Profesör Slughorn'nun verdiği iksiri belki yüzüncü kez yapmış olmanın etkisiyle kitaba bakmadan hızlıca yapıyordum. Kitapta yazan çoğu şey bizi yavaşlatıyordu, kitapta yazan bazı şeyler zaman kaybıydı zaten. Örneğin çiya tohumunu ezmek yerine direkt içine eklemek hem suyu çıkmadığı için iksirin etkisi arttırır hemde zaman kaybını önlerdi. Zaten sıcaktan dolayı iksirin içinde eriyecekti neden ezecektik ki?
"İksiriniz bitince yanınıza bıraktığım iğneyle elinizde delik açın ve iksiri sürün eğer delik kapanırsa iksir başarılıdır."
İksirimi normal süresinden hemen hemen 15 dakika önce bitirmiştim ve tamda profesörün dediği gibi elimi deldim iksirden belirtilen miktarda sürdüm ve işe yaramasıyla gururla gülümsedim.
"Bakıyordum da bitirmişsiniz bayan Amour?"
"Ever profesör, her zaman ki gibi başarılı..."
Gururla bana bakıp gülümsedi. İlk defa ilk bitirmemiştim ancak bunu sesli dile getirmezdim genelde profesör fark ederdi. Fark etmesede iksir dersinde ki başarım zaten gözle görülürdü. Ancak bu kez diğerlerinden farkı vardı. Nereden geldiğini bilmediğim bir egoyla seslice konuşmam sınıfın dikkatini az da olsa çekmişti çünkü kitapta yazan süreden çok daha erken bitirmiştim, bunu sadece Riddle'ın yaptığı sanıyorlardı aptallar.
Çünkü o bay mükemmeldi.
Ve mükemmel insanlar daime kusursuz olurlardı, onlardan daha iyi ve başarılı kimse olmazdı, olamazdı.
Tom bay mükemmel Riddle...Bir kaç saniye Riddle'ın öldürücü bakışlarına maruz kalmış olsam da ders sonuna kadar ve dersten sonra bir daha göz göze dahi gelmedik. Uzun süre sonra onu birinin geçmesi tuhafına gitmiş olmalıydı oysa ki bu onu ilk geçişim değildi ama bunu bilmemesi ikimizin akıl ve ruh sağlığı için çok daha iyiydi.
Ders bitiminde çantamı aldım ve hızlıca kütüphaneye girdim. Aptal aritmasi dersine girmeyecektim sayılardan daha fazla tiksinmeme neden oluyordu. Onun yerine Riddle hakkında bilgi toplamak çok daha mantıklıydı. Ensemde ki saçlarımı hızlıca topuz yaptım ve gryffindor'da ki popüler kişilerin haberlerini yapan gerizekalı kızların gazate arşivine girmek üzere kıyafetlerimi
değiştirdim.Cebimde ki üçüncü yılda yasak bölümden aldığım bir kitapta deneme amaçlı yapmış olduğum büyünün işe yaraması sonucunda bu tür işlerimde oldukça yardımcı olan haritayı çıkarttım. homunculus büyüsü zor olsada en zor büyüler listesine giremezdi bile.
homunculus* çapulcu haritasına yapılan büyüdür.
Arşive giden yolda bir kaç öğrenci dışında hiç kimse yoktu şansıma şükredip hızlıca zindanlardan çıktım.
Dümdüz ilerledim ve bir kaç yere sağ sol yapıp üzerinde arşiv yazan kapıyı açtım etrafıma baktım ve en sonunda içeri girdim.İçeriye girince asama 'lumos' dedim. Haritadan da olası bir görünmezlik büyüsüne karşı kim var diye kontrol ettikten sonra tehlike olmadığını görüp rahatladım. Saçımda ki sıkı topuzu salıp tokamı bileğime taktım. Akşam yemeğine gitmesem çok fazla dikkat çekeceğimi sanmıyordum, saatin öğlen 12 olduğunu var sayarsak yasak saate kadar oldukça çok vaktim vardı.
Hızlıca 'teki' adını verdiğim grup üyelerinin adının geçtiği sayfaları masanın üstüne ayırıyordum. O kadar hızlıydım ki her biri 20 sayfa olan ve yaklaşık 80 tane olan gazatelerin yarısına gelmiştim. Eğer vaktim kalırsa Riddle'ın ailesini de inceleyecektim.
Tabii bunun için insan üstü bir çaba göstermem lazımdı ama denemeye değerdi?Tüm gazateler bittiğinde kollarım ve belim uyuştuğu için hafifçe esnedim. Masanın üstünde duran lambayı açtım ve asama 'nox' dedim. İlk gazateden başlayarak en ince ayrıntısına kadar incelemeye başladım.
Hemen hemen hepsi bitmişyi ancak hepsi sır gibiydi. Cinsel ve duygusal ilişkileri dışında elime pek bir şey de geçmemişti zaten.
Bir önemli öğrendiğim şeyse Riddle'ın melez olduğu ve ailesinin olmadığıydı.
Hayran kızlar benden önce davranıp kapsamlı bir araştırma yapmış ve bir sayfalarını kutsal Riddle'a adamışlardı.Sadece benim bildiğim bir şifreyle açılan defterime hepsini not almıştım günlük gibi bir defterdi ancak için de yaşadıklarım değil okulda yaşanan önemli olay ve bilgiler vardı. Defter Sadece biri 'sessiz' derse açılıyordu. Hayatımda ki her şey gibi bunu da korumaya almaya özen göstermiştim.
Gazeteleri ufak bir büyüyle yaktım ve küllerini çöp kutusuna attım. Hepsini tek tek yerleştirmekle uğraşamazdım, istediğimi almıştım zaten?
Haritadan birileri var mı diye kontrol ettim ve cübbeme gelişi güzel tıktım sonra olabilecek en hızlı şekilde merdivenlerden çıktım. Hava daha yeni kararıyordu yüksek ihtimalle akşam yemeği saatiydi. Uzun zaman sonra ilk defa erken gitmek yerine tam saatinde gidecektim
Her ne kadar tuhaf hissetsemde umursamamaya çalıştım.Kapının önüne gelince derince bir nefes aldım ve dağınık olan saçlarımı tekrar topuz yaptım, kapıyı yavaşca ittirip içeri girdim ancak tam tahmin ettiğim gibi yerim dolmuştu Slytherin masasına doğru emin ve soğuk adımlarla ilerdim ve masanın öteki ucuna gittim.
Kimse Riddle ve diğerlerinin yanına oturmak istemezdi, gidenler de kovulurdu. Bu yüzden tek boş yer hep burası olurdu. Benim yanımda zaten asla konuşmazlardı. O kadar salak değillerdi yani diğerlerini hakkında yorumsuz olsam da en azından Riddle değildi.
Onun aptal olmadığını biliyordum. O çok zekiydi, ayrıca Sinsi. Hiç bir profesör anlamadan resmen ihanet ediyordu. İnsan istemsizce merak ediyor, hayran kalıyordu.
Masanın ucuna geldiğimde yanımda Jane Lestrange ve karşı çaprazımda da Riddle vardı. Yanlarına oturup yemek yemeğe başladığımda üstümde bakışlar hissediyordum.
Ne var manasında yanımdaki insan topluluğuna baktım."Neden burdasın?"
"Kör olmadığı var sayarak başka yer olmadığını belirtmek isterim Malfoy" dedim oldukça huysuz ses tonumla.
"Sence bu umrumda mı defol git!". Aptallığı o kadar sinirimi bozuyordu ki saçlarımı yolma isteği uyandırıyordu...
Susmayı tercih ettim demeyi çok isterdim, gerçekten ama yapmadım.
"Amacım sizinle mutlu mesut bir sohbet yapmak değil zaten gerizekalı. Yemeğimi yiyip defolup gideceğim en fazla 10 dakika ben size siz bana katlanacaksınız. Cidden ailenle arandaki sorunlara şaşırmamalı baban senden nefret etmekte o kadar haklı ki..."
Zihnimde hissettiğim yoğun ağrıyla irkildim ama umursamadım.
Kendini çok zeki sanıyordu."Sen... Sen. Sen!"
"Malfoy, kekelemeyi kes. Birazcık zekasını kullanan biri ailevi sorunlarını anlar. Şimdi kes sesini ve yemeğine dön." Masada ki gerginlik devam ederken aptallığıma yandım.
Tanrım kesinlikle o kadar oyalanmamalıydım her zaman oturduğum masanın en ucunda ki yerim kapılmıştı ve buraya mecbur kalmıştım. Kendime küfür etmemek için zor duruyordum. Başımın ağrısı biraz hafifliyince yine olabilecek en hızlı şekilde yemeğimi yedim ve on dakika veya daha kısa bir sürede kalkıp zindanlara ilerledim.
O kadar yorgundum ki hızla yatakhaneye çıktım ve rahat bir çift kıyafet giyip ağrıyan bacak ve belimi soğuk yatağa Teslim ettim.Sonunda bütün günün stresini atmıştım...
![](https://img.wattpad.com/cover/272310140-288-k882050.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sealed - T.M.R
Fanfictionİnsanların ruhu bedenlerden önce çürürmüş. İki çürümüş ruh bir araya gelirse, Bu imkansızı sevmek değil midir? #tommarvoloriddle #1 13.06.2021 #cadı #1 25.06.2021 #riddle #1 30.07.2021 #tomriddle #1 06.01.2022 #hogwarts #1 09.05.2022 #büyücü #1 19...