Serbest Düşüş

4- İşte büyük balık geliyor.

⋆She gets everything she wants
When she gets me alone.⋆

Son derse girmek üzere fizik sınıfının önünde dikiliyordum.

"Lorenzo ve Rush çok kolay oldu," dedi Lori düşünceli bir tavırla. "Ama Aaron olmayacak."

Şimdiye kadar Lori'nin taktikleri kusursuz işlemişti. Üstelik Rush ve Lorenzo on ikinci sınıflardaki en ulaşılmaz çocuklar olarak görülüyordu. Lori sayesinde onların bile dikkatini çekebildiğime göre, grubun üçüncü üyesi de o kadar zor olmamalıydı.

Dudaklarımı büzdüm. "Lori Chant'in şifresini çözemediği bir erkek mi var yoksa bu evrende?"

"Daha çok, sürekli olarak değişen bir şifre var diyelim." Dalgın bir tavırla yanağının içini kemirdi. "Dediğim gibi. Aaron kolay olmayacak. Deney yaparken suratına bakmadığın için peşine takılacak bir çocuk değil."

Kendi kendine gözlerini devirdi.

"O zaman plan ne?"

İtiraf ediyorum, eğleniyordum.

Lori birkaç saniye daha dalgın dalgın zemini izledi.

"İyi haber, Aaron da senin gibi inek. Derslerini önemsiyor. Tuhaf bir şekilde," diye mırıldanarak ekledi. "Eğer o kafeye gelmesi için derslerle ilgili bir sebebi olursa gelecektir."

Başımı salladım. "Yine öğrenci grup listesinde sahtecilik mi yapıyoruz?"

"Kesinlikle."

Zilin çalmasına birkaç dakika daha vardı ve fizik sınıfı bomboştu.

Lori fizik öğretmeninin masasının üzerindeki kağıtları aceleyle karıştırdı. Okulun sürekli grup ödevi vermesinden normalde nefret ederdim çünkü düşünsenize, Rush gibi birinin "ödev" yapma ihtimali neydi? Ben size söyleyeyim, Donald Trump'ın cinsiyet değiştirme operasyonu geçirmesi ihtimalinden bile daha düşüktü.

"Sizin okulun acilen bilgisayarlı sisteme geçmesi gerekiyor," diye mırıldandı Lori, bir yandan da kağıdı düzenliyordu.

"Leonard ve Gary, hmm," diyerek onların da isimlerinin üzerini karaladı. "İsimleri kulağa son derece gey geliyor. Şu an haberleri yok ama onları gelecekteki partnerleriyle eşleştiriyorum."

Başımı onaylamayarak iki yana salladım ama gülmeden de edemedim.

Zil çaldığında ben çoktan arka sıralardan birine oturmuştum ve Lori de pencerenin yanındaki duvara yaslanmıştı. Birden hareketlendi.

"Ve işte büyük balık geliyor."

İçeri giren Aaron'dı.

Lorenzo egzotik, Rush karizmatikti. Aaron'sa daha çok... soğuktu, sanırım. Saçları altın sarısıydı, yanları kısa ve ortaları daha uzun olup hafif dağınık bırakılan o havalı erkek saç modellerindendi. Gözlerinin mavinin çok açık bir tonu olduğunu bu mesafeden bile kolayca görebiliyordum.

Yakışıklılıkta üçünün de birbirinden aşağı kalır yanları yoktu. Ama hepsi farklı güzelliklere sahipti. Arkadaşlarımdan birkaçının daha önce Lorenzo veya Rush'a kapıldığı olmuştu. Sanırım bunun sebebi de onların sıcak iklim gibi, yani ne bileyim, güneşin altında saatler geçirdikten sonra plajda içilen soğuk limonata gibi olmalarından kaynaklanıyordu. Bu gibi benzetmeleri genelde arkadaşlarım yapardı ama okulun hemen hemen tamamının böyle düşündüğünü biliyordum. Dedikodu ağı hiçbir şeyi kaçırmazdı.

Aaron öyle bir tip değildi. Okul koridorlarında, kantinde ve yemekhanede arkadaşlarıyla onu sık sık görürdüm. İnsanın aklına öyle rahatlatıcı şeyler getirmiyordu. Daha çok insanı geren bir havası vardı. Bunu da göz rengine bağlıyordum ben gerçi.