42- Bugün kimseyi bıçaklamadım.

1.2K 90 63
                                    

Helloo! İki haftalık kısa bir aradan sonra tekrar hepinizi selamlıyorum :) Okullar açılıyor, umarım çok mutsuz değilsinizdir :D

Beybiler, iki hafta ara verip sonrasında son birkaç bölüme göz gezdirince içime pek sinmediğini fark ettim. Son birkaç bölümü biraz düzenleyeceğim (en yakın zamanda). Temel olay örgüsüne dokunmayacağım, diyaloglar, betimlemeler vs. biraz değişecek. Tekrar okumanıza gerek olursa yeni bölüm açıklamasında belirtirim zaten.

Bu konuda/genel akış hakkındaki fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum =) İyi okumalar!

⋆Under a spell you're hypnotized (ooh)

Darlin', how could you be so blind?⋆

Aaron'la dışarıda bir şeyler yiyip evde ders çalışmayı planlıyorduk. Bu planı gerçekleştirdik de. Yani, sayılır.

Yemek kısmında her şey olağan gitti. Beni çatlayana kadar güldürdü. Masanın altından bacağımı okşadığı için ne yaptığımın farkında olmadığım bir anda daha yavaş yemezsem boğulacağım konusunda beni uyardı. Ben de onu, elini çekmezse bir daha bu mekana adım atamayacağımızı söyleyerek uyardım.

Ders çalışma kısmı da iyi gidiyordu. Ellerimizi birbirimizden uzak tutamıyorduk ama en azından Aaron da benim kadar inekti ve bir buçuk saatin sonunda ertesi günkü kimya quizini iyi notlarla geçecek kadar şey öğrenmiştik.

Annem beni Daisy'nin evinde ders çalışıyor biliyordu. En azından çalışma kısmı doğruydu.

Rush yarım saat önce Aaron'a evde değilsek eve ışınlanmamızı, hayati bir durum olduğunu söyleyen bir mesaj atmıştı.

Aaron mesajı okuyunca gözlerini devirmişti. "Gece yarısından önce gelmemelerini umuyordum. Kahretsin."

Saat ona doğru daire kapısı telaşla açıldı ve bir çift avanak yanımıza, kanepeye koşturdular.

"Ne oluyor-"

"Evreka, chica, evreka!" diye bağırdı Lorenzo.

Aaron'ın yarı kapalı göz kapakları bezginliğini yansıtıyordu.

"Ne bulduğun zerre kadar umrumuzda değil. Kaybolun."

Rush ayıplarcasına cık cıkladı. "Hayatım, elimizdeki şeyi öğrenince bu lafların yüzünden çok pişman olacaksın."

"Rush, içindeki gey olma potansiyelini bir daha bana yansıtırsan yemin ederim-"

Lorenzo adeta davayı yöneten bir ceza hakimi ciddiyetiyle el çırparak onu susturdu.

"Çok önemli bir konumuz var şu an. Senin boyalı kafa hayalete de mesaj attık. Gelmedi mi hâlâ?"

Daire kapısı tekrar açıldı ve bahsi geçen sarışın içeri daldı.

"Geldim!"

Ellerindeki alışveriş torbalarını sallıyordu.

Ayağıyla kapıyı kapattı.

Torbaları yanımızdaki gri kanepeye bırakırken bal gibi bir sesle şakıdı. "Umarım dediğin kadar önemli bir şeydir. Bugün kimseyi bıçaklamadım. Neden sen ilk olmayasın?"

Boylu poslu ve yapılı Latin Amerikalı çocuk ona tepeden tepeden, küçümser gibi baktı.

"Beni bıçaklarsan insan hakları örgütleri kapında kamp kurar."

"Belki hayvan hakları örgütleri. Maskotları sensin sonuçta."

Lorenzo bana ağlayacak gibi baktı.

Serbest DüşüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin