32

496 8 0
                                    

" Bunun ne işi var burda ya"
" Ne olucak bana inat takıma girmeye çalışıyor piç"
" Sen sakin ol sen varken hoca takıma almaz onu"
" Umarım da almaz"

Okulun büyükçe bir spor salonu vardı. Okul takımı ve takıma girmek isteyenlerin arasında yapılacak bir maçtı. As takımda mert ve tolga varken takıma girmek isteyenlerde ise gürcan vardı. İki takımda saha kenarından ortaya gelmiş tribündekilere selam veriyordu. Biraz sonra takımlar ayrılmış hocanın düdük sesini bekliyordular. Düdük sesini duyunca maç başladı.

İpek maça biraz gecikmişti. Maçın biraz ortalarına yetişebildi anca. Maç ise olabildiğince sert geçiyordu. Daha gol olmamıştı. Saha kenarında elinde kalem kağıtla takıma girmek isteyen öğrencileri değerlendiriyordu arif hoca. Top bir anda mertin ayağına geldi. Önündeki rakiplerini bir bir geçip kalenin ortasına doğru bir pas gönderdi. Gelen topa gelişine vurdu tolga ve kale direğine çarpıp gol olmuştu. Küçük bir sevinçten sonra oyun başlamıştı. Maçın son dakikalarına girilmişti. Kalecinin uzun pası sonucu mert hızlı bir şekilde hareket edip topu ayağına almıştı. Kendi sahalarından rakip sahaya hızlıca geçerken arkasından hızlıca gelen gürcan ayağıyla mertin önünü kessede mert hızlı davranıp üstünden zıplayınca gürcan sadece bakakalmıştı. Ve çok ilerlemeden uzaktan bir şutla gol atmıştı. Ama mert gole sevinmek yerine yaptığı hareketin hesabını sormak için gürcanın yanına giderken takım arkadaşları önünü kesmişti.

" O ayağına hakim ol benim canımı sıkma. Gerizekalı. Adam gibi oynasana"
" Noldu canım ayağına bir şey olur diye korktun mu"
" Ben ondan korkmam aslan parçası o hareketlerine dikkat et"
" Etmezsem nolur lan"
" Bak dua et söz verdim yoksa sana napacağımı biliyorum ben"
" He sevgiline verdiğin sözden bahsediyorsun tamam. Ama keşke bana dinlettirseydi o sözlerini."
" Sen kimsin ki lan orospu çocuğu sen kimsin"
" Elinden alacağım onu sen merak etme"

Mert bu sefer onu tutmalarına rağmen çok sert davranıp gürcanın yanına gidip yumruk atmak istedi ama sadece geriye itebilmişti.

" Düzgün konuş sikerim belanı"
" Bırakın ya gelsin bırakın"

Ortamı güçlükle ayırmıştılar. Mert hızlıca saha kenarına gelip üstüne polarını alıp salondan çıkıyordu. İpek ise olayın başından beri korkarak tribünden onları izliyordu mertin çıktığını görünce o da peşinden çıktı.

Mert soyunma odasından çıkınca kapının ilerisinde ipeği gördü. İpek mertin yanına gelince yüzünün hem sinirli hem de ağlamaklı olduğunu gördü.

" Mert "

Mert sadece ipeğe bakıyordu.

" Ne oldu"

Etrafına bakıp kimsenin gelmediğini görünce ipeğe sarıldı sıkıca.

" Sen benimsin anladın mı"
" Niye ağlıyorsun"
" Ben seni çok seviyorum."

İpek de merte sarılmıştı.

" Ağlayacağın ne oldu"
" Beni bırakma olur mu. Beni lütfen bırakma. Ben her şeye dayanırım ama sensizliğe asla."
" Bırakmam. Ama sende ağlama."

Tolganın geldiğini görünce birbirlerinden ayrıldılar.

" İyi misin"
" Eve gidiyorum"
" Dikkat et"

" Nereye gidiyorsun"

İpeğin sorusunu duymamazlıktan gelip yanlarından ayrıldı mert.

" Gitme üstüne gitsin bırak"
" Orda ne oldu tolga. Neden ağladı"
" Gürcan işte"
" Ne gürcan işte. Ne dedi"
" Gürcan tahrik etti ama mert dedi söz verdim dua et yoksa biliyorum sana yapacağımı."
" Eee"
" Gürcan da dedi işte keşke bana söz verdirtseydi diye mertte sinirlendi bir şeyler söyledi o da dedi ki elinden alacağım onu sen merak etme sonra birbirlerine girdiler"
" Ya ben napcağım."
" Mertin yanında ol."
" Offfffffff"

Küçüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin