12

1K 14 0
                                    

Aradan haftalar geçmişti. Bu süre zarfında mert sahil kenarındaki evinde yaşıyordu, tolga okuldan çıkıp yanına uğruyordu, ipek ise 2 3 günde bir gidiyordu yanlarına. Mertin yaraları kabuk bağlamaya başlamıştı. Okula dönmek için gün sayıyordu. Kurul ona ve gürcana 1 haftalık uzaklaştırma vermişti o süre de dolmuştu zaten. İpek ise okuldan atılınca diğer okula yani kardeş okula gitti. Yani yine kolejdeydi. Mert,tolga ve serenin karara itiraz et baskısına dayanamayıp mahkemeye başvurmuştu bu süreçte. Sonuç ise daha açıklanmamıştı.

Birbirlerine daha da yakın olup aralarındaki öğretmen öğrenci ilişkisini en azından okul dışında kaldırmışlardı bu üçlü. İpeğin konuştuğu çocuk emre işleri biraz ciddiyete dökmek istemek için ipekle konuşmuştu ama ipek kararsızdı. Emre iyi bir insandı ama onun bu durumunu anlayabilecek miydi. Oğuzu yani.

İpek okuldan çıkıp 3 gündür gitmediği mertin yanına gitti. Tolga okula gidip onu alıp beraber geçmişlerdi eve. Eve vardıklarında mert telefon ile konuşuyordu hiddetli hiddetli.

" Ben artık sizin gel deyince gel, git deyince git diyebileceğiniz biri değilim. Canım istediğinde gelirim"
" Hiçkimse benim umrumda değil tamam mı"

Telefonu kapatıp koltuğa fırlatmıştı kapıdan kendine bakan şaşkın gözlerle denk gelmişti.

" Ne ara geldiniz"
" Kimdi"
" Annem"
" Eve mi gel diyorlar"
" Evet"
" E son bir konuşma yap bencede."
" Ne konuşacağım ya."
" Bilmem. Hesap sor ikisindende"

Koltuğa oturup düşündü öylece mert. İpek ve tolga da koltuğun bir tarafına oturup bu işi nasıl hallederiz diye düşünmeye başladılar.

" Tolga haklı. Gidip konuş sor. Neden yaptığını sor sakince"
" Ben o kadar cesaretli biri değilim."
" Mert okulda babanı rezil ettin. Korkmana rağmen cesaretli davranıp yaptın bunu. Şimdi kendi evinde hayli hayli yapabilirsin."

" Bencede abicim git" dedi tolga ipeği destekleyerek.
" Ya dur oğlum gaza getirme sende"

Tolganın telefonu çalınca annesinin aradığını gördü.

" Noldu anne"
" Ne"
" Hemen geliyorum. Hangi hastane"
" Geliyorum"

Hızlıca yerinden kalkıp " dedem rahatsızlanmış hastaneye gitmem lazım konuşuruz tekrar" deyip cevap bile almadan arabaya atladı gitti. İpek ve mert arkalarından bakakaldı.

" Umarım iyidir ya. Yaşlı biraz dedesi."
" Umarım"

Biraz sessizlik oldu ve bu süre içinde düşündü mert. Gidip yüzleşse her şey daha kolay olurdu. Ama ipeğe ihtiyacı vardı.

" Benimle gelir misin"
" Nereye"
" Eve"
" Mert bunu tek başına yapman daha iyi olur"
" Neden"
" Eve gelirsem sanki seni ben doldurmuşum da benim yüzümden bu hale gelmiş gibi olur. Öyle düşünürler yani"
" Ne düşündükleri umrunda mı"
" Değil ama hala babanın okulunda çalışıyorum."
" Senin varlığını hissetmek iyi olurdu"
" Ben senin yanındayım zaten. Ama bu aile mevzusu. Tek başına halletmen lazım"
" İyi peki gidip yüzleşelim."
" Aferin sana söz dinlediğin için"

Mert buruk bir gülümseme ile yerinden kalkıp hazırlandı. Sonra arabaya binip gittiler. İpeğin evinin yakınlarında bırakmıştı mert onu oysa ki okulun oradaki otobüslerin orda indirmesini istemişti ipek ama eve kadar getirdi mert onu. Arabadan inerken motive edici bir şeyler söylemek istedi.

" Sen tanıdığım en cesur insanlardan birisin tamam mı. Git yüzleş. Asla korkma. Bizi yanında hisset"
" Sağol"

İpeğin yanından ayrıldıktan biraz sonra evinin bahçesine giriş yapmıştı. Korkmuyordu ama endişeliydi ve heyecanlıydı biraz. Ne diyeceğini bile bilmiyordu açıkçası. Eve girince annesi koltukta oturuyordu babası ise çalışma odasındaydı. Annesi geldiğini görünce ayaklanıp sarılmak istedi mert ise ellerini dur şeklinde hareket ettirdi.

Küçüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin