47

381 8 2
                                    

Günler geçip gidiyordu. Tatil bitmiş okul zamanı gelmişti. Mertin, tolganın, edanın artık kazanması gereken bir üniversite sınavı vardı. Bunun için çok çalışmaları gerekiyordu. Okulun ilk günü son sınıf olmalarının verdiği rahatlıkla geç girmiştiler. Bu sene okulda ipeğin çok tanıdığı olacaktı. Seren okulun sekreterliğine girmişti. Müdürün yanında çalışıyordu. İpek erkenden okula gelmiş odasında oturuyordu. Okula yeni bir rehberlik öğretmeni gelecekmiş. Tanışmak için onu bekliyordu. Mert diğerlerinden erken gelip sınıfına çıkacakken ipeğin odasına uğrayıp sürpriz yapmak istedi. Kapıyı aralayınca sevdiği kadın içerde önünde ki defter de bir şeyler okuyordu. İpek merti görünce güleryüzü ortaya çıkmıştı.

" Koca bebeğim nihayet"
" Trafik vardı hayatım ondan. Erken gelecektim"
" Otur gel"
" O kadar gelmek istemedim ki anlatamam ya"
" Neden"
" Evde yatmaya alıştım ondan kalkmakta zorlandım biraz"
" Bu sene artık erken kalkacaksın. Okula gelip sonra gidip ders çalışacaksın. Senin için zor ve en önemli sene"
" Ben nelere çalışacağımı bilmiyorum. Birlikte gidip kitap falan bakalım mı bugün"
" Olur gideriz tamam"
" Ben çıkayım sınıfa, sen napacaksın"
" Yeni rehberlik öğretmeni gelecekmiş onu bekliyorum"
" Anladım hayatım görüşürüz"

Odadan çıkıp sınıfına geçti mert. Tolga ve eda sırada oturmuş konuşuyordu. Tolga merti görünce üstüne atladı resmen.

" Ya sakin ol oğlum ya allahtan 2 hafta görüşemedik"
" Oğlum seni çok özledim lan"
" Ben de özledim de üstüme atlama amk koca adamsın"
" Kalbimi kırıyorsun"

Tolgadan ayrıldıktan sonra edaya selam verip yerine geçti mert. Bu sene tolga eda ile oturacak mert ise tek oturacaktı. Kendi aralarında muhabbete dalmışken içeri bir kız öğrenci girdi. Sarışın mavi gözlü tatlı mı tatlı bir kızdı. Kendine boş yer aradı ve tek boş yer olan mertin yanını buldu. Mert telefonuyla ilgileniyordu görmemişti onu.

" Merhaba" dedi elini merte uzatarak. Mert sesi duyunca kafasını kaldırıp kıza baktı. Sert bir tavırla merhaba dedi elini sıkarak.

" Yanına oturabilir miyim"
" Geç tabi buyur"

Cam kenarına geçmişti kız mert ise sıranın bitimine yakın oturuyordu uzakta duruyordu.

" Gizem ben"
" Mert"
" Memnun oldum"
" Bende. Yeni mi geldin"
" Evet. Başka bir okuldaydık fakat abim buraya atanınca bende buraya kayıt oldum"
" Abin öğretmen mi"
" Evet rehberlik öğretmeni"
" Anladım"
" Nasıl bir okul burası"
" Klasik bir okul işte ya. Her türlü öğrenci mevcut"
" Anladım."

İpek penceresinin kenarlarında ki menekşelerini sularken kapısı açıldı birden. Arkasını dönmesiyle karşısındaki adamı görünce donakalmıştı. Fatihti. Fatih ipeği görünce gülümsedi. İpeğin kalbi fırlayacak gibi atıyordu. Buz gibi sesi ile seslendi fatihe.

" Fatih "
" Hoşbulduk ipek"

Fatih kapıyı kapatıp içeri girdi.

" Senin ne işin var "
" Yeni rehberlik öğretmeniyim ipek ne işim olucak"
" Ne"
" Ne o beni gördüğüne pek sevinmedin mi"
" Sevinmedim tabi ki bu nasıl bir soru"
" Sinirini anlıyorum ama şu an okuldayız işteyiz."
" Neden bu okul"
" Özel bir sebebi var tabiki"
" Ne gibi"
" Bütün istanbulda seni aradım. Seninle oturup bir kez konuşmak için"
" Sen bu yüzü nerden buluyorsun ya. Oturucakmış konuşucakmış. Mümkünse bana selam dahi verme. Mesai saatlerinde işini yap"
" Haklısın. Peki. Şu an bana okulu gezdirmen gerekiyor ama"

İpek oflayıp püfleyip önden önden çıktı odadan. Fatih çıktıktan sonra da kapısını kitledi. Sırayla okulu gezdirdi. Müdürün odasına götürünce seren ipekle fatihi yan yana görünce hayalet görmüş gibi baktı ikisine de. Bu görüntünün gerçek olduğunu anlayamadı ilk bakışta. Fatih serenin yanına gelip selam verdi.

Küçüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin