26- İstersen pizzacıyı satın alabilirim-

1K 90 11
                                    

helllöö

nihayet bölüm yazabildim, o da bir saatlik zaman YARATARAK

umarım beğenirsiniz. multi koymaya zaman bulamadım valla. oy verip yorumlayın da neşeleneyim.

öpücükss :*

*

"Artık kendinize gelir misiniz? Bunalmaya başlıyorum," dedi Lori parmaklarını sabırsızca dizine vurarak.

Kolunu tutmaya devam ediyordum ve çocuklar onu hâlâ görebiliyorlardı.

"Biz öğlen yemekte ne yedik?" diye mırıldandı Lorenzo Lori'ye diktiği kocaman açık gözleriyle.

Rush da gözlerini Lori'nin üzerinden çekemiyordu. "Sanırım yemekhane pudingimize ekstazi karıştırdı."

Lorenzo aniden aydınlanmış gibi başını hızla iki yana salladı.

"Vay canına. Bu kadar kuvvetli olabileceğini düşünmezdim. Nasıl üçümüz de aynı halüsinasyonu görüyoruz?"

Aaron Lori'yi temkinle izleyen gözlerle mırıldandı. "Halüsinasyon falan görmüyoruz."

Lori parmaklarını şıklatıp sırıttı. "Grubun akıllısı hiç değişmiyor."

Omuz silktim. "En azından bayılan olmadı. Lorenzo konusunda şüpheliydim."

"Hayatımda bayılmak için daha iyi bir an olamaz aslında."

Parmağımı tehdit edercesine salladım.

"Sizi uyardım. Bayılan olursa olduğu yerde bırakıp kendi kendine uyanmasını umacağım."

Rush gözlerini ovuşturup uyanmaya çalıştı. Tabii ki başaramadı.

"Şu an önümüzde bir şey mi..."

"Hayalet duruyor," diye tamamladı Lori havadan sudan bahseder gibi.

Rush kaşlarını kaldırıp başını yavaşça salladı.

"Pekala. Mantıklı. Ben ikna oldum."

"Her ne kadar sormaya korksam da..." diye başladı Aaron tereddütle. "Nasıl oldu bu? Nasıl..." Genzini temizledi. "...öldün ve şu an karşımızda bir hayalet olarak duruyorsun?"

"Böyle mantıklı soruları hiç sormayacaksınız diye korkuyordum," dedi Lori. Dudaklarını ıslattı. "Bir partideydim. Eğleniyordum. Bir şeyler içtim, midem bulandı ve... Voila. Görünmez bir hayalettim." Sinirle alt dudağını çiğnedi. "Bu alçaklığı yapan kişiye gelirsek... Kyle. Çok yüksek ihtimalle."

Aaron bu bilgiyi kafasında evirip çevirdi. Buz mavisi gözler şüpheyle ve şaşkınlıkla kısıldı.

"Demek biz depoda senin cesedini arıyorduk!"

Rush ve Lorenzo birbirlerine aptal aptal baktılar.

"Dostum, bu kadar kısa sürede bu bilmeceyi nasıl çözebildin?" diye sordu Rush.

"Beynini kullanmıştır," dedim sevimli sevimli. "Siz de bu konuda pratik yapmaya başlasanız iyi olacak."

"Hah," diye keyifsizce güldü Lorenzo. Olayı kendisi çözemediği için biraz üzülmüş olmalıydı. Ama morali aniden yerine geldi ve öne eğilip Lori'ye meraklı meraklı baktı.

"Öbür taraf nasıl? Cidden yaptıklarımız için cezalandırılıyor muyuz?" Bir an durup düşündü. "Gerçi durum öyle olsaydı sen şimdiye çoktan cehennemin en lüks süitinde çıtır çıtır yanıyor olurdun."

Lori ona sevimsizce sırıttı. "Orayı sana saklamışlar. Beni de seni götürmem için yolladılar. Valizini toplamaya başlasan iyi edersin. Yazlık bir şeyler al yanına, orası hep sıcak diyorlar."

Lorenzo hapı yuttuğunu anlamış gibi allak bullak bir suratla bize baktı.

Gözlerimi devirdim. "Şaka yapıyor. Sana cehennemin en lüks süitini falan ayırmamışlar. Gece kondu gibi bir yerde cayır cayır yanacaksın."

Lorenzo bana ağlayacak gibi baktı.

Lori'yle gülmemek için kendimizi sıkıyorduk.

"Cehennem melekleri dünyaya inmiş resmen!" diye haykırdı Rush. "Üstelik biri bizden Fransızca dersi alıp kokteyllere katıldı!"

Başımı ciddiyetle salladım. "Orada içtiğiniz şampanyalar da günah listenize eklendi bu arada, haberiniz olsun. Liste uzadıkça sıcaklık artıyormuş diye duydum."

Şimdi Rush da ağlayacak gibiydi.

Aaron ikisine eskiden geri zekalı olduklarından şüpheleniyormuş ama artık eminmiş gibi baktı.

"Aa, neyi hatırladım bakın!" Aniden aklıma gelen şeyle Lori'nin kolunu tutmayan parmaklarımı şıklattım. "Hani bana zorla ıstakoz ve siyah havyar yedirmiştiniz, siz de önümde pizza yemiştiniz ya? O da günah listenize eklendi. Hatta üçle çarpılarak." Kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı büzdüm. "Üzgünüm. Bana bulaşmayacaktınız."

Lorenzo, "Telafi edebiliriz!" diye haykırdı. Cebinden telefonunu çıkarıp bir şeylere girdi. "Kaç tane pizza istediğini söyle yeter. Yüz? Beş yüz? Üç bin? İstersen pizzacıyı satın alabilirim-"

"Sen gerçek bir embesilsin," dedi Aaron dümdüz, ciddi suratıyla.

Rush ona kötü kötü baktı. "Cehenneme giden tüm biletleri biz almışız ve şu an bir şeyleri telafi etmeye çalışıyoruz, tamam mı?" Bana döndü. "Yoksa iki pizzacı mı istersin? Pizzacı zinciri de alabiliriz, gerçi tüm haftalık harçlığımızı harcamamız gerekir ama-"

Lafının kalanını duyamadık çünkü Lori'yle aynı anda gülme krizine girdik.

"Tanrım," diye zar zor mırıldanan Lori yaşaran gözünü elinin tersiyle sildi. "Sandığımdan bile salaklar."

Lorenzo hakareti görmezden gelip bize ümitle baktı.

"Yani cehennemde bizi beklemiyorlar mı?"

Lori bir an durup ciddi ciddi düşündü.

"Muhtemelen bekliyorlardır. Ama ben oralara hiç uğramadım. Bilmiyorum."

Rush suratını buruşturdu.

"Sen ölüp de cehenneme gitmediysen biz hiç gitmeyiz."

Lori'yse bu iddiaya kaşlarını kaldırarak yanıt verdi. "Öyle mi Rush? İstersen herkes yaptığı pislikleri bir kağıda yazsın ve karşılaştıralım. Bakalım hangimiz Tanrı'nın daha sevgili kuluymuşuz."

Tehdit edercesine gülümsedi.

"Şey... O kadar ciddi bir şeye girişmeye gerek yok bence. Yorulmayalım diye söylüyorum."

Çocuklar aralarında bakıştılar.

Üçünü toplasak bir tane iyi insan etmiyor olmalıydı.

Aaron kanepede arkasına yaslanıp yüzünü tavana çevirdi. Çok kısa sürede düşünmekten yorulmuş gibiydi. Yine de çekiciliğinden bir şey kaybetmemiş-

Odaklan, Melia. Odaklan.

"Madem bunca zaman Melia bizden senin için yardım istiyordu, neden kim olduğunu bize söylemedin? Nasıl görünmezken öylece bir anda görünebiliyorsun? Nasıl bir hayalete dönüştün ama aslında tam olarak dönüşmedin? Neden Kyle'ın seni öldürdüğünden bu kadar eminsin?"

Soruları ardı ardına sıralayan Aaron başını hafifçe eğerek Lori'ye alttan, tehditkar bir bakış attı.

"Ve en önemli soru, neyin peşindesin?"

Lori Aaron'ın tehditkar bakışına taş gibi sarsılmaz bir kararlılıkla karşılık verdi. Onu korkutmak imkansızdı.

"İntikam," dedi tereddütsüzce. "Detayları konuşacağız. Ama hedefim önce bedenimi bulmak. Sonra da o pisliği doğduğuna pişman etmek."

Gözlerine ulaşmayan bir gülümsemeyle dördümüzü süzdü.

"Ve siz de bu yolda bana yardım edeceksiniz."

Serbest DüşüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin