Tüm gece Hiç uyumamıştım, çokta önemli değildi sanırım. Gözüm saate kaydığında yedi buçuk olduğunu gördüm ve formalarımı giydim.
Sakin ve yavaşça cidden çok fazla yavaş -eminim odada kalan kızlar delirdiğimi düşünmüştür- bir şekilde saçlarımı taradım.
Ayna da ki görüntüme bakıp İç çektim. odadan çıktığım da aklıma daha önce okuduğum bir kitapta şu söze rast gelmiştim,'her iç çekiş kalbin kemiklerinin kırılmasındır, her iç çekiş kalbin acı çekişidir, ölüşüdür'
Bunu kim yazdı hatırlamıyorum ama kalbi olmayanları unutmuş sanırım.
Çünkü ben şuan hiç bir şey hissetmiyorum.
Aslında her şeyi Marvolo'ya anlatmamın ona güvenmemle alakası yoktu, bunu yapmak zorundaydım.
Tamam ölmek benim için çok fazla bir şey ifade etmiyor ama Gerizekalı bir yılan yüzünden ölmek de istemiyorum.
Hele bulunmasına benim sebep olduğum bir yılan...Büyük salona girdim ve gözlerim Marvolo ve çetesini aradı en sonunda istediğime ulaştığımda yüzümde ki duygusuzluğu bozmadan yanlarına ilerledim.
Profesörlerin dikkatini çekmemek adına boş olan Abraxas'ın yanına oturdum ve ağzıma zeytin attım kesinlikle çok havalı bir giriş olmuştu.
Ancak diğerleri ile hemfikir değildik sanırım? Bana what the fuck bakışları atıyorlardı ve durumu toparlamam lazımdı sanırım."Profesörlerin dikkatini çekmemek adına, tabi bağıra bağıra konuşmamı istiyorsanız siz bilirsiniz"
Sahte cici kız gülümsememi sununca herkes ben gelmeden önce konuşulan şeyleri konuşmaya devam etti.
Klasik konular, cidden her gün aynı şeyleri konuşmaktan nasıl bıkmıyorlardı?"Riddle, teklifin hala geçerli mi?"
Diğerleri yine, yeniden, tekrar şaşkın bakışları atsada gözlerim Riddle'a odaklıydı. Hepsi gerizekalıydı?Marvolo ise daha çok Dediğime geldin bakışları attığı için göz devirme istediğimi cidden çok zor tutuyordum.
"Hangi teklif?"
Abraxas'ın sorusuyla bakışmayı kesip göz Devirdim sonra tekrar riddle'a odaklandım.Neyi düşünüyorsun acaba?
"Elbette."
"Kabul ediyorum o zaman.""Senin gibi bir ölümyiyeni aramızda görmekten onur duyarız öyle değil mi arkadaşlar?"
Zoraki olduğu bildiğim mırıltılar çıkınca tekrar samimiyetten uzak gülümsememi sundum sonra gülümsememi anında yok ettim ve dik duruşumla salonu terk ettim eh dersler yoktu o zaman kütüphaneye gidip ders çalışmaktan daha iyi bir seçenek yoktu şu an?
Yaklaşık üç saat geçmişti. Tüm vaktimi anılar ve hafıza hakkında onlarca kitap okuyarak geçirmiştim ve işin iyi tarafı, Slughorn'nun en sevdiği öğrencilerden biri olduğum için yasak bölüme giriş iznim vardı bu da sınırsız bilgi demekti.
Anılarımı kopyalayacaktım, aslında hortkuluk gibi bir şeydi. Sadece siz değil anılarınız sonsuza kadar yaşıyordu bunun içinde başka birinin anılarını ondan çalmanız gerekiyordu. Defterime, Gerekli yerleri not aldıktan sonra ne yapmam gerektiğini biliyordum. Ancak önce karanlık sanatlara karşı savunma pröfesörüne de danışmak istiyorum.
Tabi ki de ona gidip anılarımı nasıl kopyalayabilirim demiyecektim, 'masum bir araştırma' sadece sonuçta öyle değil mi?
Marvolo'nun aksine profesörler beni severdi, aslında eminim sevmezlerdi ama biraz insan psikolojisi ile alakalı bilgim sayesinde sevilen öğrenci konumundaydım. Marvolo'nun da bunları bildiğine eminim, sadece uğraşmak istemiyordu. Hepsi, buna Dumbledore'da dahil, beni olukça severlerdi.
Defterimi hızla kapattım ve cübbemin cebine attım eminim gözlerim kızarmıştır çünkü deli gibi yanıyordu...
"Profesör Swank!"
"Ah Renesmee, nasılsın? Düelloda harikaydın!"Samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme ile cevap verdim.
"Oldukça iyiyim, teşekkür ederim başarım sizin sayenizde. Siz nasılsınız?"Cümlenin aslı şu olmalıydı,
Oldukça yorgunum, hepsi günler boyu deli gibi çalışmama bağlı. Sizin nasıl olduğunuz da umrunda değil.Ama sadece gülmekle yetindim, onca yıllık emeğimi iki cümlede yıkamazdım sonuçta?
"bende oldukça iyiyim, dersim yok odamda sohbet etmek ister misin? Epeydir konuşmadık"
"Elbette, oldukça memnun olurum profesör!"
Eh amacıma ulaşmıştım sonuçta?
En az ayda bir kez saatlerce sohbet ederdik ne kadar inkar etsemde kitaplarda olmayan onlarca bilgileri onun sayesinde öğrenmiştim.Bir süre sohbet ettikten sonra konuya girmeye karar verdim.
"Profesör size bir konuyu sormak istiyorum ama biraz tuhaf bir konu?"
"Elbette sorabilirsin"
Sıcak gülümsemesine çekingen bir şekilde güldüm. Iyh ben ve çekingenlik cidden mi?
"biliyorsunuz, Slughorn bana yasak bölümle alakalı giriş izni verdi süresiz olarak. Orda araştırma yaparken anı kopyalama ile alaklı bir bölüm gördüm ve tam olarak başka birinin anılarını silerek oluyormuş. Bu nasıl mümkün olabilir?"Kaşlarını çatmış ciddiyetle beni dinlemişti sonra biraz düşünüp bana döndü tekrar bense elimde ki kahveyi yavaşca içiyordum.
"Akademik bir çalışma için öyle değil mi?"
"Elbette, sadece merak."
Yalan."Öncelikle anıları silersen bu mümkün olmaz, anıları bir asa yardımı ile cam, içinde testral kılı olan bir şişeye koyman lazım.
Sonra o anılarla, kendi anılarını koyduğun şişeyi içinde okuduğun kitapta yazan malzemelerin olduğu karışıma atman lazım.
Tarifi uyguladıktan sonra iksir saf siyah olana kadar karıştırman lazım ki iksiri ilk yaptığında da saf beyaz olacaktır, tabii doğru yaptıysan.""Yani saf beyazdan, saf karanlığa mı çevirmeliyiz. O halde bu karanlık bir büyü?"
Başını onaylar manada salladı ve gülümsedi."Aynen öyle, siyah olan karışımdan yaklaşık on beş damlasını seçtiğin eşyaya, takı veya önemli bir eşya olabilir fark etmez, dökmelisin. Kalan iksir zaten duman olup yok olacaktır. ne kadar anı çalarsan insalardan o kadar anın kopyalanır, bir yıl çalarsan bir yıl iki yıl çalarsan iki yıl. Ayrıca eğer bir gün ölürsen anılarını kopyaladığın eşya kimin eline geçerse senin anılarını oda bilir. Umarım yardımcı olmuşumdur?"
Gözlerimi heyecanla açtım ve sanki dünyaya hükmediyormuş gibi sevindim."Elbette çok teşekür ederim tüm sorularımı cevapladınız!"
Günün geri kısmı malzemeleri arayarak geçirmişti. İksir için lazım olan her şey zaten hazırdı ancak testral kılı... Biraz zordu?
Daha önce ölü görmüştüm ancak işin tuhafı testraldi. Yasak ormana gitmeliydim yarın bu iş bitmeliydi. İkinci sorun da hangi eşyayı seçeceğimdi, bu eşya eğer anılarım silinirse bana temas ettiği sürece anı silimini imkansız haline getiriyordu.
Aslında bir kolye olabilirdi, kimse şüphe etmez hemde sürekli tenime temas ederdi.Gözlerim acıdan Yaşardığında artık kütüphaneden çıkmam gerektiğini anladım ve yemek yemek için büyük salona ilerledim.
Jane bana el salladığında yanına gittim. Kesinlikle Druela'dan daha iyiydi, şöyle ki Jane tam manasında yürüyen asaletti Durela ise... Biraz yılışık? Tam olarak öyle aslında biraz fazla neşeliydi sanırım ondan soğutan da buydu.Jane hep Alphard'ın yanında olurdu ancak bugün ayrı bir yere oturmuştu, yüksek ihtimalle şüphe çekmemesi içindi.
Yanına ulşatığımda sessizce yemeğimizi yedik ilk başta, hemen bir kaç dakika sonra konuşmaya başladı.
"İlk görevin ravenclaw'dan bir çocukla yakınlaşmak, adı sanırsam Jakob Honour. Arkadaş olduktan sonra geri kalanını söyleyeceğiz ve bir de kütüphanede bu kadar vakit geçirmemen gerektiğini söyledi""Bu her zaman yaptığım-"
"Bunu diyeceğini de tahmin etti ve artık bizden olduğunu bu yüzden en azından birimizle iletişim halinde bulunman gerektiğini söyledi"
Neden her zaman haklı olmak zorundaydı ki?Cidden aşırı sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
"Seninle iletişim halinde kalsam olur mu, Riddle hariç diğerleri biraz Gerizekalı da?"
Sinsice sırıttı bunu elbette oda biliyordu."Elbette, bir görev olduğunda benden öğrenirsin"
Soğuk bir şekilde gülümsedim ve yemeğe döndüm zaten Yemek boyunca Daha fazla konuşmadık.
Sanırım testral kılı mevzu bir süre daha uzayacak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sealed - T.M.R
Fiksi Penggemarİnsanların ruhu bedenlerden önce çürürmüş. İki çürümüş ruh bir araya gelirse, Bu imkansızı sevmek değil midir? #tommarvoloriddle #1 13.06.2021 #cadı #1 25.06.2021 #riddle #1 30.07.2021 #tomriddle #1 06.01.2022 #hogwarts #1 09.05.2022 #büyücü #1 19...