62

609 11 0
                                    

" İnternet niye yavaş ya bu kadar"
" Bizden başka milyonlar giriyor aşkım sakin ol"
" Ya öyle de ne biliyim"

Ekran başında biraz bekledikten sonra ekran açıldı. Mert ekrana bakmadan ardını döndü. Ailesi, ve ayşe de onlarla birlikteydi. Bu heyecana ortak olmak istemişlerdi.

" Ne oldu olmuş mu"

Diğerlerinden ses çıkmadı.

" Ya ne oldu söylesenize. Tutmamış değil mi hiçbir yer"

İpek heyecandan ve mutluluktan bağırdı resmen.

" Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği"

" Neeeeeeee"

Yerinde zıplıyordu mert duramıyordu. İlk olarak anne babasına sarıldı. İlk heyecanını onlarla paylaştı.

" Afferin sana be. Oh rahatladık nihayet"
" Aslan oğlum benim"

Sonra ayşe sarıldı merte. En sona ipek kalmıştı. Birbirlerine sıkıca sarılmıştılar.

" Kaldım, burdayım"
" Başka bir ihtimalin mı vardı :))))"
" Yoktu."

Onlar sarılırken oğuz da koşarak onlara doğru geldi.

" Beni de alın, beni de alın"
" Gel bakalım burayaaaaaa"

Mert onu da kucağına alıp ipekle sarılmıştılar. Aileydiler artık.

6 YIL SONRA

6 yıl geçmişti aradan. Bu 6 yıl herkesin hayatını değiştirmişti. Mert bu süreçte okulunu bitirip askere gidip gelmişti. Tolga ve eda okullarını yurtdışında okuyup orda yaşamaya karar vermişlerdi. Serenin bir kızı olmuştu. İpek ve mert 6 yıl önce birlikte yaşamaya gerçek bir aile olmaya karar vermişlerdi. İstanbulun en güzel yerinde yeşilliklerin içinde babasının merte verdiği güzel bir villada yaşıyorlardı. İpek bu evi istemese de mert oğuzun rahatlığı için istemişti. Ve zamanla ipek de alışmıştı bu eve.

Bugün mert askerden geleli 4 ay olmuştu. Ve gelir gelmez babasının şirketine çağırıldı. Babası artık emekli olmak istediğini, bu işlerden elini ayağını çekip, aile yadigarı bu şirketi merte teslim etmek istediğini söyledi. Mert kabul etmedi. Onun hala çalışması gerektiğini düşünüyordu ama mustafa kararlıydı. Mert de bu kararı zorla da olsa kabul edip şirketin başına geçmişti. Yeni patron artık Mert Kozoğlu idi. Genç makina mühendisi bu aile yadigarı şirketi canlandıracaktı. İpek o akşam oğuzun ödevlerine yardım ederken mert bütün bir coşkuyla içeri girip onlara sarıldı.

" Baba ne oldu"
" Kozoğlu artık bana emanet"

İpek duyduğu bu cümleyle şaşırmıştı.

" Nasıl yani"
" Babam emekliye ayrıldı. Şirketin yeni patronu benim artık"

İpek mertin boynuna atladı sevincine ortak olmak için.

" Tebrik ederim aşkım"
" Sağol hayatım. Ee siz napıyorsunuz"
" Oğuzun ödevi var fakat yapmıyor. Ben ise onun başında zorla ödev yaptırıyorum"

Mertten bir tepki bekliyordu oğuz ama tam tersi destekledi.

" Sıkıcı sıkıcı ödev mi yapacak şimdi. Boşver. Gel bakalım seninle şu geçen ki maçın rövanşını oynayalım"
" Oleyyyyy"

İpek ne yapıyorsun der gibi baksa da mert yanağından makas alıp koltuğa geçti.

" Anne ben acıktım"
" Bende acıktım ya"
" Siz oyun oynayın bende size yemek hazırlayayım mı dememi bekliyorsunuz"

Küçüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin