8

1.2K 21 4
                                    

Disiplin kurulu toplanmıştı. Gürcan,mert ve tolga kapıda bekliyorlardı. Gürcan rahat durmadı elbette ki.

" Ne oldu mert bey ilişkinizi açıkladım diye pek bir gerginsiniz. Korkma bu kadar ya."

Gürcanın üzerine yürüyecekken tolga merti tuttu.

" Götünden şeyler uydurarak insanları karalama. Okuldayız diye bir şey yapmıyorum. Ayağını denk al"
" Hadi ya"

İpek merdivenlerden gelip gergin bir yüzle kimsenin suratına bakmadan kapıyı çalıp içeri girdi. Ortada bulunan sandalyeye oturup yöneltilen soruları cevaplıyordu.

" Mert ile bir ilişkiniz var mı ipek hanım"
" Elbette yok. O benim öğrencim."
" Gürcanın iddiasını biliyorsunuz. Okul çıkışında mert sizin elinizi tuttu mu"
" Hayır tabi ki."
" Diyeceğiniz başka bir şey var mı"
" Yok. Yazılı açıklamamda yazdığım gibi her şey. İkisi de benim öğrencim. Aramızda öyle bir şey olamaz."

Müdür kapının önündeki çocuğa "gürcanı çağır" dedi. Çocuk gürcanı içeri çağırdı. Kapıya yakın bir yerde durdu ve soruları bekledi.

" Odada bana anlattığın her şeyi anlat bakalım. Disiplin kurulu da duysun"
" Dediğim gibi mert ile ipek hocayı el ele gördüm. Mert elinden tutup hızlıca gidiyorlardı. Bakışlarını yakaladım mertin ona karşı."
" Bu yüzündeki morluklar da mert mi yaptı."
" Evet"
" Nasıl oldu"
" Çıkışta biz karşılıklı konuşurken ipek hoca geldi bir anda. Gitmesini söyledim. O ara bir arbede olunca mert ipek hocayı arkasına alıp bana saldırdı"
" Başka bir şey"
" Yok hepsi bu kadar"

İpek sinirlenip müdahale etti.

" Siz ne saçmalıyorsunuz allahaşkına. Yok elimden tutmuş yok bakışmışız. Gürcanın böyle konuşmasına izin vererek onun da zarar görmesini sağlıyorsunuz."
" Burda bir iddiayı sorguluyoruz ipek hanım."
" Bu ne biçim sorgulama. İftira atarak."
" Göreceğiz şimdi."

Merti içeri aldılar bu sefer. Mertte ipeğin sağ tarafına geçip sorulacak soruları bekliyordu.

" Anlat bakalım. Şu geçen ki okul çıkışındaki olayı."
" Beni arayıp okul çıkışında beklememi söyledi. Arka sokakta bekliyorken geldi. Birbirimize diklenirken ipek hoca geldi. Ortamı dağıtıp bizlere evimize gitmemizi söyledi. Dinlemedik. Gürcan onu tehdit edip belinden bıçağı çıkarıp ona karşı salladı. Ben de erken farkederek ipek hocayı korumak için arkama alıp eline bir tekme atıp bıçağı düşürdüm. Sonra da o anın siniriyle yumruk atmaya başladım."
" İpek hanıma bıçak çekti yani"
" Evet. Yoksa müdahale etmezdim"
" El ele tutuşmuşsunuz"
" Şok olmuştu bende onu o ortamda uzaklaştırmak için bileğini tutup uzaklaştırdım. Elini tutmadım."
" Ne farkı var."
" Sevgili olmadığımıza inanmanız için söylüyorum. Eğer elini tutsaydım şimdi de tutardım."
" İpek hanımı seviyor musunuz"
" Sorduğunuz anlamı anlayabilecek yaştayım. Aşık değilim."

Bu sefer de olayın dördüncü şahidi tolgayı içeri çağırdılar. Tolga da mertin anlattığının aynını anlatınca kurul toplantıyı bitirme kararı aldı.

" Tamam çıkın dışarı. Karar şahsınıza yazı ile bildirilecek."
" Beni dinliyor musunuz. Geldiği ilk günden beri aramızdaki gerilim dinmek bilmeyen bunlara rağmen benim adam olmam için elinden geleni yapmaya devam eden bu kadına adaletli davranmak zorundasınız. Her öğretmenin yaptığı gibi ilgilendi benimle,onunla,hepimizle."
" Bunu sana sormayacağız çıkın dışarı."

Sinirle dışarı çıktı mert ve gürcan. İpek odada kalıp bir şeyler söylemek istedi ama kurul yeteri kadar dinlediğini belirtip dışarı çıkmasını söyledi. Odadan çıkınca tolga ve mert kapıda onu bekliyorlardı.

Küçüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin