela Black...
"Nereye daha yeni geldin?"
"Kütüphaneye? Her gün olduğu gibi?"
Yüzünü buruşturdu bende göz devirdim hadi ama notlarıma önem veriyordum abartılacak ne vardı bunda?"Bu kadar inek değilsindir bence hiç öyle-"
"Hayır tam olarak öyle biriyim, geçen sene okul ikincisiydim ondan önce ki senelerde de benzeri notlarım vardı, ne bekliyordun? Notlar bana havadan mı geldi? Ayrıca bazılarının hayatı sizin gibi önceden planlı değil sizin işiniz hayatınız hazır ancak benim değil. Çalışmak zorundayım ve öyle yapacağım."
Bu sefer sinirle ayağa kalktım ve büyük salondan çıktım."Bekle, bende geliyorum."
Riddle?
Hadi ama cidden mi.Bana yetişene kadar bir kaç saniye bekledim sonra yanıma gelince sessizce kütüphanenin olduğu koridora ilerledik. Uzun sayılabilecek bir süre sonra konuştu
"Druela'nın kusuruna bakma bazen ne dediğini bilmiyor..."
Tamam çok fazla kibardı, merlin Riddle yerine klonunu mu koydun?Riddle oyunu bu kadar ciddiye alıyor muydu?
Beni hırs yapmıştı sanırım ve bu sinirimi bozuyordu. Ben onun sahip olabileceği bir şey değildim, beni hırs yapamazdı!
Aptal kendini kuklacı beni kukla sanıyordu ama onu yöneten kuklacı bendim, o sadece kördü."Önemi yok. Önemi olması için değer vermem gerekirdi iki gün önce tanıdığım bitine değer verecek kadar salak değilim."
"Mia'ya da vermemiştin bunun zamanla bir alakası yok bence"
Yine ve yine haklıydı neden bu kadar zeki ve haklı olmak zorundayıdı ki?
Kıskanıyorum..."Değer vermek değilde, güvenememek diyelim..."
Hafifçe sırıttı sonrası ise sessizlik.
Kütüphaneye girdik,
Ben iksir, o karanlık yaratıklar hakkında bir kitap aldı,
Ara ara notlar alırken çıkan sesler dışında başka hiç ses çıkmadı.
Kitabın sayfalarını bile sessizce çevirdik sanırım susmak bazen çok işe yarıyordu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sealed - T.M.R
Fanfictionİnsanların ruhu bedenlerden önce çürürmüş. İki çürümüş ruh bir araya gelirse, Bu imkansızı sevmek değil midir? #tommarvoloriddle #1 13.06.2021 #cadı #1 25.06.2021 #riddle #1 30.07.2021 #tomriddle #1 06.01.2022 #hogwarts #1 09.05.2022 #büyücü #1 19...