29

479 11 0
                                    

Akşam olmak üzereydi. İpeğin midesinden hala bir şey geçmemişti. En son mertle yedikleriyleydi. Tolga elinde tost ve kahve ile kantinden geliyordu.

" Al bakalım. Boğazından bir şey geçsin. 2 gündür bir şey yemedin"
" Canım istemiyor tolga sağol"
" Öyle bir şey yok. Kendine acı çektirmene izin vermeyeceğim. Durumu iyi işte. Böyle yaparak ona yardımcı olmuyorsun. Sen iyi ol ki o da olsun"
" Ne bileyim ya. Gözlerini açmadı daha kaç saat oldu"
" Açacak. Biliyor ki dışarda bekleyenleri var. O bizi üzmez merak etme"
" Yanına girmek istiyorum aslında"
" Tamam biraz şunlardan ye ben doktora sorayım"
" Peki"

Elindekileri ipeğe verip doktorun odasına gitti tolga. Tosttan biraz yemiş kahveden de 2 3 yudum alıp bir yere koymuştu. Çok geçmeden bir hemşire ile gelmişti yanlarına tolga.

" Kim girecek yanına"
" Ben girmek istiyorum"

Annesi koşa koşa geldi yanlarına.

" Bende girmek istiyorum"
" Malesef hanımefendi sadece bir kişi alabiliyoruz"
" Annesiyim ben girmek benim hakkım"
" Karar verin o zaman"

" Benim girmem onun içinde iyi gülçin hanım. Sesimi alacaktır."
" Annesi varken ne münasebet. Siz sadece öğretmenisiniz. Bense annesi "
" Ben sadece öğretmeni değilim hanımefendi."
" Açık açık diyorsunuz ki sevgilisiyim girmek benim hakkım"
" Bu sizi ilgilendirmez. Mert benim girmemi isterdi."
" Annesi varken neden seni tercih etsin bu ne biçim laf"
" Onun her zaman yanında olan kişi benim çünkü. Biziz. Oğlunuzu düşünmenizi anlıyorum ama bu zamana kadar aklınız nerdeydi."
" Mert sizi tanıdığı için bu halde. Unutmayın bunu lütfen"
" Bu durum benim hoşuma gidermiş gibi konuşmayın. Onun yerinde olmak için her şeyi yaptım. Ama kendisi istemedi. Bilip bilmeden yargılamayın."

Annesiyle laf dalaşına girerken mertin odasının camından onu izleyen tolga bazı hareketlilik gördü mertte.

" Açtı gözünü açtı. Mert gözünü açtı kardeşim benim"

Hepsi birden cama yapışıp içeriyi izliyordu. Hemşire odaya girip durumunu kontrol etmişti. Tolga camdan bakmakla yetinmemiş içeriye girmek istiyordu. Kapıyı aralayıp hemşireye sordu girebilir miyim diye ama hemşire olmaz dedi.

" Doktor gelsin kontrol etsin o söyler size. O demeden içeriye girmeyin lütfen. Hastanın sağlığı için"
" Peki"

İpek camdan merte bakıyordu. Gözleri yaşlı içi sevinç dolu. Mert parmaklarını yavaş yavaş kaldırarak merhaba demişti.

" İpek gördün mü bak hareket ediyor selam veriyor."
" Gördüm. Çok şükür"

Bakışmalar devam ederken doktor girdi içeri. Merti kontrol ettikten sonra konuşmaya çalıştı. Net kelimeler çıkarmasada yine de anlaşılıyordu dedikleri. Doktor mertin yanından çıktıktan sonra yanlarına geldi.

" İpek kim"

" Benim" dedi ipek öne atlayarak.

" Sizi görmek istiyor"
" Tamam"
" Yormayalım ama olur mu çok fazla kalmayın"
" Tabii ki"

Annesinin yüzü düşmüştü. İpek hemen içeri girip mertin yatağının ucuna oturmuştu. Mert yavaştan ellerini kaldırdığında ipek tutmuştu ellerini.

" İyi misin"
" Ağrılarım var. Sen yorgun gözüküyorsun dinlenseydin"
" Sen bu haldeyken nerde dinleneceğim. Ben şu an dinleniyorum işte. Gözlerini açtın konuşuyorsun iyisin ya benim için yeterli."

Bu cümlesi güldürmüştü merti hoşuna gitmişti aslında.

" Kim var dışarda"
" Tolga, kızlar,annen"
" Babam"
" Dün akşam burdaydı sonra gitti"

Küçüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin