Mert fatihin o fatih olduğunu anladığında kendini çok zor tuttu yakasına yapışıp hesap sormamak için. Kafasındaki bazı resimleri birleştirince her şey yerine oturmuştu. İlk gün onu gördükten sonra acı çekip harabeye gidip ağlamıştı, geldi dediği kişi de fatihti. Odadaki yüz ifadeleri falan derken hepsi oturmuştu kafasında. İpeğin neden söylemediğini anlamaya çalışıyordu. Bilmeden ipeğin muhabbetini döndürmüştü onunla büyük rezillikti.
Tolganın gelişiyle kendine gelmişti.
" Noldu abicim kalakalmışsın"
" Fatih.. İpeğin eski sevgilisiymiş"
" Hangi fatih"
" Hoca"
" Nee. Oha. Nasıl öğrendin"
" İpeğin annesiyle konuşuyorlardı sordum eski sevgilimin annesi dedi"
" İpek de haliyle biliyor"
" Tabiki biliyor. Söylemedi bana"
" Sakin ol abicim tamam mı. Onun için de kolay değildir"Tolganın yanından ayrılıp ipeğin odasına gitti. Odada tek başına oturuyordu. Mertin tepkisiz yüzünü görünce ne olduğunu merak etmişti. Yerinden kalkmasına fırsat vermeden dizlerine kapandı mert. Kafasını iki bacağına koydu.
" Bana niye söylemedin"
" Neyi. Mert ne oldu"
" Fatihi"İpek o an anladı verdiği tepkiyi. Ne diyeceğini bilmiyordu o da kafasını mertin kafasının üstüne koydu ve ağlamaya başladı.
" Diyemedim. Ama çok istedim. Kıvrandım da diyemedim"
" Benim göğsümde onun için mi ağladın"
" Onun için değil onun bana yaşattıkları için."Kafasını kaldırıp ipeğin yüzüne baktı. İkiside dolu dolu bakıyorlardı.
" Bana baktı o adam. Yüzüme güldü. İçimize girdi. Burda senin odana girdi. Senin yüzüne baktı."
" Bana acı dan başka bir şey veremez merak etme."
" Merak ettiğim konu o değil. O çok beklediğimiz ve korktuğumuz an gelecekti. Oğuzu sordu mu"
" Evet."
" Ne dedin"
" Aldırdım dedim. Kalkıp ona al bu senin oğlun diyecek değilim. Ona bu iyiliği yapmayacağım."
" Anladım. Sen nasılsın çok canını sıktı mı"
" O sandı ki ben hala o bıraktığı ipeğim. Tokat gibi verdim cevabımı. O benim canımı sıkamaz artık. Yani senin düşündüğün gibi bi durum olmaz merak etme"
" Etmiyorum hayır etmiyorum. Ben sana güveniyorum. Sen bizi üzecek bir şey yapmazsın"Mertin kafasını göğsüne bastırmıştı. Sırılsıklam âşıktı bu koca çocuğa. Elleriyle gözyaşlarını sildi mertin.
" Bizi biliyor mu peki"
" Bir sevgilim olduğunu biliyor ama adının mert olduğunu biliyor mu bilmiyorum. Çiçek gönderdiğin gün kartta masadaydı. İsmini görmüş olabilir bilmiyorum"
" Anladım. Dikkat edelim o zaman. Anlarsa sıkıntı yapar. Şikayet eder"
" Aynen. Kavuştuğumuz tek yerde de ayrı kalacağız"
" Olsun. Sen biz oğuz iyi olalım. Az kaldı okulun bitmesine. Sonra bizi çok güzel günler bekliyor"Ayaklarının ucuna kalkıp merti dudağından öpmüştü. Odadan çıkıp sınıfına geçti ve kafasında düşüncelerle derslere girdi. Ne yapacağını bilmiyordu.
İpek ise odasına koltuğuna oturdu kaldı. Mertten bu kadar olgun bir tepki beklemiyordu. Yine bağırış çağırış ufak ayrılıklar bekliyordu ama beklediği gibi olmadı. Artık içindeki o sıkıntı da gitmişti. Mert gerçeği biliyordu.
Okul çıkışı arabada ipeği bekliyordu mert. O gelmeden önce fatihle gizem geliyordu. Yanından geçerken selam verdiler mertte kafa selamı verip oralı bile olmadı. Elinde fırsat olsa fatihin yüzünü dağıtırdı. Çok geçmeden ipek de gelmişti. Ama serenle birlikte gideceğini söyledi. Mertte onları çok tutmadan evine geçti. Seren ve ipek okuldan biraz uzaklaştıktan sonra ipeğin mahallesine gelince ayrıldılar. Hava kararmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçüğüm
ChickLitİmkânsız gözüyle bakılanlar belki de bakıldığı gibi imkansız değildir. #Rehberlik 1. 30.11.2021 #Ders 2. 11.05.2022