Sealed - T.M.R

•28• Merope Gaunt

"Neden buraya geldik?"
Sorumu yanıtsız bırakıp yılan desenli çeşmeye ilerledi.
Sanırım sırlar odasını açacaktı, ilk defa beni oraya götürecekti bu yüzden tuhaf hissetmiştim istemsizce.
Daha önce her ne kadar sorgulamamış olsamda içeride ne var merak ediyordum.
Tamam bir yılan vardı, peki başka?
Elimi tekrardan tuttu ve beni yönlendirdi.

En sonunda yuvarlak yılan desenli bir kapıda durduğunda çataldilinde bir şeyler söyledi.
"Gözlerini sakın açma."
Omuz silktim ve gözlerimi yumdum.
Biraz yürüdükten sonra vücuduma çarpan soğuk hava yüzünden irkildim.
Merlin nerdeydik biz?

Yine çataldili konuşmaya başladı ve bir süre sonra da tıslama sesleri gelmeye başladı.
Gözlerim açılmamak için zorlansada irademe sahip çıktım ve açmadım.
Ölebilirdim!
Bir süre sonra tıslama sesleri uzaklaştı ve su sesi geldi?
Su mu?

Tamam, Slytherin'nin elementinin su olduğunu biliyordum ancak şu an sırlar odası ile ne alakası vardı?

"Açabilirsin Renes."
Gözlerimi açar açmaz suların üstünde olduğumuzu gördüm, tam karşımda tuhaf bir heykel vardı.

"Lağım mı burası?"
"Kısmen evet kısmen hayır."
"Sen koskoca salazar Slytherin'nin varisi ol sana lağımı versinler oda niyetine..."

Arkam dönük olsa da göz Devirdiğini biliyordum.
"Seni buraya bir şeyler demek için çağırdım."
"Nedir?"

Bana bir kaç adım yaklaştı ve yüzünde ki ifadesini bozmadan konuşmaya başladı.
"Ben büyücü dünyasının gelecekteki lord'u olacağım-"
"Ve bende senin leydin."

Gülümsedi, kendime güvenimi seviyordu ve egolu halim hoşuna gidiyordu.
Biliyordum.
"O halde Kararlarıma saygı duymak zorundasın."
Sesi buz gibiydi, sadece sesi değil tüm mimikleri. Birden gülerken böyle davranması sinirlerimi bozmuştu istemsizce Sesim uyarıcı derece de yüksek çıkmıştı.
"Saygı karşılıklı olur Marvolo. Babam ve annem gibi zoraki bir ilişki İstemiyorum."

Bunu istediğimi zaten biliyordu, neden bunu konuşuyorduk şu an?
"Ben baban değilim, sende annen değilsin aksini söyleyemezsin!"
O da benim gibi uyarıcı bir şekilde konuşmuştu.

Ben onun kölesi değildim, bana saygı duymayacaksa neden vardım?
"O zaman neden benden diğer askerlerin gibi karşılıksız saygı istiyorsun?"
Sesim pürüzlü çıkmıştı, anlamıyordum. Beni mi test ediyordu?

Şu an kavga etmiyorduk veya tartışmıyorduk ya da yapıyorduk bilmiyorum.
Aslında ne yaptığımızı cidden bilmiyordum, hoş onunda bildiğini sanmıyorum.

"Öyle davranmıyorum. Eğer baban gibi davranıyor olsaydım şu an benim yanımda sen olmazdın."

"Kim olurmuş senin yanında Druela mı?" Dedim kaşlarımı çatarak ve alayla. Açıkca Druela'nın onu hak etmediğini söylemiştim.

sinir bozucu ve alaylı sesimle konuştum o da aynı Alayla sırıttı, Druela'nın ona olan hislerinin farkındaydı.
Bir kaç adımda aramızda ki mesafeyi kapattı ve belimden tutup kendine bastırdı.

"Hala böyle bir seçeneğim var..."
"O zaman seni tutmayayım ancak unutma benimde oldukça fazla seçeneğim var ama ben seni seçtim, kıymetini bilmesi gereken sensin. Ben değilim."
"Öyle mi?"
"Öyle."
Gülümsedi ve beni öpmeye başladı.
İlk başta normal şekilde konuşuyorduk sonra tartışmaya başlamıştık ve sonra birbirimizle oyun oynamıştık, sinir etmek için hoşlanmadığımız şeyleri söylemiştik. Şu anda öpüşüyoruz.
Sağlıklı bir ilişkimiz asla olamayacaktı...

|!Cinsel içerik  kaldırılmıştır!|

"Burayı bulduğunda böyle miydi, Yani yerler kemik mi doluydu?"
"Evet."