32- Bunu hatırla, beni hatırla.

1K 95 39
                                    

ben bu bölümü çok sevdim, umarım siz de beğenirsiniz <3

ayrıcaa biliyorsunuz ki iki günde beş tane falan yeni bölüm yayınladım. haliyle yoruldum. sonraki bölüm için belirli bir tarih veremiyorum. önümüzdeki hafta ilk fırsatta diyelim. lütfen bölüm/hikaye hakkındaki düşüncelerinizi paylaşarak beni mutlu edin :)

iyi okumalar!!

*

⋆ Yeah, someday, when we're older

I'll be yours and you'll be mine. ⋆

*

Aaron geri dönüp sürücü koltuğuna oturduğunda elinde bir termos ve bir şişe su vardı.

"Ne oluyor?" diye sırıttım. "Kampa mı gidiyoruz, termos falan?"

Arabayı çalıştırıp park yerinden çıktı.

"Hayır. Seni ayıltmak gibi zorlu bir görevimiz var."

Termosu bana uzattı. Bir eline, bir de yüzüne dik dik baktım.

"Kate kim dedim, Aaron."

İç çekip termosu kucağıma bıraktı.

"Gerçekten bilmiyorum Melia."

"Ne demek bilmiyorsun?" diye tısladım. "Seni salonun diğer ucunda gördü işte benimki dedi!"

Suratımı buruşturup elimi havada salladım. Hayalimde o kızı tokatlıyordum.

Aaron'ın profilinden gördüğüm surat ifadesi aniden değişti. Birdenbire sıkıntılı hali gitti, yerine keyiften dört köşe bir Aaron geldi. Değişimini ağzım açık izledim.

"Çok keyiflisin ama hâlâ Kate'in kim olduğunu açıklamadın!"

Alt dudağını büküp omuz silkti. "Bilmem. Sence kim?"

Sinirden gülüyordum artık.

"Seni bu kadar kolayca işaret edip 'benimki' dediğine göre aranızda ya bir şeyler oldu ya da olacak. Ona randevu mu verdin?"

Beynim son hız işlemeye devam etti.

"Yoksa şu senin üst katlarda bir odan olan kulüpte mi buluşacaktınız? Yoksa... bu gece mi? Beni eve bırakıp oraya mı gideceksin?"

Dudakları aralandı. Arabayı yol kenarına çekip oturduğu yerde tüm vücuduyla bana döndü.

"Mühendisliği falan boşver Melia. Senaryo yazarı olman gerekiyor. Bu kadar güzel yazanını daha önce görmedim."

Kaşlarımı kaldırdım. "Çok kız tanıdım diyorsun yani. Üstelik en paranoyağı da benim, öyle mi Aaron?"

Tiz sesimi duyunca suratını buruşturdu.

"Opera sanatçılığını da düşünebilirsin."

Bir iki saniye ne yapsam diye etrafıma bakındım.

Sonra kucağımda duran çantamla termosu arka koltuğa fırlattım ve emniyet kemerimi açıp Aaron'ın üstüne atladım.

Şaşkın bir kahkaha atarak beni havada yakaladı.

Beni kucağında tutuyordu ve tüm gücümle ona vurmaya çalışsam da kollarım tüydenmiş gibi rahatlıkla zapt ediyordu.

Dizlerim onun kalçasının iki yanında koltuğun yanlarına yaslanmıştı. Arabanın içi geniş olmasa şu konumda olmamız mümkün değildi.

Serbest DüşüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin