•11• Sahte saldırı

4.5K 363 77
                                    

"ne yani? Öldürecek misin beni?"
Alayla konuşmasıyla gülümsememe engel olamadım. Yüzüne eğildim ve fısıldar bir biçimde konuştum yüzümüz gerektiğinden çok daha fazla yakındı.

"Şüphen mi var Alphard"
Yutkundu. 'acaba yapar mı?' demesini sağlamıştım en azından bu gülümsememi genişletti. Ondan intikam alacağım dedikten sonra yine aynı gece, alphard tuvalete kalkmışken sersemletme büyüsünü yapmış, daha kimsenin varlığından bile haberdar olmadığına emin olduğum, zindanlarda ki tuğlalar sayesinde açılan odaya bağlamıştım.
Odaya ışık girmiyordu ve gizli olduğu için dışardan ses geliyor ama içerden ses çıkmıyordu.

"Bunu yapamazsın! Ben Lestrange'im! Beni aramazlar mı sanıyorsun!"

Sinirle kahkaha attım ve boğazına hançer dayadım hafiften kanamıştı. Aynı kolları ve bacaklarının kanadığı gibi...
"Sen ciddi misin? Burda seni bıraksam kimsenin ruhu bile duymaz! Cesedin bile çürür belki 3 kuşak sonraki torunun bulur ha?"

"Yalvarıyorum bırak beni ne istersen yaparım..."
Ağlamaklı konuşmasına güldüm, Boğazında ki hançeri çektim. Zamanla odaya bir masa, bir koltuk ve yatak getirmiştim genelde önemli şeyleri burda yapıyordum. Açıkcası bu lanet toplantılara katılmadan önce sadece ders çalışıyordum ve bir kaç gıcık ravenclaw'lı öğrenciye tuzak kurmak için kullanmıştım eh işe de yaramıştı.

"Aslında... Aptal bir kız için sana bunları yaşatmak saçma... Sonuçta hayatın boyunca kalacak bir tranva"
Biraz düşünür gibi yaptım mimiklerimin inandırıcı olmasına özen gösteriyordum.

"Evet evet bence de öyle nolur bırak, Renesmee yalvarıyorum."
Yalvarması o kadar çok hoşuma gidiyordu ki sanki quidditch maçında sevdiğim takım kazanıyor gibi hissediyordum.

"Agh emin ol sadece bu olsa bırakırdım ama çok sıkıldım ve hazır bir bahanem var bum!"
"NE YANİ SIKILDIĞIN  İÇİN Mİ BURDAYIM SENİ SÜRTÜK!"

Bugünlerde de herkes bana sürtük diyordu, fazla mı yüz verdim acaba? Hızlıca adem elmasını iki parmağımla tuttum boğazından hırıtıya benzer boğulma sesleri çıkınca tüm sakinliğim ve sinirimle konuşmaya başladım.

"Benimle düzgün konuşsan iyi edersin kimse hiç kimse buna sende dahil, kan statün ne olursa olsun, hiç kimse BENİMLE BÖYLE KONUŞAMAZ!-"
Elimi boğazından çektim ve elimi çeneme koyup düşünür gibi yaptım o sırada oda nefes almaya çalışıyordu.
"Hmm acaba bu kadar yeter mi..? Ah! Kimi kandırıyorum ki, bu çok zevkli!"

yerimde zıplamaya ve mutluluktan kahkaha atmaya başladım, delirdiğimi düşünebilirdi ancak sadece iyi taklit yapıyordum.
Sonunda solukları biraz daha iyi olunca konuşmaya başladı.

"D-druela S-senin ona benzediği demişti, Riddle'a."
Merakla yüzüne baktım ee yani?
"Ancak sen ona benzemiyorsun, onun aynısısın. S-sanki kopyasısın! Onun Kız versiyonu! Onun gibi canisin onun gibi acımasız ve duygusuz?"

Alayla yüzüne baktım ne yani bundan onur duymam falan mı gerekiyordu?
"Ne yapayım onur belgesi falan mı takdim ediyim banane bundan?"

"Aldın mı intikamını bırak artık lanet girsin!"

"Daha yeni başladık ama üzüyorsun Alphard..."
Dudaklarımı büzdüm ve üzülmüş gibi yaptım. Mimiksiz yüzüne bakınca sıkıldığımı hissettim eh yeterdi bu kadar canım!

"Çok uzadı, crucio!"
Asamdan çıkan Yeşil ışık odayı sarmıştı ve aynı anda odada Alphard'ın acı çığlıkları duyuluyordu. Kemiklerinin Yer değiştirmesi gibi bir acıdan bahsedersek çığlıkları çok normaldi sanırım....

Uzun sayılabilecek bir süre sonra Ağlamaya başlamasıyla büyüyü kestim, cidden çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Bunu hak etmiş miydi?
Hayır.
pişman mıydım?
Hayır.
Eminim içinde biraz duyguları olan biri burda olsaydı alphard ile oda ağlardı öyle şiddetli ağlıyordu ki insanın içi acıyordu ancak dediklerim 'insani duyguları' olanlar için geçerli olabilirdi.

Yere düşen sandalyenin yanına gittim, at kuyruğu yaptığım saçlarım dağılmış, ön tarafı gözümün önüne gelmişti ama umursamadım. Çenesini ilkine göre daha yumuşak bir şekilde sıktım.
"Bir daha benim işime karışmayı bırak bana bir hatanı dahi görürsem, emin ol bunun kat be kat acısını yaşarsın... Agh bu arada vucudunda bana ait izler bırakmayacağımı sanma sakın... revire gitmen gerekecek ne acı..."

Derin bir nefes aldım ve vucudun çoğunluğunda uzun süreli morluklar bırakan büyüyü mırıldandım eh acısı bir crucio gibi olmasada her yeriniz tost makinası
-Sanırım ekmek sıkıştırılan aletin adı buydu-
Tarafından ezilmiş gibi mosmor oluyor ve acıyordu. Bu sefer güçlerimi denemek için asasız büyüyü yapmayı denedim.

"hématome"
Son bir çığlık duyduktan sonra başardığımı anladım zaferle sırıtmama engel olamadım, sandalyesini düzelttim ve son kez süzdüm. Her yeri hançer ile yaptığım çiziklerle doluydu, kıyafetleri yırtılmıştı, her yeri morarık doluydu ve yüzünde mahvolmuş bir ifade vardı. Neşeyle gülümseyerek son kez konuştum.

"Sana bir kez anlatacağım sende anlayacaksın anladın mı? Sana sersemletme büyüsü uygulayacağım ve bebek gibi uyuyacaksın sonra, karagölün oraya cisimleyeceğim seni. İki tane kız yanına gelip seni bulacak sende şu lanet kurtadamları bahane edeceksin. Bugün dolunay olduğu için inandırıcılığı daha da artar ayrıca senden sen uyurken aldığım kan örneklerini ormana bırakacağım buda inanılması için her koşulu sağlıyor. Eğer itiraf edersen yemin ederim ki azkabana dahi gitsem seni bulurum Alphard ve eminim neler yapabileceğimi görmüşsündür..."

"Ya gelmezlerse o kızlar..?"
"Salak mısın Alphard kızlar gelmesin ve suç bana mı kalsın? Neyse ne. sersemlet!"

O Daha ne olduğunu anlamadan çoktan baygın gibi olmuştu bile...
Gerisi çorap söküğü gibi gelmişti bir hufflepuff'lı öğrenciye imperio laneti uygulamış ve gryffindor'lu 2 öğrenciye karagöl'ün orada bir kurt adam gördüğünü söylemesini sağlamıştım. Onlar karagöl'e gittiğinde Ben de kızı bayıltmış anılarını değiştirmiştim.

Şu an ise ortak salonda olan kaos ortamını izliyordum siyah deri koltukta oturmuş keyfimden dört köşeydim. Herkes Alphard'ı konuşuyordu salonun kapısı açılmış içeriye saygı değer bina başkanımız (!)
Riddle girmişti.
"Herkes sessiz olsun ve odalarına ilerlesin yoksa hepiniz cezaya kalırsınız!"

Kimse ikiletmedi ve yatakhanelere doğru ilerledi kalabalık biraz dağılınca bende kalktım. Tam gidecekken kolumda bir el hissettim.
Riddle başıyla odasını işaret ediyordu eğer bina başkanıysanız, kendi özel odanız olurdu. Riddle'ın sırf bunun için başkan olmayı kabul ettiğini biliyordum çünkü eğer çıkarı olmasaydı riddle hiçbir şeyi kabul etmezdi.

Göz Devirdim ve sessiz adımlarla onu takip ettim.
Tabii aklımda onlarca kara düşünceyle birlikte...

Sealed - T.M.RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin