31

527 8 0
                                    

" Yarın mertin doğum günü"
" Bunu bugün mu söylüyorsun tolga yuh yani"
" Ya napayım benimde aklıma dün gece geldi. Anca gördüm seni de odada yoksun ki"
" He suç benim oldu yani"
" Evet ahahajahah"
" Ne yapacağız"
" Aslında mert öyle partili eğlenceli kutlamaları sevmez. Sadece kutlaman yeterli."
" Olur mu öyle canım"
" İnan bana en doğrusu o olur"
" Olmaz olmaz. Ben ayarlayacağım bir şeyler"
" Sen bilirsin benden söylemesi."

Tolga odadan çıktıktan sonra ipek kara kara düşünmeye başladı. Aklından neler geçip gidiyordu ama zaman yoktu ve tek başına nasıl yapacaktı.

Mertin dersi beden eğitimi idi. Beden eğitimi hocası arif ile oturup konuşuyorlardı.

" Çarşamba günü takımda oynamak isteyenlerle a takım bir maç yapalım"
" Olur hocam da çok kişi var mı yani"
" Yok 6 7 kişi var. Bakalım nasıl oynayacaklar. Gerçekten beğenirsem takıma alırım"
" Aynen iyi olur biraz takviyeye ihtiyacımız var"
" Bencede"

Ders boyunca top peşinde koşturdular ikiside. Futbol onlar için bir aşktı resmen. Daha ilk senelerinde takıma girmişlerdi tolga ve mert. Zil çalınca duş alıp sınıflarına geçtiler. Elini telefonuna atınca şarjının bittiğini fark edince hemen şarj etmeye başladı telefonunu mert. Telefon açılınca ipekten gelen mesajları görebildi.

" Yarın hazır ol"
" Soru sorma. Yarın akşam gelip seni alacağım"

Okuduğu mesajları görünce yüzüne otomatik bir gülümseme oturmuştu.

" Tamam"

Diye mesaj attı geri. Biliyordu anlamıştı doğum günü için bir şeyler yapacağını. Ben doğum günü kutlamayı sevmiyorum da diyemedi. Aslında merak etmişti ne yapacağını onun içindi.

Okul bitimi eve giden ipek yolda sereni aramış eve çağırmıştı. Bu planı beraber inşa edeceklerdi. Oğuzla birlikte yemek yedikten saatler sonra kapı çalınmıştı.

" Hoşgeldin geç"
" Hoşbuldum da acele gel dedin anca gelebildim trafikten. Noldu bir şey mi oldu"
" Oldu valla. Bana bir fikir vermen lazım. Bu gece oturup beyin fırtınası yapacağız"
" Neden"
" Yarın mertin doğum günü"
" Aaaa. Oha çok yakın nasıl bulucaz"
" Soru sorma ya geriliyorum düşün düşün gelir belki bir şeyler"
" Tolgaya sorsana"
" O dedi ki kutlama yapma hoşlanmaz mert"
" Kutlamadan kim hoşlanmaz canım"
" Yani. Neyse düşünelim yine de"
" Tamam"

" Sen mi dedin lan yarın mertin doğum günü diye"
" Evet"
" Demeseydin keşke. Benim için bir önemi yok. Mesaj atmış bana yarın akşam alicam hazır ol diye"
" Belki doğum günü kutlamayı seversin. Biz sevdiremedik belki o sevdirir"
" Merak etmiyor da değilim"
" Ulan haahhaaha bilerek bugün dedim önce demedim. Bakalım nasıl bir fikirle çıkacak karşına"
" Sizi de çağırır belki"
" Belki başbaşa olmayı tercih eder"
" Bilmiyorum."
" Ben olsam öyle yapardım. Her bokuma da gelmeyin derdim. O da öyle düşünür belki"
" Başbaşa ne yapacağız oğlum beraber eğleniriz işte"
" Başbaşa yapılacak çok güzel aktiviteler var abicim niye öyle diyorsun"
" Bak sikerim belanı. Kastettiğin şeyi anladım. Ben öyle biri miyim amcık kaldı ki o öyle biri mi"
" Ambiansa kapılınca her şey kendiliğinden olur merak etme sen"
" Sanmam."
" Neyse kalkıyorum ben. Yarına da hazır et kendini"
" Ya siktirgit mal ahahhahaah"

Tolga evden ayrılıp kendi evine gitti. Günün sonunda mert yine evde tek başına kalmıştı.

Sabah farkında olmadan içine bir heyecan dolmuştu. Bugün nasıl bir gün olucaktı. Neler yaşayacaktı. Apar topar giyinip okula geçti mert.

Gece geç saatlere kadar düşünüp bir fikir bulan seren ve ipek çalan alarmla birlikte kalkmaya çalıştılar. İkiside berbat haldeydi. Yaklaşık 1 saat içinde evden çıkmayı başarmışlardı. Biraz beraber yürüdükten sonra yolları ayrılmış ipek okul yoluna dönmüştü. Hızlıca odasına çıktı. Tam oturacaktı kapı çaldı.

Küçüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin