" Ya seren korktuğum başıma geldi resmen"
" Nasıl sever ya ohaa"
" O ilk başta iyi gelir herkese hatırla. Şeytan tüyü var resmen"
" Öyle de ne biliyim ya. Hocalarla arası iyi olmayan mert fatihi sevdi mi şimdi"
" Gerçekten. Napicam ben bir an önce söylemem lazım çünkü birbirlerini severlerse kötü olur."
" Diyelim söylemedin mert öğrendi ayrılır mı senden"
" Ağzından yel alsın. Ben düşünmek bile istemiyorum"Seren yerinden kalkıp kahve yapmak için cezveyi aradı. Klasik kız buluşması yapılıyordu ve kahve eksik olamazdı.
Mert ve tolga da buluşmuştu.
" Bu aralar bir şeye canı sıkkın ama ne bilmiyorum. Canı çok yanıyor görüyorum ama elimden ne gelir bilmiyorum"
" Demedi mi bir şey"
" Yok. O gün harabede yanına gidince sadece geldi dedi kim diye sorunca daha fazla ağladı. Kim gelmiş olabilir ki bu kadar ağlatacak"
" Kadınları bazen anlamıyorum gerçekten"
" Neden"
" Bulmaca gibiler. Soruyoruz işte değil mi söyle"
" Anlatamadığı bir şey olabilir ya. Ama benden de saklamaz herhalde"
" Saklamaz da sen yine de üstüne git öğren."Saatler ilerlerken tolga evine gitmişti. Birasıyla başbaşa kalan mert elini telefona götürüp ipeği aradı. Kafası güzeldi.
" Aşkım"
" Mert"
" Seni çok seviyorum"
" İyi misin"
" Çok seviyorum hatta. Burnunu gözlerini saçlarını ellerini. Bana sinirlenince çatılan kaşlarını. Çok seviyorum"
" İçtin değil mi"
" Biraz"
" İçip içip beni mi arıyorsun"
" İçmeden önce ararım dedim, içtikten sonra aradım"
" Bende seni çok seviyorum."
" Bu gece rahat uyuyabilirim artık"
" Bilmiyor muydun"
" Senden duymak daha güzel"
" Uykumu böldün ama yine de sana kızamıyorum"
" Şimdi kafanı yastığa koy. Gözlerini kapat. Gelecek hayatımızı düşün ve uyu"
" Ne imiş bizim gelecek hayatımız"
" Lise bittikten sonra alıcaz başımızı gidicez burdan. Sen nereye istersen. Nerde yaşamak istersen. Ben okula gidicem sen de okula gidiceksin. Oğuzu da kreşe götürürüz. Akşam yine aynı evde toplanacağız. Yemek yicez, oyun oynucaz, gezicez. Az kaldı"
" Bunun için de oturup ders çalışman gerekiyor."
" Başlıcam merak etme."Telefonda biraz sessizlik olunca mert düşündüğünde mutlu olduğu bir şeyi söylemek için ipek dedi titrek sesiyle.
" Efendim"
" Birgün seninle evlenicem"İpek duyduğu bu cümleyi mertin sarhoşluğuna verse de yine mutlu olmuştu.
" Benimle evlenmek mi istiyorsun."
" Evet. Eve gelince kapıyı sen aç istiyorum her gün aynı yemek masasında buluşalım istiyorum, her gece yatarken son olarak senin yüzünü görmek istiyorum"
" Bana bunu hiç söylememiştin"
" Hep aklımda. Düşündükçe mutlu oluyorum ben. Kafamda kuruyorum. Resmediyorum"
" Nasıl bir resim"
" Yatakta ben oğuzla oturup oynarken sen de yanımda saçın başın dağınık ağlamaktan evi inleten yeni doğmuş kızımızı emziriyorsun."İpek duydukları karşısında içi içine sığmıyordu. Mertin anlattığını kafasında resmedince yatağın içinde dönüp durdu.
" Kızımız"
" Evet. Sana benzeyen."
" Ben bu kadar ileriyi düşüneceğini düşünmemiştim."
" Ben düşündükçe huzur buluyorum."
" Bende öyle"
" Şimdi uyu yarın görüşürüz"
" Tamam aşkım görüşürüz"Mert telefonu kapattıktan sonra oturup kurduğu bu cümleleri düşününce yüzünde bir gülümseme oldu. Yavaşça yerinden kalkıp yatağa bıraktı koca bedenini. İpek ise mertin gelecek düşüncelerinde bile oğuzu ve kendisini bırakmayacak olmasını bilmenin mutluluğunu yaşıyordu. Kafasını yastığa koyup gözlerini kapattı..
...........
" Geçen koridorda karşılaştık bana öylece baktı konuşmayınca bende yoluma devam ettim"
" Bana da kızgın"
" Haliyle abi. Normal. Kabul etmemişsin"
" Nasıl edeyim. 23 yaşımda baba olmak."
" Sence doğurmuş mudur"
" Sanmam. Geçen konuyu oraya getirdim gözlerindeki yangını gördüm"
" Sende uğraşma boşver. Başka biri mi yok"
" Yok. İpeği geri istiyorum ben"
" Sevgilisi vardır belki"
" Beni unutmuş mudur sence"
" Bilmem. Çok âşıktı sana. Aklında bir yerde hala sen olabilirsin"
" Bende onu unutamadım"
" Şansını dene o zaman"
" Ayrıca bazı şeyler gözümden kaçmadı hanımefendi"
" Ne kaçmadı"
" Merte olan ilgin, bakışların"
" Yaa. Hoş bir çocuk"
" Olabilir ama önce dersler. Bu sene son senen. Güzel bir üniversiteye gitmen gerekiyor"
" Tamam abi ya o başka o başka"
" Ben bilmem"Fatih ile gizem okula gelirken arabanın içinde konuşuyorlardı kendileriyle. Arabadan inip binaya girdiler. Seren ve ipek de çok geçmeden okula gelmişlerdi konuşa konuşa. İpek gözünü etrafa çevirdi ama mertin arabasını görmedi. Odasına çıkarken aradı ama mert açmadı. Geceden kaldığı için açamamıştı.
İpek odasının kilidini açarken tolga geldi yanına.
" Günaydın naber"
" İyi bakalım senden naber. Ne bu yüzündeki ifade"
" Canım sıkkın"
" Noldu"
" Konuşalım mı biraz"
" Geç içeri"Tolga içeriye geçip koltuğa oturdu. İpek de kapıyı kilitleyip perdeleri açıp pencereleri açıp koltuğuna oturdu.
" Anlat bakalım noldu"
" Ya babam dün gece ben eve geldikten sonra topladı hepimizi bir araya. Konuştu bizle işte"Söylemekte zorluk çekiyordu tolga.
" Ne konuştu"
" İşler iyiye gitmiyormuş. İflâs ediyormuşuz heralde"
" Aaa"
" Ya anlamıştım zaten. Kartlarımız limitsizdi limit getirmiş, arabaların birkaçını satmış, yazlık vardı 2 tane muğlada onlarda satılıkta"
" Anlıyorum. Bir çözümü yok mu peki"
" Bizim şirketle mertlerin şirket bir ihale da karşı karşıya kalmışlar. Eğer babam bu ihaleyi alabilirse iflastan kurtuluyormuşuz ama umutsuzdu"
" Neden yazlıkların satışından gelen paralarla alamaz mı"
" Yine de eksik kalıyor."
" Hmm. Mustafa beyle konuşmuş mu baban"
" Yok konuşmamış. Biraz gururludur babam"
" O gurur sizi sona çekebilir. Bi önemli bir konu."
" Evet de ne bileyim ya işte. Benim elimden de bir şey gelmez"
" Sen ne yapabilirsin ki"
" Elim kolum bağlı."
" İhalenin bitişine ne kadar var"
" 3 gün"
" Azmış ya"
" Evet"
" Neyse tolgacım sen canını sıkma. Bir şekilde hallolur. Senin son senen. Ders çalışmalara başladın mı"
" Daha değil"
" Bak ya. Ne zaman başlıyorsunuz"
" 1 2 güne başlarım"
" Peki. Canın sıkılırsa veya yapabileceğim bir şey olursa burdayım biliyorsun değil mi"
" Sağol ipek teşekkür ederim. İyi ki varsın"
" Sende iyi ki varsın"
" Mertle konuştun mu gelmemişti"
" Bende arabasını görmedim ararım şimdi"
" Yatıyordur gece biraz kaçırdık"
" Bıktım sizin bu ölçüyü kaçırmalarınızdan"
" 😂😂😂 hadi kaçtım ben görüşürüz"
" Görüşürüz"Tolga çıktıktan sonra bu işi nasıl düzeltebilirim diye düşündü biraz ipek. Belki mert babasıyla konuşursa halledebilir diye içinden geçirdi. Merti babasıyla yüz göz etmek istemiyordu ama tolga onun kardeşiydi. Düşüncelere dalmışken düşlerindeki adam aradı.
" Alo"
" Koca bebeğim yatıyorsun sanırım"
" Kafam çatlıyor"
" İçme bundan sonra ya okula gel çabuk"
" Kalkacak halim yok ki. Bir ilaç içip kendime gelmeye çalışıcam."
" Birdaha böyle bir şey istemiyorum"
" Tamamdır. Sen okulda mısın"
" Odadayım."
" Anladım öğleden sonra belki gelirim"
" Mert bir şey dicem"
" Noldu"
" Tolga geldi şimdi canı sıkkındı konuştuk biraz"
" Niye ne olmuş"
" İflas ediyorlarmış sanırım"
" Nee!!"
" Yazlıkları arabalarını satılığa çıkarmış."
" Demedi bana bir şey"
" Dün gece senden çıktıktan sonra babası konuşmuş"
" Hadi ya kötü oldu bu"
" Düzelme şansı varmış ama"
" Aa neymiş"
" Bir ihale varmış. Senin baban almazsa onun babası alabilirmiş ve bu onları iflastan kurtarabilirmiş"
" Konuşmuş mu babamla babası"
" Yok"
" Ben mi hallediyim ne diyorsun"
" Babanla yüz göz etmek istemiyorum seni ama bence bir konuş"
" Tamam bugün konusucam"
" Tamam canım kalk şimdi bir duş al sonra güzelce bir kahvaltı yap, sonra da gidersin"
" Valla hiç uğraşamam kahvaltıyla falan. Bir duş alıp çıkarım"
" Mert !. Git kahvaltını yap"
" Tamam tamam. Hadi öpüyorum seni görüşürüz"
" Görüşürüz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçüğüm
चिक-लिटİmkânsız gözüyle bakılanlar belki de bakıldığı gibi imkansız değildir. #Rehberlik 1. 30.11.2021 #Ders 2. 11.05.2022