•29• Arkana baktığında

3.8K 301 93
                                    

"ne?"
"Evet..."
"İyi ama tüm o evren zırvalıkları?"
Derin bir nefes aldı ve madalyonu geri cebine koydu.

"O kadar çok şeyi bildiğini sanmıyorum... Ama kendisi Salazar Slytherin'nin soyundan geliyor ve mantıken çok fazla şey bilmesi normal."
"Peki nasıl..."

"Büyükbabam Marvolo Gaunt bir muggle ile çocuğu olduğu için onu lanetlemiş ve bu madalyonu alakasız bir aileye satmış."

"Sadece kendi çocuğunun onu serbest bırakacağı bir lanet..."
"Tam olarak öyle."

Şoka girmiş bir şekilde madalyona bakıyordum. Dur bir dakika şimdi benim hortkuluğum aynı zamanda sevgilimin annesinin ruhu muydu?
Pekala... Bu iş iyice tuhaf bir hal alıyor.
"Pekii sen ne düşünüyorsun, annen sonuçta?"

Omuz silkti açıkcası çok umursadığını sanmıyorum.
"Sen ne düşünürdün?"
Ben ne mi düşünürdüm?
Cidden bilmiyorum... Annem bir madalyonun içinde olsa...
"Bilmem umursamazdım herhalde. Hayatımda gördüysem dahi hatırlamadığım biri benim için sonuçta"

"Haklısın, Tanıdık dahi değil. O zaman sorunun cevabı belli. Bir şey düşünmüyorum."
Omuz silktim ve yanına gidip sarıldım, neden bilmiyorum ama içimden gelmişti.

"Her neyse dün bünyeni çok yordun şimdi büyük salona iniyoruz ve güzelce kahvaltını yapıyorsun itiraz kabul etmiyorum."
Gülümsedim ve onun peşinden odadan çıktım.

Büyük salona vardığımızda etrafa baktım. Teker teker tüm binaların masasına... En çok ölimyiyen Slytherin binasındaydı hatta sayılı kişiler dışında nerdeyse hepsi ölümyiyendi, Slytherin kadar olmasada diğer binalarda da vardı.
Okulda iyice kök salmış durumdaydık tek eksik mezun olup bu bataklıktan kurtulmaktı....

4 ay sonra

Bugün Dumbledore ölecekti. Mezuniyete tam bir hafta kalmıştı, tüm işlerimiz yolundaydı. Tarafımız oldukça güçlenmişti ve olsası savaştan sonra tam manasında bu dünyanın sahibi olacaktık.
"Her şey tamam mı Orion?"

"Evet asayı aldım leydim."
Orion'a kafamı salladım, planda tek değişiklik bu görevi artık Orion'nun değil Marvolo'nun yapacak olmasıydı.
Haklı olarak yapamayacaklarını anlamış kendi üstlenmişti.
"Pekala gidin ve Marvolo'ya verin bende Swank'i halledeceğim."
Kafasını salladı ve hızla ortak salona ilerledi.

Değişen bir diğer şeyde benim Marvolo'dan sonra birlikte sözü geçen kişi olmamadı.
Bana leydim diyorlar, ne dersem yapıyorlardı. İlk zamanlar ilişkimizi risk barındırdığı için saklasakta artık sorun teşkil etmiyordu.

Baygın yaşlı adamın yanına gittim ve asamı doğrultup anılarında gezinip, değiştirdim.
"Obliviate..."

Hızlıca kolunu tuttum ve Dumbledore'un şu an olması gereken yer olan yasak ormana cisimlendim.
Elimi iğrenircesine Swank'ten çektim ve elinde mürver asa olan Marvolo'ya baktım.
Kolumu omzuna koydum ve yerdeki cesede baktım, her şey bitmişti.
"Biz kazandık."
"Evet."

Bir süre sonra okula cisimlendik. Bundan sonra ne olacağı belliydi.
Müdür Dippet oldukça yaşlıydı en fazla iki veya üç yıl devam edebilirdi. Ondan sonra Marvolo'nun istediği biri müdür olurdu. Ardından bir kaç yıl güç toplar ondan sonra bakanlıkla savaşırdık.

Çok direnemezlerdi ve böylece büyü dünyası tamamen bize ait olurdu.
"İyi geceler Renes."
"İyi geceler..."

"Benimle gel çok yorgunum."
Başımı onaylarcasına salladım ve Derin bir nefes aldım. Adımlarımı erkekler yatakhanesine Marvolo'nun odasına çevirdim.
Odaya girdiğimde Marvolo direkt kıyafetlerini aldı ve banyoya geçti. Bende onun kıyafetlerinden rastgele giyip yatağa geçtim.
Yorucu bir gündü, fazla yorucu bir gün...

Tam üç gün. Üç gün boyunca kargaşa eksik olmamıştı. Bazı profesörler Swank'in Dumbledore'u öldürebileceğine inanmıyorlardı bazıları ise olayı dramatize etmeyip kabullenmişti.

Mezun olacağımız için derslere girmiyor bütün günü geleceğini planlayarak geçiriyorduk.
Marvolo da bende kontrol manyağı insanlardık bu da iki kat disiplin sağlıyordu.
Ölümyiyenler nerdeyse hiç hata yapmıyordu çünkü nefes aldırmıyor ne yaptıklarını sürekli kontrol ediyordum.

Yine bir gün artık ders çalışmak yerine plan yaptığım odama ilerliyordum.
6 ayda zihnen o kadar yorulmuştum ki ama değerdi. İşin sonun da Marvolo istediği güce kavuşacak her şey düzene girecekti.

"Marvolo buraya pek gelmezdin?"
"İhtiyaç odasında şu an Orion var bakanlığa girmekle alakalı bir kaç ölümyiyene görev veriyor, o yüzden tek boş yer burası."

"Neden bana söylemedin bende yapabilirdim."
"Zaten çok çalışıyorsun-"
"Sende çok çalışıyorsun Marvolo..."
Yanına gittim ve elinde ki kağıda baktım.
Profesörlük için başvuru kağıdıydı.

"Eğer kabul edilirsen en genç profesör olacaksın..."
"Evet."
"İyi olduğuna emin misin?"
"Yorgunum sadece..."

"Hey... Bir kaç yıl sonra arkamıza baktığımızda gurur duyacağız bu anlardan biliyorsun değil mi?"
Yorgun bir biçimde gülümsedi ve arkasına yaslandı.

"Benim için sorun yok ancak sen... Arkana baktığında katil birini görmekten korkmuyor musun?"

"Sen korktun mu?"

"Hayır ben korkmam."

"O zaman cevabımı biliyorsun Marvolo..."
Tekrar Gülümsedi ve dudağıma kısa bir öpücük kondurdu.

O kağıdına geri dönerken bende yatağıma uzandım, Cidden çok fazla yorgundum.
İkimizinde beş tane hortkulu vardı, beş ömür...

Uzun bir süre çok fazla uzun bir süre ama değerdi.
Az öncede dediğim gibi arkama baktığımda güç için yapılmış başarılarımı görecektim.

Yolumuza çıkan herkesi acımadan öldürmüştük. Bir ara mia bizi ifşa etmek üzereydi çünkü Alphard'ı ihtiyaç odasına girerken görmüştü.
Bende onu öldürmüş sonra hortkuluk yapmıştım.
Biliyorum çok acımasızcaydı ancak eğer acırsam kaybederdim.
Ben ağlarsam, zayıf düşersem ölümyiyenlere nasıl sahip çıkabilirdim ki?
Bütün gece uyumamış olmanın da etkisiyle daha fazla dayanamadım ve yorgunluktan uyuyakaldım...

Eşyalarımı toplamış ortak salondan çıkmıştım. Her yere detaylıca bakarak gidiyordum, burada gerçekten çok mükemmel anılarım geçmişti ve şimdi veda ediyordum.
Biraz tuhaf bir andı?
Koridora çıktığımda bağırma sesi duydum. Şu an okulun boş olması gerekiyordu bu da neydi?
Gördüklerim karşısında Derin bir nefes aldım Jane ve Abraxas kavga ediyordu.
İlk başta ikisini yakıştırsamda hayır. Çok boktan bir ilişkileri vardı, arkadaş olmayı bırak aynı görevi bile yapamıyor sürekli atışıyorlardı.
"Accio Asalar!"

İkisininde asaları elime gelince şok içinde bana döndüler.
"Bir sonra ki toplantıda alırsınız."
"Ama biz asasız ne yapa-"
"Birlikle geçinmeyi öğreneceksiniz! Öyle yada böyle. İyilikle olmuyorsa zorla olur... Ve sakın bir daha bana karşı gelmeyin!"

Sustular ve başlarını yere eğdiler. Derin bir nefes aldım ve okulun çıkışına ilerledim Marvolo beni çıkışta bekliyordu.

Gaunt malikanesine gidecektik, yaşayan tüm Gaunt ailesini öldürdüğü için orası yeni üssümüz gibi olacaktı.
Beni görünce önce gözlerime sonra elimdeki üç asaya baktı.
Gözlerimi Devirdim ve yanına gidip konuşmaya başladım.
"Jane ve Abraxas yine kavga ediyorlardı bende bir sonraki toplantıya kadar asalarını aldım."

"İyi olmuş ikisinin anlaşmayı öğrenmeleri lazım."

"Evet ama çocuk gibiler."
Derin bir nefes aldı ve elini uzattı, elini tuttum sonra gözlerimi kapattım.
Gözlerimi açtığımda siyah ve altın rengi ağırlıklı Gaunt malikanesindeydik.
Daha önce geldiğim için yolları biliyordum hızla Marvolo ile kaldığımız odaya ilerledim.

Bir süre sonra yanıma geldi ve ikimizde yüz üstü yatıp tavanı izledik.
"Sence ne olacak?"
"Bilmiyorum Renes ama güzel şeyler olacak güven bana..."
Ona doğru döndüm ve yanağından tutarak yüzüme bakmasını sağladım.

"Sana sonsuza dek güvenirim Marvolo..."

Sealed - T.M.RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin