1

7.4K 93 4
                                    

"Anne yeter doydum vallahi. Senin yüzünden okula geç kalacağım hemde ilk iş gününde" dedi sofradan acele kalkarak.

"Allah zihin açıklığı versin güzel kızım"

"Sağol annemmm" diye cevap verdi yanaklarından öperek. Sonrada bu soğuk kış ayında yollara düştü.

Okulundan derece ile mezun olmuş genç bir rehber öğretmeni olan ipek, evlerinden biraz uzakta olan zengin çocuklarının gittiği koleje gitmek için otobüse bindi. Yarım saat süren bu zorlu yolda gerek ayakta itilerek gerek sıkışarak nihayet bitirmişti yolculuğunu. Okulun biraz gerisinde inen ipek yavaşça okula giriş yaptı. Her yerde gömlekleri açık, kravatları  olmayan öğrenciler görüyordu.

Önce müdür beyin odasına çıktı. Kapıyı çalıp içeri girerken içerde iki öğrencinin olduğunu görünce geri çıkmak istedi ama müdür istemedi.

" Kusura bakmayın hocam biraz geciktim"
" Önemli değil. Buyrun oturun."

" İşte ilk işiniz" dedi odadaki iki çocuğu göstererek. Biri uzun boylu kumral gömleğinin düğmelerini bağlamayan diğeri ise ağzında sakızı ile etrafa boş boş bakan bir çocuktu. İlk izlenimleri oluşmuştu bile.

" Sorun nedir müdür bey"
" Bu ikisini okulda sigara içerken yakaladım. Üstelik pişkin pişkin yüzüme bakıp noldu ki ya diyorlar. Lütfen bu ikisini alın ve ne gerekiyorsa yapın."

İpek iki öğrenciyi de izledi biraz. Temiz yüzlü çocuklara benziyorlardı ama görünen köy kılavuz istemez dedi içinden.

" Diğer teneffüs ikinizde odama gelin" dedi uzun boylu çocuğa bakarak. Çocuğun dişlerini sıktığını gördü bir kaşını havaya kaldırıp ne oldu der gibi baktı.

" Kolay gelsin hocam size"
" Sizede müdür bey."

Odadan çıkıp kendi odasına girdi ilk defa. Çok güzel bir odaydı. Sarı renklerle boyanmış, son model bir bilgisayar önünde, yumuşacık sarı koltuklar, çiçekler pencerenin dibindeydi. İpek şimdiden ısınmıştı odasına.

Mert müdürün odasından çıkıp sinirle sınıfına çıkıyordu yanındaki arkadaşıyla.

" Sikeyim ya yakalanacak zamanı bulduk"
" Hazırlan diğer teneffüs şu yeni hocanın yanına gidicez."
" Ya mal mısın ne işimiz var"
" O istediği için gitmiyorum ayağına. Kendimi tanıtıp benden ve hareketlerimden uzak durmasını söyleyeceğim."
" Abartma amk."
" Kimseyi çekemem bu saatten sonra."
" Ulan mert ne adamsın."

Sınıflarına girip en arkadaki yerlerine oturdular. Mertin sevgilisi jale mertin yanına gelip elini omzuna atıp ne olduğunu sorar gözlerle bakıyordu merte.

" Aşkım noldu"
" Yok bir şey"

Jale bu sefer kafasını tolgaya çevirdi.

" Tolga sen anlat bari ne oldu"
" Ya müdür yakaladı işte kızım ne olucak"
" Ceza verdi mi"
" Yok. Okulun sahibi mertin babası. Kime ceza veriyor. Sadece rehberlik hocasının yanına gidicez teneffüste"

Jale şaşkın bir ifadeyle " rehberlik hocası yok ki okulda" dedi.

" Yeni gelmiş."

Öğretmenler zilinin çalması ile günün ilk dersi başlamıştı. Ders sınıftaki zengin züppeleri için o kadar geçmiyordu ki dersi anlatan hoca bile ortamdaki bu kötü enerjiden rahatsız olup sınıfı serbest bırakmıştı.

Küçüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin